İslam İnkılabı Rehberi Bürosu Resmi Sitesi

HAC AMELLERİ RİSALESİ

  • GİRİŞ: HACCIN FAZİLETİ VE ÖNEMİ
  • BİRİNCİ BÖLÜM: GENEL
  • İKİNCİ BÖLÜM: HACCETÜ’L İSLAM
  • ÜÇÜNCÜ BÖLÜM: NİYABET (VEKALET) HACCI
  • DÖRDÜNCÜ BÖLÜM TEMETTU UMRESİ’NİN AMELLERİ
    • Birincisi: İhram
      • Temettu Umresi İçin İhrama Girme Yerleri (Mikatlar)
      • İhramın Farzları
      • İhramın Müstehapları
      • İhramın Mekruhları
      • İhramın Haramları
        • İhramın Erkeklere Has Haramları
        • İhramın Kadınlara Has Haramları
        • İhramın Erkek ve Kadın İçin Ortak Haramları
          Yazdır  ;  PDF
           
          İhramın Erkek ve Kadın İçin Ortak Haramları

           

          7- Güzel Koku Kullanmak
          Mesele 239- Misk, Öd ağacından elde edilen koku, gülsuyu ve yaygın olarak kullanılan diğer kokuların tamamı ihramlıyken haramdır.
          Mesele 240- Daha önce kokulandırılmış ve ihram giyilme anına kadar da kukusu baki kalmış elbisenin giyilmesi caiz değildir.
          Mesele 241- İhtiyat gereği kokulu sabun ve şampuan (ihramıyken) kullanmak caiz değildir.
          Mesele 242- Farz ihtiyat gereği ihramlı şahsın gül, yeşillik ve güzel kokulu meyveler gibi koku ihtiva eden her şeyi, her ne kadar koku denilmese de, koklamaktan sakınması gerekir.
          Mesele 243- İçerisine Safran atılmış yemeğin yenilmesi ihramlı için caiz değildir.
          Mesele 244- İhrama giren şahsın elma, portakal ve benzeri güzel kokulu meyveleri yemesinin sakıncası yoktur, ancak farz ihtiyat gereği söz konusu meyveleri koklamaktan kaçınmalıdır.
          Mesele 245- İhrama giren mükellefin kötü kokudan dolayı burnunu kapamaması gerekir, ancak kötü kokulu yerden gidilmesinin sakıncası yoktur.
          Mesele 246- Farz ihtiyat gereği ister yenilecek olsun ister yenilecek olmasın bilerek güzel kokudan yararlanılmasının kefareti bir koyundur.

           

          8- Aynaya Bakmak
          Mesele 247- İhram halindeyken süslenmek kastıyla aynaya bakmak haramdır, ancak süslenme kastı olmaksızın (şoförün aracının aynasına bakması gibi) aynaya bakmanın sakıncası yoktur.
          Mesele 248- Berrak su veya görüntüleri yansıtan parlatılmış eşyalara bakmak da tıpkı aynaya bakmak gibidir, yani süslenmek amacıyla bakılması caiz değildir.
          Mesele 249- İhramlı şahsın kaldığı odada ayna varsa ve yanlışlıkla aynaya bakacağını biliyorsa, söz konusu odada kalmanın sakıncası yoktur, ancak aynayı kaldırması veya üzerini örtmesi daha iyidir.
          Mesele 250- İhramlıyken film veya resim çekilmesinin bir sakıncası yoktur.
          Mesele 251- Aynaya bakmanın kefareti yoktur, ancak farz ihtiyat gereği aynaya baktıktan sonra telbiye söylenmelidir.

           

