İslam İnkılabı Rehberi Bürosu Resmi Sitesi
İndirin:

NAMAZ, ORUÇ VE İTİKÂF HÜKÜMLERİ

  • BİRİNCİ BÖLÜM NAMAZ
    • Farz Namazlar
    • Günlük Namazlar
    • Sabah Namazının Vakti
    • Öğle ve İkindi Namazının Vakti
    • Akşam ve Yatsı Namazının Vakti
    • Namaz Vakitlerinin Hükümleri
    • Namazlar Arasında Sıralama
    • Müstehap Namazlar
    • Kıble
    • Namazda ÖrtünmeMesele
    • Namaz Kılan Kimsenin Mekânının Şartları
    • Mescit Hükümleri
    • Ezan ve Kamet
    • Namazın Farzları
      • 1. Niyet
      • 2. Kıyam
      • 3. Tekbiretü’l-İhram (İftitah Tekbiri)
      • 4. Kıraat
        Yazdır  ;  PDF
         
        4. Kıraat

         

        Mesele 172: Günlük farz namazlarının birinci ve ikinci rekâtında önce Fatiha suresi okunmalı ve farz ihtiyat gereği Fatiha suresinden sonra tam bir sure okunmalıdır.
        Mesele 173: Kıraat, rükün olmayan farzdır, yani bilerek terk edilmesi namazı batıl eder (bozar), ama gaflet ve yanılgıyla olursa namazın batıl olmasına sebep olmaz.
        Mesele 174: Namaz vakti darsa sure okunmamalıdır.
        Mesele 175: Yanlışlıkla sure, Fatiha’dan önce okunursa ve rükûa gitmeden önce fark edilirse Fatiha suresinden sonra tekrar sure okunmalı ve sure okunması esnasında farkına varılırsa sure terk edilip Fatiha’dan sonra yeniden okunmalıdır.
        Mesele 176: Fatiha ve sureyi veya bunlardan birini okumayı unutan ve rükûa gittikten sonra anlayan kimsenin namazı sahihtir.
        Mesle 177: Bir kimse rükûa gitmeden önce Fatiha ve sureyi veya sadece sureyi okumadığını anlarsa bunu okumalı ve rükûa gitmelidir. Sadece Fatiha suresini okumadığını anlarsa Fatiha’yı okumalı ve sonra sureyi tekrar okumalıdır. Keza eğilse ve rükû haddine ulaşmadan önce (tam bir ruku gerçekleşmeden) Fatiha veya sure veya her ikisini okumadığını anlarsa doğrulmalı ve aynı destura amel etmelidir.
        Mesele 178: Farz namazda secde ayeti olan sureleri okumak caiz değildir ve bilerek veya bilmeyerek bu surelerden birini okuyup secde ayetine ulaşan kimse farz ihtiyat gereği tilavet secdesi yapmalı ve sonra ayağa kalkıp sureyi bitirmemişse bitirmeli ve namazı sonlandırdıktan sonra namazı iade etmelidir. Secde âyetine varmadan önce fark ederse farz ihtiyat gereği sûreyi terk etmeli ve başka bir sure okuduktan sonra namazı iade etmelidir.
        Mesele 179: Bir kimse namaz halinde secde âyetini dinlerse namazı sahihtir ve secde âyetini işittikten sonra gözü ile ima ederek secde yapmalı ve sonra namaza devam etmelidir.
        Mesele 180: Fatiha suresinden sonra İhlas suresi veya Kafirûn suresine başlarsa onu bırakıp başka bir sure okuyamaz, ama Cuma namazında unutarak Cuma suresi veya Münafikûn suresi yerine İhlas veya Kafirûn suresini okursa onu bırakıp Cuma veya Münafıkûn suresini okuyabilir.
        Mesele 181: Namazda İhlas ve Kafirûn suresi dışında başka bir sure okursa ve surenin yarısına kadar okumamışsa bunu bırakıp başka bir sure okuyabilir.
