İndirin:
İmam Humeyni (r.a) ve İmam Hamanei’nin Fetvası Esasına Göre Fetvaların Farklılıkları
- Taklit
Taklit
1
Ayetullah Uzma Humeyni: Başlangıçta ölmüş bir müçtehidi taklit etmek caiz değildir.
(Tahriru’l-Vesile, el-Mukaddemetu fi Ahkami’t-Taklit, 13. mesele).
Ayetullah Uzma Hamanei: Başlangıçta ölü bir müctehidi taklit etmek, farz ihtiyat gereği caiz değildir.
(Ecvibetu’l-İstiftaât, 22. soru)
2
Soru: Fetvadan sonra ihtiyat terk edilmemeli, tabirine yer verilirse bu ihtiyat farz mıdır?
Ayetullah Uzma Humeyni: Cevap: İhtiyat terk edilmemelidir tabiri fetvanın açıklanmasından sonra söylenmişse, ihtiyatın güzel oluşunun tekidi içindir.
(Tevzihu’l-Mesail’in sonunda mevcut istiftaat, 1. soru)
Ayetullah Uzma Hamanei: Fetvadan önce veya fetvadan sonra zikredilen ihtiyat, müstehap ihtiyattır, ama “İhtiyat terk edilmemelidir” ibaresiyle birlikte gelen yerde, ihtiyattan maksat farz ihtiyattır.
(İstifta, 7)
- Necasetler ve Temizleyiciler
Necasetler ve Temizleyiciler
3
Ayetullah Uzma Humeyni: Kûr su kg esasınca yaklaşık 377/ 419 kg dır.
(Tahriru’l-Vesile, Faslun fi’l-Miyâh, 14. mesele)
Ayetullah Uzma Hamanei: Kûr su yaklaşık 384 litredir.
(İstifta, 2)
4
Ayetullah Uzma Humeyni: Hangi din ve mezhepten olursa olsun gayrimüslim necaset hükmüne mahkümdür.
(Tahriru’l-Vesile, el-Kavli fi’n-Necasat; İstiftaa, c. 1, 267. soru)
Ayetullah Uzma Hamanei: Semavi dinin mütedeyyini olmayan kâfir necistir, ama Ehl-i Kitâp (Yahudi, Hıristiyan, Zerdüşt ve Sabiin) paktır (necis değildir).
(İstiftaat, 9; Ecbibetu’l-İstifta, 9, 313 ve 316. soru)
5
Ayetullah Uzma Humeyni: Eti haram olan kuşların dışkısı necistir.
(Tahriru’l-Vesile, el-Kavli fi’n-Necasat, 1. mesele)
Ayetullah Uzma Hamanei: Eti haram olan kuşların dışkısı necis değildir.
(İstiftaat, 9; Ecbibetu’l-İstifta, 279. soru)
6
Ayetullah Uzma Humeyni: Üçüncüsü: İster eti helal olsun ister eti haram olsun kanı sıçrayarak akan her hayvanın menisi necistir.
(Tahriru’l-Vesile, el-Kavli fi’n-Necasat, es-Salis)
Ayetullah Uzma Hamanei: İnsanın ve kanı sıçrayarak akan eti haram olan hayvanın menisi necistir. Eti helal olan hayvanın menisi farz ihtiyat gereği necistir.
(İstifta, 9)
7
Ayetullah Uzma Humeyni: Necaset yiyen devenin teri necistir, ama diğer necaset yiyen hayvanların terinden kaçınılması gerekmez.
(Tahriru’l-Vesile, el-Kavli fi’n-Necasat, el-Hadi Aşer)
Ayetullah Uzma Hamaneni: Haram yoldan cünüp olan kimsenin teri ve necaset yiyen hayvanın teri (en kavi delile göre) paktır, ama farz ihtiyat gereği (bu terin bulaşması halinde) namaz kılınmamalıdır.
(Ecbibetu’l-İstiftaat, 270. Soru)
8
Ayetullah Uzma Humeyni: Yumurtanın içinde görünen kan necis değildir, ama farz ihtiyat gereği yenilmesinden kaçınılmalıdır.
(Tahriru’l-Vesile, el-Kavli fi’n-Necasat, el-Hamis)
Ayetullah Uzma Hamanei: Yumurtanın içinde görünen kan paktır, ama yenilmesi haramdır.
(İstifta, 14; Ecbibetu’l-İstiftaat, 269. Soru)
9
Ayetullah Uzma Humeyni: Müslümandan ve Müslüman pazarından alınan et, içyağı ve derinin, önceden kâfirin elinde olduğunu bilmemiz ve kâfirden alan Müslümanın araştırma yapma ihtimalini veriliyorsa ve kesimin şer’i yapıldığı kesin ihraz edilirse, farz ihtiyat gereği Müslüman şahsın o şeyle davranışı, şer’i kesimin olduğu bir şekilde olmalıdır. Bu durumunda da adı geçen bu şeylerin hükmü paktır(yani şer’i kesinin yapıldığı ihtimalini vermek yeterli değildir). Ama Müslüman araştırma yapmaksızın kâfirden almışsa, farz ihtiyat gereği belkide en kavi delile binaen, ondan kaçınılması gerekir.
(Tahriru’l-Vesile, el-Kavli fi’n-Necasat, 4. mesele)
Ayetullah Uzma Hamanei: Hayvanların etleri, derileri ve diğer uzuvları, gayrimüslim ülkelerden temin edilmiş ise hayvanın İslami kesim yapılması ihtimali verilirse temizdir ve İslami kesimin yapılmadığına yakîn edilirse necistir.
(İstifta, 12)
10
Ayetullah Uzma Humeyni: Şarap ve insanı sarhoş eden her şey, aslı itibarıyla sıvı ve akışkan olursa necistir.
(Tahriru’l-Vesile, el-Kavli fi’n-Necasat, es-Samin)
Ayetullah Uzma Hamanei: Sarhoş edici içecekler farz ihtiyat gereği necistir.
(İstiftaat, 9; Ecbibetu’l-İstiftaat, 301. soru)
11
Ayetullah Uzma Humeyni: Necisle temastan necis olan bir şey, üç vasıtaya kadar necis edicidir, ama bundan (üç vasıtadan) daha çoğu necis edici değildir.
(Tahriru’l-Vesile, 9. mesele)
Ayetullah Uzma Hamanei: Bizzat necisin kendisine temas edip necis olan bir şey temiz olan bir şeye temas ederse ve bunlardan biri ıslak ise pak olan şeyi necis yapar. Keza necis olan bir şeyle temas sonucu necis olmuş şey temiz bir şeyle temas ederse farz ihtiyat gereği o şeyi necis yapar. Ancak üçüncü necis olan şey kendisiyle temas edilen bir şeyi necis yapmaz.
(İstifta, 19; Ecbibetu’l-İstiftaat, 283. soru)
12
Ayetullah Uzma Humeyne: Adil bir kimse bir şeyin necis olduğunu söylerse, farz ihtiyat gereği o şeyden sakınmalıdır.
(Tahriru’l-Vesile, 3. mesele)
Ayetullah Uzma Hamanei: Dışsal (nesnel) meselelerde haber-i vahit hüccet değildir.
(İstifta, 207)
13
Ayetullah Uzma Humeyni: Bir şey – tabaktan başka – idrarla necis olursa iki kez yıkanmalıdır ve farz ihtiyat gereğince iki kez yapılan yıkama, idrarı gidermek için yapılan yıkamadan başkadır.
(Tahriru’l-Vesile, Faslun fi’l-Mutahharaat, Evveluha)
Ayetullah Uzma Hamanei: İdrarla necis olan bir şey (tabak hariç), bizzat necisin kendisi temizlendikten sonra üzerine iki defa az su dökülürse temizlenir. Keza başka necislerle temas edip necis olan bir şey, necis temizlendikten sonra bir defa yıkanırsa temizlenmiş olur.
(İstifta, 21)
14
Ayetullah Uzma Humeyni: İçinde su veya başka sıvı bir şey olan bir kap köpeğin salyasıyla necis olmuşsa önce farz ihtiyat gereği temiz olan toprakla topraklanmalı ve sonra iki kez az suyla (abı galil) yıkanmalıdır veya farz ihtiyat gereği kûr su veya akan suyla iki kez yıkanmalıdır. Köpeğin salyasının kabın içine akması dışında köpeğin kabı yalaması gibi ağzına değerek necis olursa farz ihtiyat gereği yine aynı hüküm uygulanır.
(Tahriru’l-Vesile, Faslun fi’l-Mutahharaat, Evveluha)
Ayetullah Uzma Hamanei: Köpeğin su veya diğer sıvı şeyi içtiği veya yaladığı kap önce toprakla yıkanmalı ve sonra suyla yıkanmalıdır. Bu kap az suyla yıkanırsa toprakla yıkadıktan sonra iki kez suyla yıkanmaldır.
(İstifta, 24)
15
Ayetullah Uzma Humeyni: Domuzun sıvı bir şey yediği kap, yedi defa az su ile yıkanmalıdır veya kûr ve akan suyla da farz ihtiyat gereği yedi defa yıkanmalıdır.
(Tahriru’l-Vesile, Faslun fi’l-Mutahharaat, Evveluha ve 2. mesele)
Ayetullah Uzma Hamanei: Domuzun sıvı bir şey yediği veya su içtiği kap yedi kez yıkanmalıdır.
(İstifta, 25)
16
Ayetullah Uzma Humeyni: Ayağın altı ve ayakkabının altı yürüme dışında bir şeyle necis olursa, yürüme aracılığıyla temizlenmesi sorunludur. Ayağın altı ve ayakkabının altının temizlenmesi için, her ne kadar on beş adımdan az yol yürünmesi veya ayağın toprağa sürülmesiyle necaset temizlenirse de, on beş veya daha fazla adım yürünmesi daha iyidir.
