İslam İnkılabı Rehberi Bürosu Resmi Sitesi

Fıkhî Sorulara Cevap

  • TAKLİT HÜKÜMLERİ
  • TAHARET HÜKÜMLERİ
  • NAMAZ HÜKÜMLERİ
  • ORUÇ HÜKÜMLERİ
  • HUMUS HÜKÜMLERİ
  • CİHAD
  • MARUFU EMRETMEK VE MÜNKERDEN SAKINDIRMAK
  • HARAM KAZANÇLAR
  • SATRANÇ VE KUMAR ALETLERİ
  • MÜZİK VE TEGANNİ
  • DANS
  • ALKIŞ
  • FOTOĞRAF VE FİLMLER
  • UYDU ANTENLERİ
  • TİYATRO VE SİNEMA
  • RESSAMLIK VE HEYKELTIRAŞLIK
  • SİHİRBAZLIK, BÜYÜCÜLÜK, MEDYUMLUK VE CİNCİLİK
  • HİPNOTİZMA
  • TALİH OYUNLARI
  • RÜŞVET
  • TIBBÎ KONULAR
  • EĞİTİM, ÖĞRETİM VE ADABI
  • BASIM, TELİF VE SANAT ESERLERİ HAKLARI
  • GAYRİMÜSLİMLERLE MUAMELE
  • ZALİM DEVLETTE ÇALIŞMAK
  • ŞÖHRET ELBİSESİ VE GİYİMLE İLGİLİ HÜKÜMLER
  • BATI KÜLTÜRÜNÜ TAKLİT ETMEK
  • TECESSÜS, HABER AKTARMA VE SIRLARI İFŞA ETMEK
  • SİGARA VE UYUŞTURUCU KULLANMAK
  • SAKAL TIRAŞI
  • GÜNAH TOPLANTILARINDA BULUNMAK
  • DUA YAZMAK VE İSTİHARE
  • DİNÎ PROGRAMLAR DÜZENLEMEK
  • VURGUNCULUK VE İSRAF
  • ALIŞ VERİŞ HÜKÜMLERİ
  • FAİZ HÜKÜMLERİ
    Yazdır  ;  PDF
     
    FAİZ HÜKÜMLERİ

     

    Soru 1619: Kamyon satın almak isteyen bir şoför, bu iş için gerekli parayı, kamyonu başkasının vekili olarak onun adına satın almak ve daha sonra da paranın sahibinin kamyonu kendisine taksitle satması için başka birinden alırsa, bu muamelenin hükmü nedir?
    Cevap: Şoför eğer muameleyi mal sahibinin vekili olarak yapmış ve daha sonra mal sahibi de onu taksitle vekilin kendisine satmışsa, her iki muamelede tarafların ciddî olarak alış veriş niyetleri olur ve bununla faizden kaçmak amacıyla hile yapmayı amaçlamazlarsa, sakıncası yoktur.

     

    Soru 1620: Faizli borç nedir? Acaba mevduat sahiplerinin kâr payı olarak bankadan aldıkları yüzdelik, faiz sayılır mı?
    Cevap: Faiz, borçlunun alacaklıya aldığı borçtan dolayı, borç olarak aldığı mala ilâve olarak verdiği fazlalıktır. Ama kâr payı olarak bankadan alınan paraya gelince; [İran'daki bankalarda] banka mevduat sahibinin vekili olarak kendisine tevdi edilen (verilen) parayı, şer'î açıdan sahih sözleşmelerden biri çerçevesinde çalıştırmak zorundadır ve bu muameleden elde edilen kâr faiz değildir ve bu kârı almanın sakıncası yoktur.

     

    Soru 1621: Faizli muamelenin ölçüsü nedir? "Faiz sadece borçta olur, başka durumlarda değil." sözü doğru mudur?
    Cevap: Faiz borçta olduğu gibi bazen alış verişte de olabilir. Alış verişte faiz, tartı veya ölçekle satılan bir malı kendisiyle aynı cinsten olan başka bir maldan daha fazla bir miktar karşılığında satmakla olur.