        Mesele 182: Bir kimse okuduğu sürenin bir kısmını unutursa veya vakit darlığı veya başka bir sebeple bitiremezse, o süreyi bırakıp başka bir sûre okuması gerekir ve bu durumda surenin yarısını geçip geçmediği ve okuduğu surenin İhlas veya Kafirûn suresinin olup olmaması arasında fark yoktur.
        Mesele 183: Müstehap namazlarda, nezredilmesi aracılığıyla farz olmamışsa, sure okunması gerekmez, ama anne-baba için kılınan namaz gibi özel bir süre okunması zikredilmiş bazı müstehap namazlarda o namazın desturunca kılmak isterse özel sureyi okuması gerekir.
        Mesele 184: Namazların üçüncü ve dördüncü rekâtında, her ne kadar müstehap ihtiyat gereği üç kez söylenmesi gerekirse de, bir kez “Subhanellahi ve’l-hemdu lillahi vela ilâhe illellahu vellahu ekber” denilmesi yeterlidir. Elbette bu zikrin (tesbihat-ı erbaâ) yerine Fatiha okunabilir.
        Mesele 185: Tesbihat-ı erbaâ’yı söylediğini bilen, ama sayısını bilmeyen kimse için bir şey farz olmaz, ancak rükûa gitmeden bu zikri en az sayıda söylediğini hesap ederek üç kez söylediğine yakîn edecek şekilde tekrarlamalıdır.
        Mesele 186: Üçüncü ve dördüncü rekâtta tesbihat-ı erbaâ okumaya adet eden kimse Fatiha’yı okumaya karar verirde gaflet ederek âdeti gereği tesbihat-ı erbaâ’yı okursa namazı sahihtir. Keza üçüncü ve dördüncü rekâtta Fatiha’yı okumaya adet etmişse ve tesbihat-ı erbaâ okumaya karar verir de gaflet ederek Fatiha’yı okursa bunun hükmü de aynıdır.
        Mesele 187: Üçüncü veya dördüncü rekâtta gaflet nedeniyle ya da birinci veya ikinci rekatta olduğunu sanarak, Fatiha ve sure okursa, rükûda veya rükûdan sonra anlarsa, namazı sahihtir.
        Mesele 188: Ayakta iken Fatiha veya tesbihat okuyup okumadığından şüphe ederse Fatiha veya tesbihat okumalıdır, ama rükûdan önce müstehap zikir olan estağfirullah zikrini söyleme esnasında tesbihatı okuyup okumadığında şek ederse bunu okuması gerekmez.
        Mesele 189: Bir kimse üçüncü ve dördüncü rekâtın rükûunda Fatiha veya tesbihatı okuyup okumadığında şek ederse şekkine itina etmemelidir, ama rükûa gitme esnasında henüz tam olarak rükûa gitmeden şek ederse farz ihtiyat gereği doğrulmalı ve Fatiha veya tesbihatı okumalıdır.
        Mesele 190: Erkeğe sabah, akşam ve yatsı namazlarının ilk iki rekâtında Fatiha’yı yüksek sesle okuması farzdır ve erkek ve kadına öğle ve ikindi namazında Fatiha’yı alçak sesle okumaları farzdır.
        Mesele 191: Kadın sabah, akşam ve yatsı namazlarında Fatiha’yı alçak veya yüksek sesle okuyabilir, ama namahrem sesini işitiyorsa alçak sesle okuması daha iyidir.
        Mesele 192: Üçüncü ve dördüncü rekâtta tesbihat veya Fatiha alçak sesle okunmalıdır ve Fatiha’nın okuması durumunda ihtiyat gereği “Bismillah”’ı da alçak sesle okumalıdır.
        Mesele 193: Namazların birinci ve ikinci rekâtında alçak veya yüksek sesle okumanın farz oluşu Fatiha ve surenin kıraatine hastır, üçüncü ve dördüncü rekâtta alçak sesle okumanın farz oluşu Fatiha veya tesbihatınkıraatine hastır. Ama günlük beş vakit namazların rükû, secde, teşehhüt, selam ve diğer zikirlerinin alçak veya yüksek sesle söylenmesinde mükellef (yükümlü kimse) özgürdür.