(Tahriru’l-Vesile, Faslun fi’l-Mutahherat, Saniha)
Ayetullah Uzma Hamanei: Yerde yürümekten ayağının altı ve ayakkabısının altı necis olan kimse kuru ve temiz zeminde yaklaşık on adım yürürse ve bizzat necisin kendisi veya necis olan şey yürümek veya ayağı toprağa sürmek vesilesiyle temizlenirse necis olan ayağın altı veya ayakkabının altı temizlenir.
(İstifta, 26; Ecvibetu’l-İstiftaat, 80. soru)
17
Ayetullah Uzma Humeyni: Yapay diş doğal dişe takılırsa ve yıkamak için ağızdan çıkarılamıyorsa farz ihtiyat gereği doğal diş hükmünde değildir ve temizlenmesi gerekir.
(İstiftaat, c. 1, 258. soru)
Ayetullah Uzma Hamanei: Yapay veya dolgulu diş, doğal diş sayılacak şekilde ise, doğal diş hükmünde olup necesasetin bizzat kendisinin giderilmesiyle temiz olur ve ağzın içinin yıkanması gerekmez, aksi durumda yapay dişin de temizlenmesi gerekir.
(İstifta, 31)
18
Ayetullah Uzma Humeyni: Temizleyicilerin onuncusu, Müslümanın kayıp olmasıdır. Necasetin baki kaldığından emin olma dışında, kişinin kendisinin, elbisesinin, halısının, tabağının ve elinde bulunan ve temiz olduğu muamelesi yapılır. Başka bir şartın olmaması uzak bir ihtimal değildir. Dolayosıyla ister o kişi necasetten haberdar olsun ya da olmasın, o şeyin necis olduğuna inansın yahut inanmasın, dinde laubali olsun ya da olmasın taharet hükmü caridir.
(Tahriru’l-Vesile, Faslun fi’l-Mutahherat, Aşiruha)
Ayetullah Uzma Hamanei: Bir Müslümanın bedeninin, elbisesinin veya herhangi bir eşyasının necis olduğundan emin olur ve o Müslümanı uzun süre görmez, sonra necis olan şeye temiz muamelesi yaptığını görürse, o şeyin sahibi önceki necasetten ve temizlik ve necaset hükümlerinden haberdar olması koşuluyla, o şeyin hükmü temizdir.
(İstifta, 32)
19
Ayetullah Uzma Humeyni: İdrar kanalı, sudan başka bir şeyle temizlenmez ve erkeklerin idrarın giderilmesinden sonra bir kez yıkanması yeterlidir, ama kadınlar ve idrarı doğal yoldan gelmeyen kimseler farz ihtiyat gereği iki kez yıkamalıdır.
(Tahriru’l-Vesile, Faslun fi’l-İstinca, 1. mesele)
Ayetullah Uzma Hamanei: İdrarın giderilmesinden sonra idrar yolunun az suyla iki kez yıkanması ihtiyat esasınca gereklidir.
(İstifta, 35; Ecvibetu’l-İstiftaat, 90. Soru)
20
Ayetullah Uzma Humeyni: Makattaki dışkı taş, kesek ve benzeri şeylerle giderilirse her ne kadar temizlenmiş olması düşündürücü olsada, ama namaz kılmanın bir sakıncası yoktur ve o yere bir şey değse necis olmaz, küçük zerreler ve o yerin kayganlığının da sakıncası yoktur.
(Tahriru’l-Vesile, Faslun fi’l-İstinca, 2 ve 4. mesele)
Ayetullah Uzma Hamanei: Makattaki dışkı iki şekilde temizlenir: … İkincisi üç adet taş veya temiz bir bez vb. necaset temizlenir ve üç parça ile necaset gitmezse diğer parçalarla tamamen temizlenmelidir.
(İstifta, 36; Ecvibetu’l-İstiftaat, 99. soru)
- Abdest
Abdest
21
Ayetullah Uzma Humeyni: Ayakların üstü, parmaklardan birisinin ucundan ayak üstü yumrusuna kadar meshedilmelidir ve müstehap ihtiyat gereği ayak bileğine kadar meshedilmelidir.
(Tahriru’l-Vesile, Faslun fi’l-Vuzu, 15. mesele)
Ayetullah Hamanei: Ayak bileğine kadar meshedilmelidir.
(İstifta, 43; Ecvibetu’l-İstiftaat, 106 ve 111. soru)
22
Ayetullah Uzma Humeyni: Yüzü farz ihtiyata göre yukarıdan aşağıya yıkamalı, aşağıdan yukarıya yıkanırsa abdest batıl olur ve ellerin dirsekten parmakların uçlarına kadar yıkaması gerekir.
(Tahriru’l-Vesile, Faslun fi’l-Vuzu, 2 ve 3. mesele)
Ayetullah Uzma Hamanei: Abdestte yüz ve kollar yukarıdan aşağı yıkanmalıdır ve aşağıdan yukarı doğru yıkanırsa abdest batıl olur.
(İstifta, 46)
23
Ayetullah Uzma Humeyni: Abdestte yüz ve kolların bir kere yıkanması farz, iki kere caiz ve üç ve daha fazlası haramdır. Bir avuç suyla uzvun tamamı yıkanırsa ve abdest kastıyla dökülürse, bir kere kast edilsin veya edilmesin, bir kere sayılır.
(Tevzihu’l-Mesail, 248. mesle)
Ayetullah Uzma Hamanei: Abdestte yüz ve kolların bir kez yıkanması farz, iki kez yıkanması caiz ve bundan fazlası meşru değildir. Bir defa veya iki defa veya daha fazlasını belirleyen abdest alanın niyetidir, yani bir kez yıkama kastıyla birkaç kez yüze su dökülebilir.
(İstifta, 47; Ecvibetu’l-İstiftaat, 102. soru)
24
Ayetullah Uzma Humeyni: Uzuvlar arasında tertip abdestin şartlarındandır, dolayısıyla yüzün yıkanmasının sağ kola önceliği, sağ kolun yıkanmasının sol kola, sol kolun yıkanmasının başı meshetmeye ve başın meshedilmesinin ayağı meshetmeye önceliği vardır ve ihtiyat gereği sağ ayak sol ayaktan önce meshedilmelidir ve bunun farz olması hiçte uzak bir ihtimal değildir.
(Tahriru’l-Vesile, Şaraitu’l-Vuzu)
Ayetullah Uzma Hamanei: Abdestin sıralaması şöyledir: Yüzün alnın üstünden itibaren, yani saç bitiminden çene ucuna kadar yıkanması sonra sağ kolun dirsekten itibaren parmakların ucuna kadar yıkanması sonra sol kolun dirsekten itibaren parmak uçlarına kadar yıkanması sonra ıslak elle başın ön kısmına meshedilmesi ve son olarak ıslak elle her iki ayağın parmak uçlarından ayak bileklerine kadar meshedilmesi.
(İstifta, 43)
25
Ayetullah Uzma Humeyni: Başın sağ elle meshedilmesi veya yukarıdan aşağı meshedilmesi lazım değildir.
(Tahriru’l-Vesile, Faslun fi’l-Vuzu, 14. mesel)
Ayetullah Uzma Hamanei: İhtiyat gereği baş sağ elle meshedilmelidir, fakat yukarıdan aşağıya mesh etmek lâzım değildir.
(İstifta, 48)
26
Ayetullah Uzma Humeyni: Avucunda mesh için ıslaklık kalmamışsa, dışardan eli su ile ıslatamaz, ancak diğer abdest uzuvlarından el ıslatılarak mesh etmelidir.
(Tahriru’l-Vesile, fi Vacibati’l-Vuzu, 17. mesele)
Ayetullah Uzma Hamanei: Mesh için el içinde ıslaklık kalmamışsa el su ile ıslatılamaz, aksine sakal veya kaştaki ıslaklıkla el ıslatılıp mesh edilmelidir.
(İstifta, 52)
27
Ayetullah Uzma Humeyni: Abdest uzuvlarından birisi necis olursa ve abdestten sonra abdest öncesi mi yoksa abdest sonrası mı o yerin yıkandığından şek ederse, abdest esnasında necis yerin pak ve necis olduğuna dikkat etmemişse abdest batıldır. Ama dikkat edilmişse veya dikkat edilip edilmediğinde şek edilirse abdest sahihtir ve her halükarda necis olan yer suyla yıkanmalıdır.
(Tahriru’l-Vesile, Şaraitu’l-Vuzu, 13. mesele)
Ayetullah Uzma Hamanei: Abdestten sonra necis bölgenin abdest öncesi temizlenip abdest alınıp alınmadığında şek edilirse abdest sahihtir, ama o bölgenin suyla yıkanması gerekir.
(Dersi Harici Namazı Cemaat, 36. oturum, Kaideyi Fırağ; İstifta, 59)
28
Ayetullah Uzma Humeyni: Abdest almadan önce, abdestin bazı yerlerine suyun ulaşmasına engel olduğunu bilir, abdestten sonra ise abdest sırasında suyu o bölgeye ulaştırıp ulaştırmadığından şüphe ederse, abdesti sahihtir. Ama abdest esnasında engeli dikkate almadığını bilirse tekrar abdest alması gerekir.
(Tahriru’l-Vesile, Şaraitu’l-Vuzu, 12. mesele)
Ayetullah Uzma Hamanei: Abdestten önce bazı abdest uzuvlarında suyu ulaştırmayan engelin olduğunu bilir ve abdestten sonra suyun o bölgeye ulaşıp ulaşmadığında şüphe ederse abdest sahihtir.