     

    Soru 1622: Açlıktan ölmek üzere olan ve kendisini ölümden kurtarmak için murdardan başka bir şey bulamayan kimsenin zaruret durumunda murdar yemesi şer'an caiz olduğu gibi, acaba çalışma gücü olmayan ve az bir sermayesi bulunan bir kimse, kârla geçinmek için parasını faizli muamelede kullanmak zorunda kalırsa, zaruret hâline binaen faiz alması caiz midir?
    Cevap: Faiz haramdır ve bunu zaruret hâlinde murdar yiyen kişiyle kıyaslamak doğru değildir. Çünkü murdar yemeye mecbur kalan kişinin o anda hayatını kurtaracak başka bir şeyi yoktur; ancak çalışamayacak durumda olan kimse, sermayesini mudarebe [kâr ortaklığı] gibi İslami akitlerden biri adı altında kullanabilir.

     

    Soru 1623: Posta pulları bazen ticarî muamelelerde değerlerinden daha yüksek bir fiyata satılmaktadır. Örneğin yirmi riyallik bir pul yirmi beş riyale satılmaktadır; acaba bu muamele sahih midir?
    Cevap: Bunun sakıncası yoktur ve bu fazlalık faiz sayılmaz. Çünkü faizli muamele, ölçü ve tartıyla satılan ve aynı cinsten olan iki şeyin alış verişinde alınan veya satılan şeyin miktarının ötekisine oranla fazla olmasıdır ve bu tür muamele batıldır.

     

    Soru 1624: Faiz, bütün özel ve tüzel kişilere eşit şekilde haram mıdır, yoksa bazı özel durumlarda istisna var mıdır?
    Cevap: Baba-oğul, karı-koca arasındaki faiz ve yine Müslüman'ın gayrimüslimden aldığı faizin dışında, genel olarak faiz haramdır.

     

    Soru 1625: Eğer bir muamelede belirli bir tutar üzerinden alım satım yapılsa ve işlem bedelinin tarihli çek şeklinde ödenmesi halinde alıcının satıcıya belirlenen fiyata ek olarak bir miktar daha ödeyeceği konusunda her iki taraf da anlaşırsa, bunu yapmaları caiz midir?
    Cevap: Eğer alış veriş belli bir fiyat üzerinden gerçekleşir ve fazlalık, anaparanın ödemesinin gecikmesinden dolayı olursa, bu şer'an haram olan faizdir ve sırf tarafların bu fazlalığın ödenmesi üzerine anlaşmalarıyla o para helâl olmaz.

     

    Soru 1626: Eğer birinin bir miktar paraya ihtiyacı olur ve kendisine borç verecek birini bulamazsa, o parayı temin etmek için bir malı veresiye olarak fiyatından fazlasına satın alıp sonra onu aynı mecliste satıcıya daha az bir fiyata nakit olarak satabilir mi? Örneğin: Bir kilo safranı belli bir ücretten parasını bir sene sonra vermek üzere veresiye olarak satın aldıktan sonra, aynı mecliste satıcının kendisine nakit olarak aldığı fiyatın üçte ikisine satması caiz midir?
    Cevap: Gerçekte faizli borçtan kaçmak için bir tür hile olan böyle bir muamele şer'an haram ve geçersizdir.

     

    Soru 1627: Ben kâr elde etmek ve faizden kaçmak için değeri çok daha fazla olan bir evi, beş milyon riyale satın aldım. Sözleşme esnasında, satıcının beş ay içerisinde muameleyi feshedebileceğini ve bu durumda benden aldığı parayı geri vererek evi alabileceğini şart koştuk. Muamele bittikten sonra aynı evi satıcının kendisine aylık 150 bin riyale kiraya verdim. Şimdi muamelenin üzerinden dört ay geçtikten sonra, İmam Humeyni'nin (r.a) fetvasına göre bu işin faizden kaçmak için olduğu takdirde caiz olmadığını öğrendim. Sizin fetvanıza göre bunun hükmü nedir?
    Cevap: Eğer bu muamele, ciddî bir iradeyle gerçekleşmemiş ve sadece satıcının borç para elde etmek ve müşterinin ise bir kazanç sağlamak amacıyla göstermelik yaptığı bir iş ise, faizli borçtan kaçmak için bir hile olan böyle bir muamele şer'an haram ve geçersizdir. Bu tür muamelelerde müşterinin sadece evin fiyatı olarak satıcıya vermiş olduğu parayı geri alma hakkı vardır.