        Mesele 194: Günlük namazlarda alçak ve yüksek sesle okumanın farz oluşunda namazın eda veya kaza olması arasında fark yoktur. Her ne kadar kaza namazı ihtiyat gereğide olsa.
        Mesele 195: Yüksek sesin ölçüsü sesin aşikâr edilmesi ve alçak sesin ölçüsü ise, namaz kılanın yanındaki sesini işitse bile, sesin aşikâr edilmemesidir.
        Mesele 196: Fatiha ve surenin okunmasında sesini feryat edercesine alışılmışın ötesinde yükselten kimsenin namazı batıldır.
        Mesele 197: Namazın yüksek sesle okunması gerektiği yerde bilerek yavaş okursa veya alçak sesle okunması gerektiği yerde bilerek yüksek sesle okursa namaz batıl olur. Ama unutur veya meseleyi bilmezse namazı sahihtir, öyle ki Fatiha ve sure veya tesbihatın okunması esnasında fark ederse, yanlışlıkla yüksek sesle veya alçak sesle okuduğu miktarı tekrarlamasına gerek yoktur.
        Mesele 198: Kıraatte kelimeler kıraati doğrulayacak şekilde telaffuz edilmelidir, buna binaen kalbi kıraat, yani kelimelerin telaffuz edilmeksizin kalpten geçirilmesi yeterli değildir. Kıraatin alameti, namaz kılan kimsenin ağır işitmediği veya çok sesli bir ortamda olmadığı durumda kendisinin okuduğunu ve diliyle söylediğini işitmesidir.
        Mesele 199: Dilsiz ve konuşamayan kimse, işaret ederek namaz kılarsa sahihtir.
        Mesele 200: Kişi namazı doğru ve hatasız kılmalı, hiçbir şekilde doğru öğrenemeyen kimse elinden geldiğince doğru kılmaya çalışmalıdır ve müstehap ihtiyat gereği namazını cemaatle kılınmalıdır.
        Mesele 201: Fatiha, sure ve namazın diğer şeylerini güzelce bilmeyen, ama öğrenebilen kimse namazın vakti çoksa öğrenmelidir ve vakit azsa farz ihtiyat gereği imkanlar dâhilinde namazını cemaatle kılmalıdır.
        Mesele 202: Kıraatin sıhhat (doğruluk) ölçüsü, harflerin hareke ve sükûnuna ve çıkış yerlerinin edasına riayet etmektir, öyle ki arapça konuşanlar bunu o harfin (başka bir harfin değil) telaffuzu olarak kabul etmelidirler. Tecvidin güzelliklerine riayet edilmesi gerekmez.
        Mesele 203: Eğer insan Fatiha ve surenin bir kelimesini bilmez veya bilerek onu okumaz ya da “ض = zâd” yerine “ز = za” okumak gibi bir harfin yerine başka bir harf okur veya yanlış sayılacak şekilde “üstün” ve “esre” olmaması gereken yeri üstün ve esreyle okur veya şeddeyi okumazsa, namazı batıl olur.
        Mesele 204: Namazın kıraat veya zikirlerini yanlış telaffuz eden, örneğin “yuled” kelimesini üstün (fetha) yerine kesre okuyan kimsenin, cahil-i mukassır (=suçlu cahil) ise farz ihtiyat gereği namazı batıldır ve cahil-i kasır (= suçsuz cahil) ise ve doğru okuduğuna inanıyorsa namazı sahihtir.
        Mesele 205: Namazın kıraatinde bir ayeti diğerine bağlarsa, birinci ayetin son harekesini belirginleştirmesi gerekmez, örneğin “mâliki yevmid dîn” ayetindeki “yevmid dîn” kelimesinin son harfi olan “nun”u, sakin okuyup hemen ardından “iyyake na’budü ve iyyake nesteîn” derse sakıncası yoktur. Yapılan bu işe “vasl be sükûn (sükûnun birleştirilmesi)” denir. Keza ayeti oluşturan kelimelerin sonu da aynı şekildedir. Elbette ikinci durumda müstehap ihtiyat gereği sükûna birleştirilmemelidir.