(Dersi Harici Namazı Cemaat, 36. oturum, Kaideyi Fırağ)
29
Ayetullah Uzma Humeyni: Bazı abdest uzuvlarında bazen suyu geçiren ve bazen suyu geçirmeyen bir engel olursa ve abdesten sonra insan suyun o bölgeye sirayet edip etmediğinde şüphe eder ve abdest esnasında suyun engel altına ulaşmasına dikkat etmediğini bilirse, tekrar abdest almalıdır.
(Tahriru’l-Vesile, Şaraitu’l-Vuzu, 12. mesele)
Ayetullah Uzma Hamanei: Bazı abdest uzuvlarında bazen suyu geçiren ve bazen suyu geçirmeyen bir engel olursa ve insan abdestten sonra suyun o bölgeye sirayet edip etmediğinde şüphe ederse, abdest sahihtir.
(Dersi Harici Namazı Cemaat, 36. oturum, Kaideyi Fırağ)
30
Ayetullah Uzma Humeyi: Abdestten sonra, suyun abdest alınan kısımlara ulaşmasını engelleyen bir şey görürse ve bunun abdest esnasında mı yoksa sonrasında mı olduğunu bilmezse, abdesti sahihtir. Ama abdest vaktinde o engeli dikkate almadığını bilirse farz ihtiyat gereği tekrar abdest alınmalıdır.
(Tahriru’l-Vesile, Şaraitu’l-Vuzu, 12. mesele)
Ayetullah Uzma Hamanei: Abdestten sonra, abdestin yerlerinde suyun kendisine ulaşmasını engelleyen bir şey görürse, bu engelin abdest sırasında var olduğunu veya sonradan oluştuğunu bilmezse, abdesti sahihtir.
(Dersi Harici Namazı Cemaat, 36. oturum, Kaideyi Fırağ)
31
Ayetullah Uzma Humeyni: Abdestsiz kimsenin herhangi bir dilde yazılmış Yüce Allah'ın ismine dokunması haramdır ve keza farz ihtiyat gereği Peygamber, İmam ve Hazreti Zehra’nın (selam olsun onlara) mübarek ismine dokunmakta böyledir.
(Tevzihu’l-Mesail, 319. mesele)
Ayetullah Uzma Hamanei: Abdestsiz olarak Allah Teâlâ’nın isimlerine ve peygamberlerin ve masumların (s.a.v.) isimlerine, lakaplarına ve künyelerine dokunmaktan kaçınılması daha iyidir.
(İstifta, 101)
32
Ayetullah Uzma Humeyni: Yüzde ve ellerde yara veya çıban veya kırık varsa ve bunların üzeri açıksa (örtülüp sarılmamışsa) ve üzerine su dökmek zararlıysa etrafını yıkamanız yeterlidir. Ama ıslak elle üzerine sürülmesinin zararı yoksa ıslak elle üzerine sürülmesi ve sonra temiz bir bezin yaralı bölge üzerine konularak tekrar ıslak elle bezin üzerine sürülmesi daha iyidir.
(Tevzihu’l-Mesail, 325. mesele)
Ayetullah Uzma Hamanei: Abdest uzuvlarında yara veya kırık varsa, üzeri açıksa ve yıkanması zararlıysa etrafı yıkanmalıdır ve ihtiyat esasınca ıslak elin üzerine sürülmesinde zarar yoksa ıslak el yara üzerine sürülmelidir.
(İstifta, 79)
33
Ayetullah Uzma Humeyni: Başın önünde veya ayakların üstünde yara veya çıban veya kırıklık varsa ve üzeri açıksa orası mesh edilemiyorsa üzerine temiz bez parçası konulup elde abdestten kalan ıslaklıkla bezin üzerine sürülmelidir ve müstehap ihtiyat gereği teyemmüm de alınmalıdır. Bunlar üzerine bez parçası konulması mümkün olmazsa abdest yerine teyemmüm alınmalıdır ve mesh olmaksızın ikinci bir abdestin alınması da daha iyidir.
(Tevzihu’l-Mesail, 326. mesele)
Ayetullah Uzma Hamanei: Mesh yeri yara ise ve üzerine ıslak elle mesh edilemiyorsa abdest yerine teyemmüm alınmalıdır, ama bez parçasının yara üzerine bırakılıp mesh edilme imkânı olması durumunda ihtiyat esasınca teyemmüm etmenin yanı sıra mesh edilerek abdest de alınmalıdır.
(İstifta, 80; Ecvibetu’l-İstiftaat, 136. soru)
34
Ayetullah Uzma Humeyni: Altın ve gümüş kapları yemek, içmek ve abdest, gusül vb. işlerde kullanmak haramdır, ancak oda dekorasyonunda bulundurmak ve kullanmak haram değildir.
(Tahriru’l-Vesile, el-Kavlu fi’l-Evani, 2. mesele)
Ayetullah Uzma Hamanei: Altın ve gümüşten yapılmış kapta yemek ve içmek haramdır, fakat bulundurmak ve - yemek ve içmek dışında - başka şekillerde kullanmak haram değildir.
(İstifta, 40)
Abdestin Özel Meseleleri[1]
1
Ayetullah Uzma Hamanei: Farz ihtiyat gereği abdest esnasında muvalata (abdest uzuvlarını ara vermeksizin yıkamak) uyulmuşsa, abdestin terk edilmesi caiz değildir.
(İstifta, 6)
2
Ayetullah Uzma Hamanei: Abdest ve gusül uzuvlarında tırnak implantları veya kirpik implantları gibi ortadan kaldırılması imkânsız veya büyük zarar ve meşakkatli bir engelin kasten ve lüzumsuz olarak icat edilmesi caiz değildir. Eğer bir kimse bunu yapar da engeli kaldıramaz ise günah işlemiş olur ve cebire abdesti veya guslüne ek olarak, teyemmüm etmeli ve tırnakları çıkardıktan sonra farz ihtiyata göre namazları da kaza etmelidir.
(İstiftaat-ı Cedid)
3
Ayetullah Uzma Hamanei: El-yüz yıkama yeri ile tuvalet aynı yerde olursa orada abdest alınması mekruh değildir.
[1] - Ayetullah Uzma Hamanei’nin görüşü esasınca bazı konular olup bu konularda Ayetullah Uzma Humeyni’nin görüşüne rastlanmamıştır.
- Cenaze Hükümleri
Cenaze Hükümleri
40
Ayetullah Uzma Humeyni: Erkek veya kadın, yaşlı veya küçük, ölmekte olan bir Müslüman, ayaklarının altı kıbleye dönük olarak sırt üstü yatırılmalıdır.
(Tahriru’l-Vesile, Faslun fi Ahkami’l-Emvat, 2. mesele)
Ayetullah Uzma Hamanei: Ölmek üzere olan bir Müslümanın, ayaklarının altı kıbleye dönük olacak şekilde sırtüstü kıbleye dönük yatması uygundur. Pek çok fakih, bu fiili, ölmekte olan kimse -eğer gücü yetiyorsa- ve diğerleri için farz bilmiştir ve ihtiyat odur ki bu fiil terk edilmemelidir.
(İstiftaat, 105; Ecvibetu’l-İstiftaat, 253. soru)
41
Ayetullah Uzma Humeyni: On İki İmam’ı kabul eden Müslümanların gusledilmesi, kefenlenmesi, cenaze namazının kılınması ve defnedilmesi her mükellefe farzdır ve farz ihtiyat gereği On İki İmam’a inanmayan Müslümanların hükmü de aynıdır.
(Tahriru’l-Vesile, el-Kavlu fi Gusli’l-Meyyit)
Ayetullah Uzma Hamanei: Müslümanın gusledilmesi, kefenlenmesi, cenaze namazının kılınması ve defnedilmesi her mükellefe farzdır.
(İstifta, 106)
42
Ayetullah Uzma Humeyni: Cenazeyi gusleden kimse farz ihtiyat gereğince baliğ olması gerekir.
(Tahriru’l-Vesile, el-Kavlu fi Gusli’l-Meyyit, 13. mesele)
Ayetullah Uzma Hamanei: Cenazeyi gusleden kimsenin On İki İmam Müslümanı olması, baliğ olması, akıllı olması ve gusül meselelerini bilmesi gerekir.
(İstifta, 110)
43
Ayetullah Uzma Humeyni: Müslüman’ın cenazesi kamis (gömlek), izar ve lifafe (peştamal) olmak üzere üç parçayla kefenlenir. İzar, göbekten diz kapağına kadar bedenin etrafını kaplamalıdır ve göğüsten ayağa kadar ulaşması daha iyidir. Farz ihtiyat gereği, kamis (gömlek) omuzdan baldırın yarısına kadar olan kısmı tamamen örtmelidir. Lifafe, bedenin tamamını örtecek ve iki ucundan bağlanacak kadar uzun olmalı ve eni ise bir ucunun diğerinin üzerine gelecek kadar olmalıdır.
(Tahriru’l-Vesile, el-Kavlu fi Tekvini’l-Meyyit)
Ayetullah Uzma Hamanei: Müslümanın cenazesi üç parça bezle kefenlenmelidir; birincisi cenazenin bel ve bacağına dolanan izar, ikincisi omuzların başından baldıra kadar olup ön ve arkayı örten kamis (gömlek) ve üçüncüsü uzunluğu bedenin tamamını örtecek ve iki ucundan bağlanacak kadar olan ve eni ise bir ucunun diğerinin üzerine gelecek kadar olan lifafe.
(İstifta, 117)
44
Ayetullah Uzma Humeyni: Canlı bir bedenden kemikli bir parça ayrılırsa ve ayrılan parçaya gusledilmeden önce dokunulursa cenaze guslü alınmalıdır, ama ayrılan parçada kemik olmazsa dokunulması durumunda cenaze guslü farz değildir.
