İslam İnkılabı Rehberi Bürosu Resmi Sitesi

HAC AMELLERİ RİSALESİ

  • GİRİŞ: HACCIN FAZİLETİ VE ÖNEMİ
  • BİRİNCİ BÖLÜM: GENEL
  • İKİNCİ BÖLÜM: HACCETÜ’L İSLAM
  • ÜÇÜNCÜ BÖLÜM: NİYABET (VEKALET) HACCI
  • DÖRDÜNCÜ BÖLÜM TEMETTU UMRESİ’NİN AMELLERİ
  • BEŞİNCİ BÖLÜM: TEMETTU HACCI’NIN AMELLERİ
  • ALTINCI BÖLÜM: MÜFREDE UMRESİ
  • Ekler
  • Mesaj ve Konuşmalardan Derlemeler
    Yazdır  ;  PDF
     
    Mesaj ve Konuşmalardan Derlemeler

     

    “Mescid-i Haram’da, Medine-i Münevvere’de, Allah Teâlâ’nın sevdiği ameller halisane, ihlaslı bir bakışla ve Allah’tan yakarışın olduğu amellerden ibarettir. Bunları tekrar edin, çoğaltın ve arttırın … oralara has duaları veya Kumeyl duası gibi oralara has olmayan duaları okuyun. Kumeyl duasının topluca okunması son derece güzeldir.” (2023/5/17 tarihinde hac sorumlularıyla görüşmesinden bir kesit)
    “İnsanın hac fırsatı, onun kendisini sınırsız bir maneviyat atmosferine sokma imkânıdır; günlük hayatımızın tüm kirleri ve kusurlarıyla iç içe geçmiş halinden kendimizi çekip çıkarır ve saf, maneviyat dolu, Allah’a yakınlık ve gönüllü nefis terbiyesi ortamına gireriz. Bu merasime ilk adım attığınız andan itibaren, günlük sıradan hayatımızda helal ve yaygın olan bazı şeyleri kendinize haram kılarsınız; buna ihram denir. İhram, günlük hayatımızda yaygın ve helal olan, yapılması caiz olan birçok şeyi kendimize haram kılmaktır; bunların çoğu gaflete sebep olur, bazıları ise insanı aşağılık bir duruma düşürür.
    Görünüşteki ve maddi övünme araçlarının tamamı elimizden alınır; önce kıyafetler. Mevki, makam, rütbe, kıyafetler, şatafatlı giysiler ve bunların hepsi bir kenara bırakılır ve herkes aynı kıyafete bürünür. Aynaya bakmayın, çünkü bu kendini beğenme ve benmerkezcilik belirtisidir. Güzel koku sürmeyin, çünkü bu gösteriş aracıdır. Güneşin altında veya yağmur altında kalmaktan kaçmayın, hareket halindeyken kapalı bir yere girmeyin; çünkü bu rahatlık ve konfor arayışının göstergesidir. Eğer kötü kokan bir yerden geçiyorsanız burnunuzu kapatmayın; ihramın diğer kuralları da böyledir; kendinize, bu süre boyunca rahatlık ve nefsin arzularından, haram cinsel tutkularından uzak durmayı emreder; hem gösteriş hem de ayrımcılık unsurları ortadan kaldırılır. Bunların hepsi kaldırılır.
    Sonra Kâbe’nin ve Mescid-i Haram’ın içine girilir ve basitlik ve gösterişsizlikle birlikte ihtişam ve büyüklük gözle, elle, tüm varlığınızla hissedilir. Bu büyüklük ve ihtişam, maddi zenginlik ve süslemelerden değil; sıradan insanların tarif edebilmesi bile mümkün  olmayan bir büyüklüktür. Sonra bu dönen, coşkun kalabalığın içine girilir, bir merkezin etrafında dönülür; hem zikirle, hem dua ile, hem ağlayarak, hem huşu içinde, hem Allah ile konuşarak. Ardından Safa ile Merve arasındaki sa’y böyledir, Arafat ve Meş’ar’da durmak böyledir, Mina günlerindeki farzlar böyledir. İşte bu hacdır.” (2008/5/11 tarihinde hac hizmetlileri ve hac sorumlularıyla yaptığı görüşmedeki konuşmalarından bir kesit)