          9- Ziynetten İstifade Etmek
          Mesele 252- Farz ihtiyat gereği ihrama giren şahsın (ziynet sayılıyorsa) yüzük takmaktan kaçınması gerekir.
          Mesele 253- Yüzük ziynet olmazsa ve müstehap ya da başka sebeplerden ötürü takılırsa sakıncası yoktur.
          Mesele 254- İhramlıyken yüzük takmanın kefareti yoktur.
          Mesele 255- Farz ihtiyat gereği ihrama giren şahsın kına ve saç boyası (ziynet sayılıyorsa) kullanmaması, daha ötesi ziynet sayılacak her şeyden kaçınması gerekir.
          Mesele 256- İhramdan önce ellere, ayaklara ve tırnaklara kına yakılsa veya saçlar boyanmış olsa ve ihram zamanına kadar etkisi kalsa sakıncası yoktur.
          Mesele 257- Sürme çekmek, eğer süs sayılırsa, ayrıca kadınların göz çevresine çektikleri kalem de dâhil olmak üzere, ihramlıya caiz değildir ve siyah ile diğer renkler arasında bir fark yoktur.
          Mesele 258- Ziynet olmaması durumunda gözlük takmanın sakıncası yoktur.
          Mesele 259- Kadının genellikle kullandığı ziynet eşyalarını ihram için çıkarması gerekmez; ancak bunları hiçbir erkeğe, hatta kendi kocasına bile göstermemelidir.
          Mesele 260- Kadının ziynet eşyalarının kullanması haramdır, ama kefareti yoktur.
          Mesele 261- Süslenmenin kefareti yoktur.

           

          10- Bedenin Yağlanması
          Mesele 262- İhramlı şahsın, ister ziynet veya başka amaçlarla kullanılsın isterse kullanılan yağ koku ihtiva etsin ya da etmesin, bedeni ve saçını yağlaması caiz değildir.
          Mesele 263- Güzel kokulu yağların ihram zamanına kadar kokusu kalıyorsa, ihramdan önce de kullanılması caiz değildir.
          Mesele 264- Güzel kokusu olmaması suretinde yağ ve yağlı yemenin sakıncası yoktur.
          Mesele 265- Tedavi amaçlı veya güneşin zararlı ışınlarına karşı korunmak ya da iltihap ve yanmaya karşı yağın kullanılması zorunluysa, kullanılmasında sakınca yoktur.
          Mesele 266- İhtiyat gereği bedenin kokulu yağla yağlanmasının kefareti bir koyundur. Koku ihtiva etmeyen diğer yağların kullanılmasının kefareti bir fakirin karnının doyurulmasıdır, bunlarla birlikte her iki kefaretin farz olmaması hiçte uzak bir ihtimal değildir.

           

          11- Bedenin Tüylerinin Temizlenmesi (Yok Edilmesi veya Koparılması)
          Mesele 267- İhramlıyken bedenin neresinden olursa olsun tüylerin koparılması haramdır ve tüylerin azlığı ya da çokluğu, kopartılması veya tıraş edilmesi, kendi kafa ve bedeninden olmasıyla başkasının beden ya da kafasından kopartılması arasında hiçbir fark yoktur.
          Mesele 268- Abdest veya gusül veya teyemmüm esnasında kasıt olmaksızın tüy koparsa sakıncası yoktur.
          Mesele 269- Göz kapağı altında gözün zarar görmesine sebep olan tüyün veya başın ağrımasına vesile olan baş tüyünün izale edilmesi zorunluysa söz konusu tüylerin alınmasında bir sakınca yoktur.
          Mesele 270- Eğer ihramlı kişi, bilerek ve kasıtlı olarak başındaki saçları tıraş ederse, bir koyun kefaret vermesi gerekir; ancak bu işi dalgınlıkla, unutarak veya hükmü bilmediği için yaparsa, kefaret gerekmez.
          Mesele 271- Başının tüyünü tıraş etmek zorunda kalan birisi kefaret olarak altı miskine on iki müd yemek verir veya üç gün oruç tutar ya da bir koyun keser.
          Mesele 272- İhramlıyken saçını makas veya tıraş makinesiyle kısaltan mükellefin kefareti farz ihtiyat gereği bir koyundur.
          Mesele 273- İhramlıyken elini başına veya yüzüne süren kimsenin başından bir ya da daha fazla saç dökülürse müstehap ihtiyat gereği bir avuç miktarı buğday veya un ya da benzeri şeylerden sadaka vermelidir.