(Tahriru’l-Vesile, el-Kavlu fi Gusli Messi Meyyit, 4. mesele)
Ayetullah Uzma Hamanei: Canlı insanın bedeninden ayrılan uzva dokunmak guslü gerektirmez.
(İstifta, 103)
- Teyemmüm
Teyemmüm
45
Ayetullah Uzma Humeyni: Teyemmümde dört şey farzdır:
Birincisi: Niyet.
İkincisi: İki elin içini birlikte üzerine teyemmüm edilmesi doğru olan bir şeyin üzerine vurmak.
Üçüncüsü: İki elin içini bütün alına ve iki tarafına, saçın çıktığı yerden kaşlara ve burnun üst kısmına kadar çekmek. Farz ihtiyat gereği eller, kaşların üzerine de çekilmelidir.
Dördüncüsü: Sol elin iç tarafını sağ elin üstünün tamamına ve daha sonra sağ elin iç tarafını sol elin üstünün tamamına çekmek.
(Tahriru’l-Vesile, el-Kavlu fi Keyfiyeti’t-Teyemmüm, 1. mesele)
Ayetullah Uzma Hamanei: Teyemmümün tertibi şöyledir:
1. Teyemmümün başından sonuna kadar niyet;
2. İki elin içini birlikte üzerine teyemmüm edilmesi doğru olan bir şeyin üzerine vurmak;
3. İki elin içini bütün alına ve iki tarafına, saçın çıktığı yerden kaşlara ve burnun üst kısmına kadar çekmek;
4. Sol elin iç tarafını sağ elin üstünün tamamına ve daha sonra sağ elin iç tarafını sol elin üstünün tamamına çekmek;
5. Farz ihtiyat gereği iki elin içi birlikte üzerine teyemmüm edilmesi doğru olan bir şeyin üzerine tekrar vurulmalı ve sol elin iç tarafı sağ elin üstünün tamamına ve daha sonra sağ elin iç tarafı sol elin üstünün tamamına çekilmelidir.
(İstifta, 136; Ecvibetu’l-İstiftaat, 209. soru)
46
Ayetullah Uzma Humeyni: Teyemmümde alın, avuç içi ve ellerin arkası temiz olmalıdır, eğer avuç içi necis olup yıkayamıyorsa, necis avuç içi ile teyemmüm etmelidir.
(Tahriru’l-Vesile, 1. mesele; Tevzihu’l-Mesail, 706. mesele)
Ayetullah Uzma Hamanei: İhtiyat gereği mümkün olması durumunda alın ve ellerin üstünün temiz olması gerekir. Alın ve ellerin üstünün temizlemesi mümkün değilse, her ne kadar taharetin şart olmaması uzak bir ihtimal değilsede, temizlenme olmadan teyemmüm yapmalıdır.
(İstifta, 140; Ecvibetu’l-İstiftaat, 211. soru)
47
Ayetullah Uzma Humeyni: Alçı taşı, siyah mermer ve diğer taş türleri üzerine teyemmüm sahihtir, fakat akik ve firuze gibi mücevherler üzerine teyemmüm sahih değildir ve farz ihtiyat gereği toprak ve teyemmüm etmenin sahih olduğu diğer şeylerin varlığı durumunda alçı ve söndürülmemiş kireçle de teyemmüm yapılmamalıdır.
(Tahriru’l-Vesile, 3. mesele)
Ayetullah Uzma Hamanei: Alçı ve kireç taşı gibi toprak hesap edilen her şeyle teyemmüm doğrudur. Ve Keza alçı, pişmiş kireç, tuğla ve benzeri şeylerle teyemmümün edilmesi sahihtir.
Altın, gümüş ve benzeri gibi topraktan olmayan madenlerle teyemmüm sahih değildir, ama mermer vb. gibi örfte maden taşı olarak bilinip rağbet gören taşların üzerine teyemmüm sahihtir. İhtiyat gereği çimento ve mozaikle teyemmümün terk edilmesi gerekirse de, bunlarla teyemmümün sakıncası yoktur.
(İstiftaat, 131 ve 132. mesele; Ecvibetu’l-İstiftaat, 210 ve 489. soru)
48
Ayetullah Uzma Humeyni: Gusül yerine teyemmüm edilirse ve sonra abdesti bozacak bir şey öne çıkarsa ve sonraki namazlar için gusül yapılamazsa abdest alınması gerekir ve abdest alınamıyorsa abdest yerine teyemmüm edilmelidir.
(Tahriru’l-Vesile, 5. mesele)
Ayetullah Uzma Hamanei: Gusül yerine teyemmüm alan kimse için küçük hades öne çıkarsa, örneğin idrar ederse sonraki namazlar için gusül alamıyorsa farz ihtiyat gereği tekrar gusül yerine teyemmüm etmeli ve abdest de almalıdır.
(İstifta, 147)
49
Ayetullah Uzma Humeyni: Bir kimse namaz için abdest alamıyorsa ve teyemmüm de mümkün değilse müstehap ihtiyat gereği namazını temiz olmaksızın (abdestsiz ve teyemmümsüz) vaktinde kılmalı ve farz ihtiyat gereği kıldığı namazın kazasını da yerine getirmelidir.
(Tahriru’l-Vesile, 7. mesele)
Ayetullah Uzma Hamanei: Bir kimse namaz için abdest alamıyorsa ve teyemmüm de mümkün değilse müstehap ihtiyat gereği namazını abdestsiz ve teyemmümsüz vaktinde kılmalı ve sonra abdestli olarak veya teyemmüm alınmış olarak namazını kaza etmelidir.
(İstifta, 133; Ecvibetu’l-İstiftaat, 212. soru)
50
Ayetullah Uzma Humeyni: Kesin olarak veya bir zarar geleceğinden korkarak teyemmüm alır ve namazdan önce suyun kendisine zarar vermediğini anlarsa, teyemmümü batıldır ve namazdan sonra anlarsa namazı sahihtir.
(Tevzihu’l-Mesail, 672. mesele)
Ayetullah Uzma Hamanei: Bir kimse, suyun kendisine zararlı olduğunu düşünerek teyemmüm ederse ve bu teyemmüm ile namaz kılmadan önce, bunun zararlı olmadığını anlarsa, teyemmümü batıldır. Bu teyemmüm ile namaz kıldıktan sonra, suyun kendisine zarar vermediğini anlarsa, farz ihtiyat gereği abdest almalı veya gusül almalı ve namazı yeniden kılmalıdır.
(İstifta, 129)
- Namaz
- Kaza Namazı ve Ücret Karşılığı Kılınan Namaz
Kaza Namazı ve Ücret Karşılığı Kılınan Namaz
151
Ayetullah Uzma Humeyni: Kaza namazı olan kimse kaza namazını kılmadan önce eda namazını kılabilir ve her ne kadar müstehap ihtiyat esasınca özellikle aynı günün kaza namazı olmak üzere kaza namazı farz namazın önüne geçirilse de, kaza namazının öne alınması gerekmez.
(Tahriru’l-Vesile, Salatu’l-Kaza, 13. mesele)
Ayetullah Uzma Hamanei: Kaza namazı olan kimse eda namazı kılabilir, ama farz ihtiyat gereği bir tek kaza namazı varsa ve özellikle kazaya kalan namaz o güne has ise, önce kaza namazını kılmalıdır.
(Namaz ve Oruç Risalesi, 640. mesele)
152
Ayetullah Uzma Humeyni: Ölünün büyük oğluna babasının kaza namazını kılması farzdır, ama her ne kadar annesinin kaza namazını kılması müstehap ihtiyat gereği olsa da, annesinin kaza namazını kılması farz değildir.
(Tahriru’l-Vesile, Kazau’s-Salat, 16. mesele)
Ayetullah Uzma Hamanei: Büyük erkek evladı ölen babasının ve farz ihtiyat gereği ölen annesinin namazlarını kaza etmesi farzdır.
(Namaz ve Oruç Risalesi, 651. mesele)
153
Ayetullah Uzma Humeyni: (Babanın kaza namazının büyük oğula farz olması meselesinde babanın namazını terk etmesi kasti veya gayri kasti olması fark etmez. Elbette isyan unvanıyla mevlası için namaz kılmayan kimsenin kaza namazının kılınması farz değildir, ama ihtiyat gereğince kazası yerine getirilmeli ve daha ötesi bu ihtiyat terk edilmemelidir.
(Tahriru’l-Vesile, Kazau’s-Salat, 16. mesele)
Ayetullah Uzma Hamanei: Baba veya anne hiç namaz kılmadıysa, farz ihtiyat gereği kaza namazları büyük erkek evlada farzdır.
(Namaz ve Oruç Risalesi, 652. mesele)
154
Ayetullah Uzma Humeyni: Ücretle kılınan namaz için müstehap amel belirlenmediyse ve namaz eşliğindeki örneğin falan müstehap olduğu kendiliğinden anlaşılıyorsa ki bundan da dönülmemelidir ve kunut, tekbir ve rükûunun yerine getirilmesi gibi namazın alışıla gelen müstehabının yerine getirilmesi farzdır.
(Tahriru’l-Vesile, Salatu’l-İsticari, 12. mesele)
Ayetullah Uzma Hamanei: Kiralık namaz için özel bir şart (cemaatle kılınması veya camide kılınması gibi) yoksa kiralanan kimse sadece ölünün farz namazlarını kılması gerekir.
(Namaz ve Oruç Risalesi, 647. mesele)
- Âyat Namazı
Âyat Namazı
155
Ayetullah Uzma Humeyni: Âyat namazı dört durumda farz olur…
1. Kara ve kızıl rüzgârlar, yıldırım ve gök gürlemesi gibi ister semavi olsun veya farz ihtiyat gereği yerin göçmesi gibi zemini olsun insanların korkmasına sebep olan her hadise.