    “Mekke’ye gidenler, Mekke’yi sadece pazar gezmeye ve dükkân dolaşmaya feda etmesinler. Mekke, bu tür şeylerin çok üzerindedir. Sonra ticaret için ayrı bir seyahat yapabilir ve istedikleri yerde dolaşabilirler. Ancak hacda, bu “bilinen günleri” kendileri için, ziyaret, tefekkür ve hatırlama için saklasınlar ve bunu değersiz işlere feda etmesinler. Cemaat namazlarına katılsınlar. Toplantılara iştirak etsinler. Vakit namazlarını mutlaka yüksek makamdaki kutsal mekanlarda cemaatle kılmaya gayret etsinler. Sizlerin oradaki varlığınız, İran milletinin beklenti içinde olduğu imanlı ve takva sahibi bir varlık olsun.” (1994/4/20 tarihinde hac hizmetlilerine yaptığı konuşmalardan bir kesit)
    “Hacda en önemli meselelerden biri “birlikte yaşam”dır. Birbirlerini tanımayan, farklı kültürlere, farklı coğrafyalara, farklı renklere ve farklı dillere sahip olan insanlar burada bir arada, uyum içinde yaşamak zorundadırlar.” (2022/6/8 tarihinde hac hizmetlilerine yaptığı konuşmalardan bir kesit)
    “Siyasi boyutta, haccın temel ekseni, İslam ümmetinin vahdet kimliğinin sergilenmesidir. Kardeşlerin birbirinden uzaklaşması, düşmanlara alan açar ve Müslümanlar arasında fitne tohumlarının yeşermesine zemin hazırlar. İslam ümmeti, farklı milletlerden, ırklardan ve çeşitli mezhep takipçilerinden oluşmuştur. Bu çeşitlilik, dünyanın hassas ve önemli bir coğrafi bölgesinde yaygınlıkla birlikte, bu büyük topluluğun gücü olarak kabul edilebilir. Ortak mirasları, kültürleri ve tarihleri, geniş bir coğrafyada daha etkin hale gelir; insanî ve doğal yeteneklerin her türlüsü bu hizmete sunulur. Böylece İslam ümmeti, sahip olduğu farklılıklarla daha güçlü, daha verimli ve daha etkili bir bütün oluşturur.” (2006/12/29 tarihinde Hac Kongresi’ne mesajından bir kesit)
    “Hac, zulüm ve sömürü merkezi olan, güçsüzleri ezen ve yağmalayan müstekbirler karşısında bir güç gösterisidir; bugün İslam ümmetinin beden ve ruhu onların zulmü ve kötülüğü yüzünden yara almış ve kanlıdır. Hac, ümmetin hem sert hem yumuşak kabiliyetlerinin sergilendiği bir platformdur. Bu, haccın doğasıdır, ruhudur ve en önemli hedeflerinden biridir; işte bu yüzden Büyük İmam Humeyni (r.a) onu “İbrahimî Hac” olarak adlandırmıştır.” (26/9/20 tarihinde hac günlerinin yaklaşması münasebetiyle yaptığı açıklamalardan bir kesit)
    “İslam’ın Müslümanlara armağan ettiği İbrahimî Hac, izzetin, maneviyatın, birliğin ve ihtişamın tezahürüdür; İslam ümmetinin büyüklüğünü ve onların Allah’ın sonsuz kudretine dayanmalarını düşmanlarına gösterir ve onları uluslararası zorba ve güç sahiplerinin insanlık toplumlarına dayattığı yolsuzluk, aşağılık ve zayıflatma bataklığından ayırır. İslami ve tevhidî hac, “kâfirler karşısında sert, aralarında ise merhametli” olmanın bir simgesidir; müşriklerden berâet (nefret ve uzaklaşma) ve müminler arasında sevgi ve birlik yeridir.” (2016/9/5 tarihinde hac mevsiminin yaklaşması münasebetiyle Müslümanlara mesajlarından bir kesit)
700 /