           

          12- Tırnak Kesmek
          Mesele 274- İhramlı kimseye ister tamamını isterse bir kısmını olsun el veya ayaklarının tırnaklarını kesmesi caiz değildir. Tırnağın, ister makasla veya tırnak bıçağıyla veya bıçakla ya da başka bir vesileyle kesilmesi veya kısaltılması veya kopartılması arasında fark yoktur.
          Mesele 275- Mükellef tırnağını kesmek zorunda kalırsa -tırnağın bir kısmının çıkması ve diğer kısmının kalması şahsın rahatsızlanmasına sebep olduğu zaman- diğer kısmının kesilmesinde bir sakınca yoktur.
          Mesele 276- Başka birisinin tırnağını kesmenin sakıncası yoktur.
          Mesele 277- Tırnak kesilmesinin kefareti şöyledir:
          A) El veya ayak tırnağının bir veya birkaç tanesinin kesilmesi durumunda her tırnak için bir müd yemek kefareti verilmelidir.
          B) El ve ayak tırnaklarının tamamı kesilirse bir koyun kefaret verilmelidir.
          C) El ve ayak tırnaklarının tamamı aynı zamanda kesilirse bir koyun kefaret verilmelidir. Ellerin tırnakları bir zamanda ve ayakların tırnakları da başka bir zamanda kesilirse iki koyun kefaret verilmelidir.

           

          13- Bedenden Kan Çıkartılması
          Mesele 278- Farz ihtiyat gereği ihramlı kimse bedeninden kanın gelmesine sebep olacak bir şey yapmamalıdır.
          Mesele 279- İhramlıyken iğne yapılması ve dişin çekilmesi kan çıkmasına sebep olursa farz ihtiyat gereği zorunlu durumlar dışında bunlar caiz değildir.
          Mesele 280- Bedenden kan getirmenin kefareti yoktur, ancak bir koyun kefaret vermesi müstehaptır.

           

          14- (Fusuk) Yalan Söylemek Küfretmek ve Bir Mümine Hakaret Olacak Şekilde Övünmek
          Mesele 281- Fusuk; Yalan söylemek, küfretmek ve övünmek anlamındadır, buna göre yalan söylemek ve küfretmek ihramlıyken daha çok haramdır. Ancak normal haldeyken övünmek haram olmayıp, ihramlıyken haramdır.
          Mesele 282- Fusukun (yalan söylemek, küfretmek ve bir mümine hakaret olacak şekilde övünmek) kefareti yoktur ve sadece istiğfar edilmesi gerekir.

           

          15- Cidal (Allah Adına Yemin Etmek)
          Mesele 283- Tartışma anında "La Vallah" ve "Bela Billâh" örneğinde olduğu gibi Allah'a yemin etmeyi içeren lafızların kullanılarak başkalarıyla tartışmak ihramlıya haramdır.
          Mesele 284- Farz ihtiyat gereği Allah kelimesinin başka dillerdeki karşılığı olan kelimeler üzerine -Farsça da Allah lafzının karşılığı Quda kelimesi gibi- yemin etmekten kaçınılması gerekir.
          Mesele 285- Allah'ın dışında diğer mukaddes şeyler üzerine yemin edilmesi ihramlıya haram olan şeyler arasında değildir.
          Mesele 286- Doğru yere bir ve iki kez yemin edilmesi durumunda yalnızca istiğfar edilmelidir ve kefareti yoktur, ancak iki den fazla yemin edilmesinin kefareti bir koyundur.
          Mesele 287- Yalan yere yemin edilmesi durumunda bir ve iki kere yemin edilmişse bir koyun kefaret verilmelidir, ancak ikinci yeminde iki koyunun kefaret verilmesi çok daha uygundur. İkiden fazla yemin edilmişse sonraki yeminler için bir inek kefaret verilmesi gerekir.

           

          16- Beden Üzerindeki Haşereleri Öldürmek
          Mesele 288- Vücutta bulunan bit, pire gibi asalak böcekleri ihram halinde öldürmek, farz ihtiyat gereği caiz değildir.

           

          17- Harem’in Ağaç ve Bitkisinin Koparılması
          Mesele 289- Harem'de büyüyen ağaç ve bitkilerin kesilmesi, kırılması, koparılması ve sökülmesi ihramlı ve ihramsız kimse için haramdır.
          Mesele 290- Yürüme eseriyle kopan bitki veya hayvanların yiyeceği sayılan otlar bu hükümden istisna edilmiştir.
          Mesele 291- Haremin bitkisini kopartmanın kefareti yoktur, ancak istiğfar edilmesi farzdır. Ne var ki kesilmesi haram olan ağacı kesmenin farz ihtiyat gereği kefareti bir inektir.