(Tahriru’l-Vesile, Salatu’l-Âyat, 1. mesele)
Ayetullah Uzma Hamanei: Ayet namazı şu dört sebepten birinin varlığıyla farz olur:
…
Kara ve kızıl rüzgârlar ve şimşek gibi gökyüzünde insanların çoğunda korku uyandıran herhangi bir anormal olay.
(Namaz ve Oruç Risalesi, 660. mesele)
156
Ayetullah Uzma Humeyni: Âyat namazının farz olduğu hadiselerin vukuu ve keza zamanı ve miktarı aşağıdaki yollardan ispat edilir:
1. İnsanın bizzat kendi yakini;
2. İki adil kimsenin tanıklığı;
3. Farz ihtiyat gereği bir adil kimsenin şehadeti;
4. İhtiyat esasınca (çok güçlü görüş olmasa da) doğru sözlü olduğuna itminan edilen bir astroloğun bildirmesi.
(Tahriru’l-Vesile, Salatu’l-Âyat, 5. mesele)
Ayetullah Uzma Hamanei: Âyât namazına sebep olan hadiseler şu yollardan biriyle ispat edilir:
İnsanın kendisi anlamalı.
Bilgi veya itminana sebep olan herhangi yol.
İki adil erkeğin bildirmesi.
(Namaz ve Oruç Risalesi, 665. mesele)
157
Ayetullah Uzma Humeyni: Deprem, gök gürültüsü ve yıldırım ve benzeri bir hadise gerçekleştiği zaman hemen âyat namazı kılınmalıdır ve kılınmamışsa günah işlenmiş olur ve insanın ömrünün sonuna kadar istediği bir vakitte kılması farzdır.
(Tahriru’l-Vesile, Salatu’l-Âyat, 3. mesele)
Ayetullah Uzma Hamanei: (Gerçekleşme zamanı az bir süre) Deprem, yıldırım ve benzeri bir şey gerçekleştiği zaman, ihtiyat gereği mükellef âyât namazını hemen kılmalıdır ve geciktirirse eda ve kaza niyeti olmaksızın (teklifin üzerinden kaldırılması kastıyla) ömrünün sonuna kadar kılmalıdır.
(Namaz ve Oruç Risalesi, 668. mesele)
158
Ayetullah Uzma Humeyni: Güneş ve ay tutulması dışında bilerek veya yanılgıyla namazı erteleyen kimseye bu namaz ömrünün sonuna kadar farzdır. Eğer bu âyatın gerçekleşme zamanı hakkında bilgiye ulaşamazsa ve gerçekleşme vaktine bitişik zaman geçerse, her ne kadar ihtiyat gereği âyat namazı kılınması gerekirse de, âyat namazı farz değildir.
(Tahriru’l-Vesile, Salatu’l-Âyat, 7. mesele)
Ayetullah Uzma Hamanei: Eğer o sırada başka olaylardan (güneş tutulması ve ay tutulması hariç) haberdar olursa ve unutkanlık eseriyle dahi âyât namazı kılmamışsa, âyât namazını kılmalıdır ve hadisenin zamanından haberdar olmazsa ve hadiseden sonra anlarsa farz ihtiyat gereği âyât namazını kılmalıdır.
(Namaz ve Oruç Risalesi, 672. mesele)
159
Ayetullah Uzma Humeyni: Âyat namazında mükellef İhlas suresi niyetiyle “Bismillahirrahmanirrahim” diyerek rükûa gidebilir.
(Tevzihu’l-Mesail, 1508. mesele)
Ayetullah Uzma Hamanei: Farz ihtiyat gereği “Bismillahirrahmanirrahim” surenin bir kısmı sayılarak rükûa gidilemez.
(Namaz ve Oruç Risalesi, 674. mesele)
- Cemaat Namazı
Cemaat Namazı
160
Ayetullah Uzma Humeyni: Namazda vesveseye düşen ve sadece cemaatle namaz kıldığı zaman vesveseden kurtulan kimsenin namazını cemaatle kılması gerekir.
(Tevzihu’l-Mesail, 11405. mesele)
Ayetullah Uzma Hamanei: Namazda vesveseye duçar olan kimsenin namazı cemaatle kılması farz değildir, ama vesvesesi namazın kesilmesine sebep olacak kadarsa veya zikrin çok tekrarlanması müvâlâtın kaybolmasına ve namazın bozulmasına sebep olursa cemaatle kılmalıdır.
(Namaz ve Oruç Risalesi, 697. mesele)
161
Ayetullah Uzma Humeyni: Cemaat imamı ihtiyaten namazını kaza ediyorsa veya bir başka kimsenin ihtiyat namazını kılıyorsa, karşılığında para almasa bile, ona uymak sakıncalıdır.
(el-Urvetu’l-Vuska, el-Cemaat, 3. mesele)
Ayetullah Uzma Hamanei: İmam günlük kaza namazlarından birisini kılıyorsa günlük namazı veya günlük namazının kazası imamla kılınabilir, ama ihtiyat namazının kazası, yani kaza olup olmadığı kesin olmayan namazı kılmak istiyorsa, ister kendisinin namazı olsun ister başkasının namazı olsun, imama tabii olunamaz.
(Namaz ve Oruç Risalesi, 701. mesele)
162
Ayetullah Uzma Humeyni: İmam veya me’mum (imama uyan kimse) cemaatle kıldığı namazı tekrar cemaatle kılmak isterse, ikinci cemaat ve şahıslarının birinci cemaattan farklı olması durumunda sakıncası yoktur.
(el-Urvetu’l-Vuska, Müstehabbati’l-Cemaat, 19. mesele)
Ayetullah Uzma Hamanei: Namazını tek başına kılan kimsenin, bu kimse ister imam olsun ister me’mum (imama tabi olan kimse) namazını cemaatle iade etmesi müstehaptır. Cemaatle namaz kılan kimse me’mum ise (imama uyan kimse) ister imam olsun (cemaat imamı) ister me’mum olsun şer’i yönü yoktur (şer’i delili yoktur). Bu kimse imam ise başka bir cemaatle me’ mum olarak kılamaz, ama ilk cemaat dışında başka bir cemaate imam olabilir.
(İstifta, 110)
163
Ayetullah Uzma Humeyni: Tavaf namazında ve ihtiyat namazında cemaatin meşruiyeti sakıncalıdır.
(Tahriru’l-Vesile, el-Cemaat, 1. mesele)
Ayetullah Uzma Hamanei: Kâbe tavafı namazının cemaatle kılınması sahih değildir. Günlük namazın ihtiyat namazına (rekâtlarda şek edildiği zaman kılınır) tâbi olması caiz değildir ve keza ihtiyat namazı da günlük namazına uyamaz.
(Namaz ve Oruç Risalesi, 706 ve 710. mesele)
164
Ayetullah Uzma Humeyni: Cemaat imamının şartları şunlardan ibarettir: İman, helalzade, akıl ve me’mumun baliğ olması durumunda imamın da baliğ olması, gayri baliğ için de baliğ olmayan kimsenin imamlığı caiz değildir ve me’mumun erkek olması durumunda imamın da erkek olması ve hatta ihtiyat gereği me’mum kadın olsa dahi imamın erkek olması ve adalet.
(Tahriru’l-Vesile, Şeraitu İmami’l-Cemaat, Mukaddeme)
Ayetullah Uzma Hamanei: Cemaat imamı akıllı, adaletli, On İki İmam Şia’sı, helal zade ve ihtiyat gereği baliğ olmalı ve namazı sahih kılmalıdır ve me’mum (imama uyan) erkekse imam da erkek olmalıdır. Cemaatin hepsi kadın ise onların imamının kadın olması caizdir.
(Namaz ve Oruç Risalesi, 711 ve 712. mesele)
165
Ayetullah Uzma Humeyni: Mazeretli kimselere uyulmasının caiz oluşu sakıncalıdır ve ihtiyat gereği bu terk edilmelidir ve her ne kadar cemaat de imam gibi mazeret sahibi olsa da bu ihtiyatın terk edilmemesi şer’i delilden uzak değildir.
(Tahriru’l-Vesile, Şeraitu İmami’l-Cemaat, 5. mesele)
Ayetullah Uzma Hamanei: Soru: Hacamat yaptıran ve henüz hacamat yerini temizlemeyen kimse cemaat imamı olabilir mi?
Cevap: Muhtemel şartın ve engelin nefyi için cemaat namazında müstehapların açıklanma delili yeterlidir. Sonuç itibariyle, birincil kaide hasebiyle ki bu kaideyi iptal edecek bir delil olmadıkça imamın namazı sahihtir, dolayısıyla bize göre cemaat namazı sahihtir. Elbette bunda ihtiyat edilmesi iyidir.
(İstifta, 9)
166
Ayetullah Uzma Humeyni: Cemaat namazının sıhhatinde şu işler şarttır: …
İkincisi: İmamın durduğu yer, cemaatin durduğu yerden, çok az olması dışında, yüksekte olmamalıdır ve ihtiyat esasınca örfi olarak imamın yeri yukarıdadır denilmeyecek miktarda olması yeterlidir.
(Tahriru’l-Vesile, Şeraitu’l-Cemaat, es-Sani)
Ayetullah Uzma Hamanei: İmamın yeri me’mumun yerinden yüksekte olmamalıdır, elbette az bir farkın olmasının (bir karıştan az) sakıncası yoktur.
(Namaz ve Oruç Risalesi, 717. mesele)
167
Ayetullah Uzma Humeyni: İhtiyat esasınca me’mumun secde yeri ile imamın durduğu yer veya arkada duran kimsenin secde yeri ile ön safta duran kimsenin secde yeri normal bir adımdan uzak olmamalıdır.