        Mesele 206: Cümle bütünlüğünü bozmaması durumunda, ayetlerin cümleleri arasında durulması ve cümlelerin arasının ayrılmasında bir sakınca yoktur, örneğin “ve leddâllîn” ,“ğayril mağdûbi aleyhim” den az bir ayırımla okunur.
        Mesele 207: Bir ayete başladıktan sonra bir önceki ayetin doğruluğundan şüpheye düşülürse, bu şüpheye aldırış edilmemelidir. Keza bir sonraki cümleye başladıktan sonra bir önceki cümlenin doğruluğundan şüphe edilirse, örneğin “iyyakke nesta'in” derken “iyyake na’budü” kelimesini doğru telaffuz edip etmediğinden şüphe ederse, şekke itina edilmemelidir. Elbette doğru telaffuz edilen şeyden şek edilirse ihtiyaten yeniden okunmasının sakıncası yoktur.
        Mesele 208: Fatiha, süre veya tesbihât okurken beden sakin ve hareketsiz olmalı, biraz ileri geri veya biraz sağa sola hareket etmek istiyorsa hareket halindeyken okumakla meşgul olduğu zikirleri kesmelidir.
        Mesele 209: Birinci rekâtta Fatiha'dan önce, "E‘ûzu billahi mine’ş-şeyţani’r-racîm" اَعُوذُ بِاللَّهِ مِنَ الشَّیْطَانِ الرَّجِیمِ denilmesi, öğlen ve ikindi namazlarının birinci ve ikinci rekâtlarında besmelenin yüksek sesle söylenilmesi, Fatiha ve surenin kelimelerinin tane tane okunması, her ayetin sonunda vakfedilmesi yani okunan ayetin sonraki ayete bitiştirilmemesi müstehaptır. Keza Fatiha ve sure okunurken manasına dikkat edilmesi, ister ferdi veya cemaatle olsun ve ister imam veya me’mum (imama uyan) olsun Fatiha’yı tamamladıktan sonra, “El-hamdu lillahi rebbi’l-‘âlemîn” denilmesi müstehaptır. Aynı şekilde İhlâs Suresi okunduktan sonra bir, iki veya üç kez ( کَذَالِکَ اللَّهُ رَبِّی ) "Kezalikellahu Rabbî" denilmesi, Fatiha’dan sonra ve sureden sonra biraz beklenip namaza devam edilmesi müstehaptır.
        Mesele 210: Üçüncü ve dördüncü rekâtta tesbihattan sonra istiğfar edilmesi, örneğin “estağfirullahe rabbi ve etubu ileyhi” veya “allahummağfirli” denilmesi müstehaptır.
        Mesele: 211: Gece ve gündüz namazlarının hiçbirisinde İhlas suresinin okunmaması mekruhtur ve keza bir namazın iki rekâtında İhlas suresi dışında bir surenin tekrarlanması mekruhtur.
        Mesele 212: Namazların tamamının birinci rekâtında “Kadr”(انا انزلنا) suresi ve ikinci rekâtında “İhlas”(قل هو الله احد) suresinin okunması müstehaptır.
      • 5. Rükû
      • 6. Secdeler
      • 7. Teşhhüt
      • 8. Selam
      • 9. Tertib
      • 10. Muvalât
    • Kunût
    • Namazın Takibi
    • Namazın Tercümesi
    • Namazı Bozan Şeyler
    • Namazın Şekleri
    • Sehiv Secdesi
    • Unutulmuş Secde ve Teşehhüdün Kazası
    • Yolcunun Namazı
    • Kaza Namazı
    • Kiralık Namaz
    • Baba ve Annenin Kaza Namazları
    • Âyât Namazı
    • Ramazan ve Kurban Bayramı
    • Cemaat Namazı
    • Cuma Namazı
  • İKİNCİ BÖLÜM ORUÇ
  • Terimler Sözlüğü
700 /