           

          18- Silah Taşımak
          Mesele 292- İhramlı şahsın silah taşıması caiz değildir.
          Mesele 293- İhramlı şahıs kendi ve başkalarının can güvenliği için silah taşıyorsa, silah taşınması caizdir.

           

          19- Çöl Hayvanlarının Avlanması
          Mesele 294- İhram halinde zarar vermesinden korkulması dışında vahşi çöl hayvanının avlanması haramdır. Kuş ve çekirge avlamanın hükmü de aynıdır.
          Mesele 295- İhramlı veya ihramsız harem sınırları içerisinde avlanmak caiz değildir.
          Mesele 296- İster kendisi olsun isterse başkası tarafından avlanılsın ya da avcı ihramlı olsun veya ihramlı olmasın, ihramlıya avlanmış hayvan etini yemesi haramdır.
          Mesele 297- Balık gibi deniz hayvanlarının avlanılması ve yenilmesinin sakıncası yoktur.
          Mesele 298- İhramlının koyun, tavuk ve benzeri ehli hayvanların kesmesi ve etinden yemesinin bir sakıncası yoktur.

           

          20- Evlilik Akdi
          Mesele 299- İhramlı kimsenin ihramlıyken bir kadını kendisi veya başkası için nikâhlaması caiz değildir ve hatta ihramlı kimsenin nikâhını kıydığı şahıs ihramlı olmasa bile kıyılan nikâh batıldır.
          Mesele 300- Nikâhlamanın haram olmasında daimî veya geçici nikâh arasında fark yoktur.

           

          21- Cinsel İlişki
          Mesele 301- İhramlıyken cinsel ilişki ve şehvet uyandıracak öpmek, dokunmak ve bakmak gibi kadından alınan lezzetin her çeşidi haramdır.
          Mesele 302- Evli çiftlerin birbirlerine bakması veya birbirlerinin ellerine dokunması, şehvet içermemesi halinde sakıncasızdır.
          Mesele 303- İnsanın baba, anne, erkek kardeş, kız kardeş, amca, hala ve benzeri mahremleri de ihramlıyken mahremdirler.
          Mesele 304- İhramlının eşiyle cinsel ilişkiye girmesinin kefareti bir devedir ve bazı durumlarda fıkıh kitaplarında açıklandığı üzere haccın batıl olmasına sebep olur.

           

          22- İstimna (Meni Getirmek)
          Mesele 305- İhramlı halde istimna haramdır ve cinsel birleşme hükmündedir. İstimnadan meninin çıkmasına sebep olacak bir işin yapılması kastedilmektedir.
          Mesele 306- Eğer istimna (mastürbasyon) sehven (yanlışlıkla) veya hükmünü bilmemekten dolayı yapılırsa, kefaret gerekmez; ancak kişi istiğfar etmelidir. Fakat bilerek ve kasıtlı olarak yapılırsa, kefareti bir deve kurban etmektir; eğer deve bulamaz veya vermeye gücü yetmezse, bir koyun kurban etmesi yeterlidir. Ayrıca, eğer istimna kişi tarafından kendi eliyle ve Arafat’tan önce yapılmışsa, farz olan, haccı tamamlaması ve ertesi yıl haccı yeniden yerine getirmesidir. Eğer istimna eşi aracılığıyla gerçekleşmişse, farz ihtiyat gereği aynı şekilde amel hareket etmesi gerekir.

           

          23- Başın Suya Daldırılması
          Mesele 307- İhramlı kişinin başının tamamını suya daldırması caiz değildir ve bu hükümde kadın ile erkek arasında bir fark yoktur. Ancak, bu fiili işlediğinde kefaret gerekmez
        • Kefaretlerin Hükümleri
        • İhramın Haramlarıyla İlgili Soru ve Cevaplar
      • Mekke’nin Adap ve Müstehapları
    • İkincisi: Tavaf
    • Üçüncüsü – Tavaf Namazı
    • Dördüncüsü: Sa’y
    • Beşincisi: Taksîr (Saç, Sakal veya Bıyığın Kısaltılması)
  • BEŞİNCİ BÖLÜM: TEMETTU HACCI’NIN AMELLERİ
  • ALTINCI BÖLÜM: MÜFREDE UMRESİ
  • Ekler
  • Mesaj ve Konuşmalardan Derlemeler
700 /