(Tahriru’l-Vesile, Şeraitu’l-Cemaat, es-Salis)
Ayetullah Uzma Hamanei: Farz ihtiyat gereği cemaatin secde yeri ile imamın durduğu yerin arasındaki mesafe ve keza ön safın secde yeri ile sonraki safın secde yeri arasındaki mesafe uzun bir adımdan (yaklaşık bir metre) fazla olmamalıdır.
(Namaz ve Oruç Risalesi, 720. mesele)
168
Ayetullah Uzma Humeyni: Bir safta duran kimseler arasında iyi ve kötüyü ayıran bir çocuk (mümeyyiz) olurda safta duran kimselerin arasını açarsa, onun namazının batıl olduğu bilinmediği sürece onun arkasına durabilirler.
(Urvetu’l-Vuska, Şeraitu’l-Cemaat, 22. mesele)
Ayetullah Uzma Hamanei: Cemaatteki bağlantı halkası reşit olmayan bir çocuksa, namazının doğru olduğunu bilirlerse ona uyabilirler ve cemaat namazı kılabilirler.
(Namaz ve Oruç Risalesi, 723. mesele)
169
Ayetullah Uzma Humeyni: Ön safta duran kimselerin namazı bitse, çabucak cemaat namazına dönseler bile, bir sonraki safta duranların namazının devamı sakıncalıdır ve ferdi namaza dönülmesi terk edilmemelidir.
(Tahriru’l-Vesile, Şeraitu’l-Cemaat, 7. mesele)
Ayetullah Uzma Hamanei: Ön safta bulunanların hepsinin namazı biterse veya hepsi ferdi olarak namaza niyet ederse, ön saflardan aralarındaki mesafe büyük bir adımda daha fazla olursa namazları ferdi olur. Ama namazını bitirenler hemen tekrar uyarlarsa, cemaat namazı sahih olur.
(Namaz ve Oruç Risalesi, 724. mesele)
170
Ayetullah Uzma Humeyni: Me’mum (imama tabi olan kimse) öğle ve ikindi namazının birinci ve ikinci rekatında Fatiha ve sure okumamalıdır ve bunun yerine zikir söylemeleri müstehaptır.
(el-Urvetu’l-Vuska, Ahkamu’l-Cemaat, 1. mesele)
Ayetullah Uzma Hamanei: Öğle ve ikindi namazının birinci ve ikinci rekâtında cemaat, farz ihtiyat gereği Fatiha ve sure okumamalıdır ve bunların yerine zikir söylemesi müstehaptır.
(Namaz ve Oruç Risalesi, 728. mesele)
171
Ayetullah Uzma Humeyni: Me’mum (imama tabi olan) namazda okunan şeyler dışında ruku ve secde gibi diğer işleri imamla birlikte veya biraz ondan sonra yapmalıdır ve kasten imamdan önce veya imamdan bir süre sonra yaparsa günah işlemiştir, ama namazı sahihtir. İmamın arkasında art ardına iki rüknü imamdan önce veya sonra yaparsa, her ne kadar namazı sahih ve ferdi olsa da, farz ihtiyat gereği namazı bitirmeli ve tekrar kılmalıdır.
(Tevzihu’l-Mesail, 1470. mesele)
Ayetullah Uzma Hamanei: Me’mun (imama uyan) namazın fiillerini imamla birlikte veya ondan az bir süre sonra yapmalıdır ve bilerek imamdan önce yaparsa veya ondan sonra yaparsa namazı ferdi olur.
(Namaz ve Oruç Risalesi, 733. mesele)
172
Ayetullah Uzma Humeyni: Me’mum (imama uyan kimse) dönmesi halinde imamın kıratına yetişmeyecek şekilde imamdan önce rükûa giderse, her ne kadar güçlü müstehap ihtiyat gereği namaz iade edilse de, doğrulup imamla namazını tamamlaması farzdır ve namazı sahihtir. Ama imam kendisine yetişene kadar doğrulmazsa namazı sahihtir.
(el-Urvetu’l-Vuska, Ahkamu’l-Cemaat, 12. mesele)
Ayetullah Uzma Hamanei: Me’mum (imama uyan) yanılgıyla imamdan önce rükûa giderse doğrulup imamla birlikte rükûa gitmesi, namazını imamla tamamlaması durumunda cemaat namazı sahihtir, rükûdan dönmezse namazı ferdi olarak sahihtir.
(Namaz ve Oruç Risalesi, 734. mesele)
173
Ayetullah Uzma Hamanei: Bir kimse ikinci rekâtta imama tabi olsa kunut ve teşehhüdü imamla okur ve ihtiyat gereği teşehhüt okuyacağı zaman ellerinin parmaklarını ve ayağının tarak kısmını yere koyarak dizlerini kaldırmalıdır ve teşehhütten sonra imamla kalkmalı ve Fatiha ve sure okumalıdır ve sure okumaya vakti olmazsa Fatiha’yı tamamlamalı ve rükû veya secdede imama yetişmelidir.
(Tevzihur’l-Mesail, 1439. mesele)
Ayetullah Uzma Hamanei: Me’mum (imama uyan kimse) ikinci rekâtta imama tabi olsa kunut ve teşehhüdü imamla okuması müstehaptır ve farz ihtiyat gereği teşehhüt okuyacağı zaman yarım oturmalı ve teşehhütten sonra imamla kalkıp Fatiha ve sure okumalıdır. Sure okumak için vakti yoksa sadece Fatiha okumalı ve rükûda imama yetişmelidir.
(Namaz ve Oruç Risalesi, 746. mesele)
174
Ayetullah Uzma Humeyni: Bir kimse sure okuduğu zaman imama yetişmeyeceğini bilirse sureyi okumamalıdır, ama okuduysa namazı sahihtir.
(Tevzihu’l-Mesail, 1443. mesele)
Ayetullah Uzma Hamanei: Me’mum sure okuduğu zaman imama rükûda yetişemeyeceğini bilirse sure okumamalıdır ve okur da imama rükûda yetişemezse namazı ferdi olur.
(Namaz ve Oruç Risalesi, 748. mesele)
175
(Tahriru’l-Vesile, Salatu’l-Cemaat, 8. mesele)
Ayetullah Uzma Humeyni: İmamın kıraatinden sonra ve rükûdan önce namazı ferdi kılmaya niyet eden kimse için kıraat farz değildir, hatta imamın kıraati esnasında ferdi kılma niyet etmesi yeterlidir ki bu durumda kıraati kendisi okur. Ama müstehap ihtiyat gereği özellikle ikinci durumda kıraati baştan sona kadar Allah’a yakınlaşma ve ümit kastıyla okumalıdır.
Ayetullah Uzma Hamanei: Me’mum (imama uyan) cemaat imamının kıraati bittikten sonra ferdi namaz kılmaya niyet ederse kıraat okuması gerekmez. Ama kıraat esnasında namazını ferdi kılmaya niyet eder ve Fatiha’nın bitmesinden sonra dönerse Fatiha’yı okumasına gerek yoktur, ancak Fatiha veya surenin okunması esnasında dönerse farz ihtiyat gereği bunu başından itibaren mutlak yakınlaşma kastıyla (giriş kastıyla değil) okumalıdır.
(Namaz ve Oruç Risalesi, 752. mesele)
176
Ayetullah Uzma Humeyni: İmamın safın ortasında durması ve ilim, kemal ve takva ehlinin ön safta durması müstehaptır.
(Tevzihu’l-Mesail, 1482. mesele)
Ayetullah Uzma Hamanei: İmamın safın önünde olması ve ilim, kemal ve takva ehlinin birinci safta durması en iyi olanıdır.
(Namaz ve Oruç Risalesi, 754. mesele)
Cemaat Namazı Konusunda Özel Meseleler
24
Ayetullah Uzma Hamanei: İmam Rıza’nın (a.s) mutahhar haremi veya Cuma namazında olduğu gibi cemaat namazında erkeklerin kadınlar aracılığıyla safa bağlanmasında bir sakınca yoktur.
(İstifta, 6)
25
Soru: Cemaat imamı kaza namazı kılıyorsa ve me’mum imamın kıldığı namazın onun asli namazı mı yoksa ihiytiyat namazı mı olduğunu bilmiyorsa imama tabi olabilir mi?
Ayetullah Uzma Hamanei: Cevap: Fıkhi meseleleri bilen cemaat imamının kendisini iktida etme konumunda gösrermesi durumunda, ona uymak caizdir
(İstiftaatı Cedid)
26
Soru: Ben ve arkadaşım birlikte cemaat imamının üçüncü rekâtına yetişir ve her ikimiz de ona uyarsak imamın dördüncü rekâtını bitirmesinden sonra ki geriye kalan iki rekâtı bireysel olarak kılmamız gerekecektir, geriye kalan bu iki rekâtta ben tıpkı benim durumumda olan arkadaşıma tabi olmam doğru mudur?
Ayetullah Uzma Hamanei: Cevap: Namaz sahihtir.
- Cuma Namazı
Cuma Namazı
177
Ayetullah Uzma Humeyni: Öğle namazından önce öğleden önce hutbelerin biteceği şekilde Cuma namazının hutbelerinin okunması caizdir ve ihtiyat gereği hutbeler zevalden önce okunmalıdır.
(Tahriru’l-Vesile, Şeraitu’s-Salat, el-Cum’a, 10. mesele)
Ayetullah Uzma Hamanei: Cuma imamı Cuma namazının hutbelerini öğleden önce okuyabilir.
(Namaz ve Oruç Risalesi, 772. mesele)
178
Ayetullah Uzma Humeyni: Cuma namazında kıraatin yüksek sesle okunması müstehaptır.
(Tahriru’l-Vesile, Furuu Salati’l-Cum’a, el-Hamis)
Ayetullah Uzma Hamanei: İhtiyat gereği Cuma namazının kıraati yüksek sesle okunmalıdır.
(Namaz ve Oruç Risalesi, 774. mesele)
179
Ayetullah Uzma Humeyni: Cemaatin hutbeleri dinlemesi farzdır ve hutbe esnasında konuşulması mekruhtur ve daha ötesi müstehap ihtiyat gereğince susulmalı ve hutbe esnasında konuşulmamalıdır. Ama hutbe esnasında konuşmak hutbenin dinlenmemesine ve hutbenin faydasının yok olmasına sebep olursa, konuşmanın terk edilmesi gerekir.
(Tahriru’l-Vesile, fi Şeraiti Salati’l-Cum’a, 14. Mesele)
Ayetullah Uzma Hamanei: İhtiyat gereği namaz kılanlar imamın hutbesini dinlemeli, sessiz olmalı ve konuşmaktan sakınmalıdırlar.
(Namaz ve Oruç Risalesi, 779. Mesele)
180
Ayetullah Uzma Humeyni: Hutbelerin her birinde Allah Teâla’ya hamd etmek farzdır ve (farz) ihtiyat gereği birinci hutbede Allah’a hamd edildikten sonra Peygamber Ekrem’e (s.a.a) salavat göndermek (farz) ihtiyat gereğidir ve ikinci hutbede güçlü görüş esasınca farzdır.
(Tahriru’l-Vesile, fi Şeraiti Salati’l-Cum’a, 7. Mesele)
Ayetullah Uzma Hamanei: Birinci hutbede; Allah’a hamd ve sena edip Peygamber Ekrem’e (s.a.a) salat ve selam gönderdikten sonra insanları takvalı olmaya ve Allahtan kaçınmaya tavsiye etmesi ve Kuran’ı Kerim’den bir küçük süre okuması farzdır. İkinci hutbede Allah’a hamd ve sena edip Peygamber Ekrem’e (s.a.a) salat ve selam göndermelidir. Farz ihtiyat gereği ikinci hutbede de insanlara takvayı tavsiye etmeli ve Kur’an’ı Kerim’den bir küçük süre okumalıdır.
(Namaz ve Oruç Risalesi, 778. Mesele)
Cuma Namazı Konusunda Özel Bir Mesele
27.Ayetullah Uzma Hamanei: Yolcu Cuma namazı imamı olamaz.
(İstiftaat, 111)
- Orucu
- Orucun Farz ve Sıhhat Şartları
Orucun Farz ve Sıhhat Şartları
181
Ayetullah Uzma Humeyni: Orucun kendisi için zararlı olduğundan emin olan veya şüphelenen kimse, doktor zararsız dese bile oruç tutmamalıdır ve oruç tutarsa, Allah’a yakınlaşma kastıyla olması ve sonra zararı olmadığının anlaşıldığı dışında, oruç tutması doğru değildir.
(Tevzihu’l-Mesail, 1743. mesele)
Ayetullah Uzma Hamanei: Orucun kendisi için zararlı olduğunu bilen veya zararlı olacağına dair makul bir ihtimal veren (yani zararlı olma korkusu) kimseye oruç farz değil, aksine ister bu yakîn ve korku bireysel tecrübe yoluyla elde edilsin veya güvenilir bir doktorun söylemi olsun veya başka akli dayanağı olsun bazı durumlarda oruç tutulması haramdır. Ne var ki Allah’a yakınlaşma kastıyla oruç tutulur da sonra zararı olmadığı anlaşılırsa bu hükmün dışındadır.
(Namaz ve Oruç Risalesi, 792. Mesele)
182
Ayetullah Uzma Humeyni: Müstehab orucun sahih olabilmesi için önceki şartlara ek olarak farz oruçtan sorumlu olmaması şarttır ve mükellef hiçbir farz orucun üzerinde olmaması – keffare ve vb. – ihtiyatını gözetmeyi terk etmemelidir ve hatta bu şart farz oruçların tamamına genelleştirilir (yani hiçbir farz orucun yükümlülüğünde olmaması şatı.)
(Tahrir, Şeraitu Sıhhati Sovm, 2. mesele)
Ayetullah Uzma Hamanei: Müstehap orucun sahih olması için Ramazan ayı orucunun kazası ve keza farz ihtiyat gereği başka farz orucun kazası olmaması gerekir.
(Namaz ve Oruç Risalesi, 796. Mesele)
183
Ayetullah Uzma Humeyni: Hasta ramazanın öğlesinden önce iyileşirse ve sabah ezanından o saate kadar orucu bozan bir şey yapmamışsa, o gün oruç tutmaya niyet etmeli ve o günün orucunu tutmalıdır. Öğleden sonra iyileşirse o günün orucu farz değildir.
(Tahriru’l-Vesile, es-Sovm, en-Niyyet, 4. mesele)
Ayetullah Uzma Hamanei: Hasta Ramazan ayı gününde iyileşirse oruca niyet edip o günün orucunu tutması farz değildir, ama öğleden önce olursa ve orucu bozacak her hangi bir iş yapmamışsa müstehap ihtiyat gereği niyet edip oruç tutmalı ve Ramazan ayından sonra bunun kazasını yerine getirmelidir.
(Namaz ve Oruç Risalesi, 795. Mesele)
184
Ayetullah Uzma Humeyni: İnsan zaaftan dolayı orucu yiyemez, ama zayıflığı tahammül edilemeyecek kadar fazla ise orucu yemesinde sakınca yoktur.
(Tahriru’l-Vesile, 1. mesele)
Soru: Yeni buluğ çağına giren kızlar ve keza gündüzleri çok uzun bölgelerde yaşayan kimseler ve vb. kimselerin hükmü nedir?
Ayetullah Uzma Hamanei: Cevap: Mükellefin durumu bedeni zayıflık veya günün çok uzun olmasından dolayı ve hatta faaliyetin terk edilip beslenmenin gözetilmesiyle oruç tutulması çok zor olması durumunda bile müstehap ihtiyat gereği oruç tutulmalıdır ve son derece zorluğa düşülmesi durumunda iftar edilmeli ve kazası yerine getirilmelidir. Ama çalışma veya tahsil ve mütalaa gibi faaliyet sebebiyle oruca devam edilmesi çok zor olması durumunda fetva esasınca oruç tutulmalı ve son derece zorluğa düşülmesi durumunda iftar edilmeli ve kazası yerine getirilmelidir.
(İstifta, 8)
- Niyet
Niyet
185
Ayetullah Uzma Humeyni: Ramazan ayında, farz veya müstehab olsun, yolculuk ve benzeri gibi kişi Ramazan ayında oruç tutmakla yükümlü olsun ya da olmasın Ramazan ayı orucundan başka bir oruç tutamaz.
(Tahriru’l-Vesile, es-Sovm, en-Niyye, 3. mesele)
Ayetullah Uzma Hamanei: Ramazan ayında Ramazan orucu dışında başka bir oruca niyet edilemez, ama Ramazan ayı orucunu tutamayan ve yolculukta müstehap oruç tutmaya nezir eden yolcunun Ramazan ayındaki orucu sahihtir.
(Elbette Ramazan ayında nezir orucu Ramazan orucu sayılmaz ve sonra kazası yerine getirilmelidir.)
(Namaz ve Oruç Risalesi, 808. Mesele)
186
İmam Humeyni: Bir gün kendisine orucun farz olduğunu bilen, ama kendi orucu mu yoksa başkasının yerine tuttuğu oruç mu olduğunu bilmeyen kimse sorumluluğun yerine getirilmesi niyetiyle oruç tutması sakıncalıdır.
(el-Urvetu’l-Vuska, es-Savm, en-Niyye, 5. Mesele, İmam’ın haşiyesiyle)
Soru: Oruca şu şekilde niyetlenebilir miyiz: Eğer benim sorumluluğumdaysa kendim için, değilse babam için olsun ve babamın kazası yoksa annem için olsun?
Ayetullah Uzma Hamanei: Cevap: Sakıncası yoktur.
(İstifta, 112)
187
Ayetullah Uzma Humeyni: Ramazan ayı olduğunu bilmeyen veya unutan ve öğleden önce Ramazan ayı olduğunu anlayan kimse orucu bozacak bir şey yapmadıysa oruca niyet etmelidir ve orucu sahihtir. Ama orucu bozan bir iş yaptıysa veya öğleden sonra Ramazan ayı olduğunu fark ettiyse orucu batıldır, ne var ki akşama kadar orucu bozacak bir iş yapmamalıdır ve Ramazan ayından sonra o günün orucunu kaza etmelidir.
(Tahriru’l-Vesile, es-Savm, en-Niyye, 4. mesele)
Ayetullah Uzma Hamanei: Unutularak veya bilgisizlik sebebiyle oruca niyet edilmezse ve ister öğle öncesi olsun ister öğle sonrası olsun gün içinde anlaşılırsa orucu bozan şeylerin yapılması durumunda oruca niyet edilemez. Ama orucu bozan şeyler yapılmamışsa öğleden sonra anlaşılması durumunda oruca niyet etmek sahihtir ve her iki durumda da akşama kadar orucu bozan şeylerden kaçınılmalıdır. Öğleden önce anlaşılırsa farz ihtiyat gereği oruca niyet edilmeli ve sonra da o günün orucu kaza edilmelidir.
(Namaz ve Oruç Risalesi, 810. Mesele)
188
Ayetullah Uzma Humeyni: Ramazan orucu gibi belirlenmiş bir farz oruçta oruca devammı etmeli veya bozmalı mıyım şeklinde tereddüt edilirse oruç batıl olur. Keza yapılan bir işin orucu bozup bozmadığı bilinmediği için tereddüt edilir ve orucu bozan bir iş yapmaya kesin niyet edilirse güçlü görüş esasınca oruç batıl olmaz. Elbette kesin olarak niyet edilir ve niyetin orucu bozmak için gerekli olduğundan emin olarak buna da bağımsız olarak niyet edilirse güçlü görüş esasınca oruç batıl olur.
(Tahriru’l-Vesile, es-Savm, en-Niyye, 8. mesele)
Ayetullah Uzma Hamanei: Belirli bir farz oruç sırasında oruca devam edip etmeme konusunda gün içerisinde tereddüt edilirse veya orucu bozan işlerden birini yapmaya karar verip de yapılmazsa, farz ihtiyat gereği oruç tamamlanmalı ve sonra kazası tutulmalıdır.
(Namaz ve Oruç Risalesi, 815. mesele)
- Orucu Bozan Şeyler
Orucu Bozan Şeyler
189
Ayetullah Uzma Humeyni: Farz ihtiyat esasınca oruçlu kimse yemek yerine kullanılan iğneden kaçınmalıdır.
(Tevzihu’l-Mesail, 1576. mesele)
Ayetullah Uzma Hamanei: Farz ihtiyat gereği oruçlu güçlendirici iğneleri ve damara enjekte edilen iğneleri ve keza her türlü serumları kullanmaktan kaçınmalıdır.
(Namaz ve Oruç Risalesi, 823. mesele)
190
Ayetullah Uzma Humeyni: Mazmaza (ağzı çalkalamak) veya başka bir vesileyle serinlemek için ağzına su alan kimse elinde olmaksızın su boğazına kaçarsa ve keza suyu öylesine ağzına alırda elinde olmaksızın suyu yutarsa orucun kazası farzdır. Ama her abdest ve daha ötesi mutlak temizlik için mazmaza orucu batıl etmez.
(Tahriru’l-Vesile, es-Savm, Ma Yeterettebu ala’l-İftar, et-Sasi)
Ayetullah Uzma Hamanei: Oruçlu abdest alırken (bir miktar suyla ağzın çalkalanması müstehaptır) suyun boğazına kaçmayacağına güvenerek ağzını çalkalar ve istemeden su boğazına kaçarsa bu abdestin farz namazı için olması durumunda orucu sahihtir. Ama abdest farz namazı için olmazsa veya örneğin serinlemek ve benzeri gibi için olursa ve su istemeksizin boğazına kaçarsa farz ihtiyat gereği o günün kazasını tutmalıdır.
(Namaz ve Oruç Risalesi, 910. mesele)
191
Ayetullah Uzma Humeyni: Ramazan ayı orucunun kazasını tutmak isteyen kimse sabah ezanına kadar cünüp kalsa, hatta kasten olmasa da, orucu batıldır.
(Tahriru’l-Vesile, el-Hamis)
Ayetullah Uzma Hamanei: Kaza orucu tutmak isteyen kimse bilerek cenabet guslü almazsa orucu batıldır ve yanılgıyla gusül almazsa farz ihtiyat gereği orucu batıldır.
(Namaz ve Oruç Risalesi, 842. mesele)
192
Ayetullah Uzma Humeyni: Cünüp kimse Ramazan ayında gusletmeyi unutur ve bir gün sonra hatırlarsa o günün orucunu kaza etmelidir.
(Tahriru’l-Vesile, el-Hamis)
Ayetullah Uzma Hamanei: Ramazan ayında cenabet guslünü unutan ve cünüp halde sabahlayan kimsenin o günkü orucu sahihtir, ama bu unutkanlık birkaç gün devam ederse unutkanlık günlerindeki orucunu kaza etmelidir. Elbette her halükarda namazları batıldır.
(Namaz ve Oruç Risalesi, 845. mesele)
193
Ayetullah Uzma Humeyni: Bir kimse hükmü bilmemesi sebebiyle cünüp kalsa cahili mukassır (suçlu cahil) ise güçlü görüş esasınca ve cahili kasır (suçsuz cahil) ise farz ihtiyat esasınca orucu batıl olur.
(Tahriru’l-Vesile, 18. mesele)
Ayetullah Uzma Hamanei: Cünüp olarak kalmanın orucu bozup bozmayacağından şüphe eden ve cünüp halde oruç tutan kimsenin orucu farz ihtiyat gereği batıldır ve kazasını tutmalıdır. Ama cünüp halde orucun bozulmayacağına yakini olur ve bu yakîn üzere oruç tutarsa, orucun kazasında ihtiyatın gözetilmesi daha iyi olsa da, orucu sahihtir.
(Namaz ve Oruç Risalesi, 846. mesele)
194
Ayetullah Uzma Humeyni: Allah’a, peygamberlere (a.s) ve Masum İmamlara (a.s) yalan isnatta bulunmak orucu batıl eder ve farz ihtiyat gereği Hz. Zehra (s.a), diğer peygamberler ve onların halefi salihlerine yalan isnatta bulunmanın hükmü de aynıdır.
(Tahriru’l-Vesile, es-Sadis)
Ayetullah Uzma Hamanei: Allah’a, peygamberlere (a.s) ve Masum İmamlara (a.s) yalan isnatta bulunmak, her ne kadar sonradan yalan istinatta bulunduğu için tövbe etse ve yalan isnatta bulunduğunu söylese de, farz ihtiyat gereği orucu bozar.
(Namaz ve Oruç Risalesi, 857. mesele)
195
Ayetullah Uzma Humeyni: Bir kimse doğru mu yanlış mı olduğunu bilmediği bir haberi nakletmek isterse farz ihtiyat gereği o haberi işittiği veya yazılı olduğu kitaptan nakletmelidir, ama kendisi de haber verirse orucu batıl olmaz.
(el-Urvetu’l-Vuska, 24. mesele)
Ayetullah Uzma Hamanei: İnsanın kitaplarda gelen yalan rivayetleri yalan olduğunu bilmeksizin nakletmesinin sakıncası yoktur, ama müstehap ihtiyat gereği bu rivayetler kitaba nispet verilerek nakledilmelidir.
(Namaz ve Oruç Risalesi, 858. mesele)
196
Ayetullah Uzma Humeyni: Bir kimse yalan olduğunu bilerek Allah’a ve Peygambere yalan istinat etse ve sonra, onlara yalan isnatta bulunmanın orucu batıl ettiğini bilse de, söylediği şeyin doğru olduğunu anlarsa orucu sahihtir.
(Tahriru’l-Vesile, 12. mesele)
Ayetullah Uzma Hamanei: Oruçlu kimse Alla Teâlâ’ya ve Peygamber Ekrem’e (s.a.a) yalan isnadında bulunmanın orucu bozduğunu bilir ve yalan olduğunu bildiği şeyi onlara nispet verirse ve sonra doğru olduğunu anlarsa ihtiyat gereği orucunu tamamlamalı sonra kazasını da yerine getirmelidir.
(Namaz ve Oruç Risalesi, 860. mesele)
197
Ayetullah Uzma Humeyni: Boğaza yoğun tozun kaçırılması orucu bozar.
(Tahriru’l-Vesile, es-Samin)
Ayetullah Uzma Hamanei: Farz ihtiyat gereği oruçlu yerin süpürülmesinden oluşan yoğun ve ağır tozu yutmamalıdır.
(Namaz ve Oruç Risalesi, 862. mesele)
- Orucun Kazası
Orucun Kazası
198
Ayetullah Uzma Humeyni: Ramazan orucunun kazasını tutan kimse öğleden sonra bilerek orucu bozacak bir iş yaparsa her birine on müd – 750 gram – olacak şekilde on fakire yemek vermelidir ve buna gücü yetmezse üç gün oruç tutmalıdır ki farz ihtiyat gereği oruçlar art ardına tutulmalıdır.
(Tahriru’l-Vesile, Kitabu’l-Keffare)
Ayetullah Uzma Hamanei: Ramazan ayı orucunu kaza eden kimse öğlenden sonra bilerek orucunu bozarsa on fakire yemek vermeli ve buna gücü yoksa üç gün oruç tutmalıdır.
(Namaz ve Oruç Risalesi, 821. mesele)
199
Ayetullah Uzma Humeyni: Bir özürden dolayı birkaç gün oruç tutmayan ve sonra özrünün ne zaman ortadan kalktığında şek eden kimse oruç tutmadığı ihtimalinin en az olduğu miktarda orucu kaza edebilir. Örneğin Ramazan ayından önce yolculuk yapan kimse Ramazan’ın beşinde mi yoksa altısında mı döndüğünü bilmezse beş gün oruç tutabilir, ama ihtiyat gereği daha çoğu kaza edilmelidir.
(el-Urvetu’l-Vuska, fi Ahkami’l-Kaza, 6. mesele)
Ayetullah Uzma Hamanei: Bir özür nedeniyle Ramazan ayının birkaç gününü oruç tutmayan ve kaç gün tutmadığını bilmeyen, örneğin Ramazan ayının beşinci günü yolculuğa çıktığını bilen, ancak onuncu gecemi döndü de beş gün oruç tutamadı veya on birinci gece mi döndü de altı gün oruç tutamadığını bilmeyen kimse bu durumda farz ihtiyat gereği fazla miktarı kaza etmelidir.
(Namaz ve Oruç Risalesi, 918. mesele)
200
Ayetullah Uzma Humeyni: Hükmü bilen âlim ve hükmü bilmeyen cahil arasında fark olmaksızın kastın her türü orucu batıl eder; cahili mukassır’da (suçlu cahil) güçlü görüş esasınca ve cahili kasır’da (suçsuz cahil) farz ihtiyat gereğidir. Meseleyi öğrenme imkânı olan kimse için farz ihtiyat gereği kefaret ispatlanmış olur.
(Tah
-