     

    Soru 1628: Faizden kaçmak için mala başka bir şey eklemenin hükmü nedir?
    Cevap: Faizli borcun caiz olması için yapılan bu işin hiçbir etkisi yoktur ve mala bir şey eklemekle helâl olmaz.

     

    Soru 1629: İşçi ve memurlar, yaşlandıklarında kullanmak için çalıştıkları yıllarda aylık maaşlarının bir bölümünü emeklilik sandığına ödüyorlar; acaba emekliliğe ayrıldıktan sonra ödedikleri bu paranın üzerine bir miktar da devlet tarafından eklenerek onlara aylık emeklilik maaşı adı altında verilen bu meblağı almalarının bir sakıncası var mıdır?
    Cevap: Emekli maaşı almanın sakıncası yoktur. Devletin emekliye aylık maaşından kestiği miktara ek olarak verdiği para, onun maaşlarından kesilen paranın kârı değildir ve faiz sayılmaz.

     

    Soru 1630: Bazı bankalar resmi tapusu olan evlerin onarımı için cüâle sözleşmesi çerçevesinde, kredi alan kişinin borcunu %1-2 fazlalıkla birlikte belli bir zamana kadar taksitle ödemesi şartıyla ev sahiplerine kredi veriyorlar. Acaba bu şekilde kredi almak şer'an caiz midir ve bu konuda cüâle sözleşmesi nasıl tasavvur edilebilir?
    Cevap: Eğer söz konusu meblağ evini onarması için borç olarak ev sahibine verilirse, bu durumda onun cüâle olması anlamsızdır ve borç parada, fazlasının ödenmesi şartı da caiz değildir. Verilen borç her halükarda doğru olmakla birlikte, ev sahibinin tamir için evi bankaya ipotek ettirmesinin sakıncası yoktur. Bu durumda ipotek ettirilen ev, bankanın evi onarmak için kullandığı tutar değil, bankanın evin onarımı için taksitler halinde talep ettiği tutarın toplamıdır.

     

    Soru 1631: Eşyaları nakit değerinden fazlasına veresiye olarak satın almak caiz midir? Bu faiz sayılır mı?
    Cevap: Eşyaları nakit fiyatından fazlasına veresiye olarak satmanın ve satın almanın sakıncası yoktur; nakit ve veresiye arasındaki fiyat farkı faiz sayılmaz.

     

    Soru 1632: Bir kimse evini muhayyerlik satışıyla satar. Fakat satışı feshetmek için belirlenen zamana kadar parayı müşteriye geri veremez. Bu yüzden üçüncü bir kişi satıcının muameleyi feshetmesi için bu parayı müşteriye öder; ancak verdiği paraya ek olarak kendisi için de zahmet hakkı olarak bir miktar para verilmesini şart koşar; şer'an bu meselenin hükmü nedir?
    Cevap: Eğer üçüncü kişi parayı müşteriye geri vermek ve muameleyi feshetmek için satıcı tarafından vekil olarak görevlendirilmişse, yani, önce satıcıya bir miktar borç verir ve sonra satıcı tarafından vekil olarak onu müşteriye vererek satışı feshederse, onun bu işi ve bu vekâletinden dolayı ücret almasının sakıncası yoktur. Ama müşteriye ödediği parayı satıcıya borç olarak vermişse, bu durumda satıcıdan taraf müşteriye mal değeri olarak vermiş olduğu paradan fazlasını isteyemez.

     

  • ŞUFA (ÖN ALIM) HAKKI
  • KİRA
  • MALÎ KEFALET
  • REHİN (İPOTEK)
  • ORTAKLIK
  • HİBE
  • BORÇ
  • SULH
  • VEKÂLET
  • HAVALE
  • SADAKA
  • ARİYET VE EMANET
  • VASİYET
  • GASP
  • KISITLILIK VE BALİĞ OLMA ALÂMETLERİ
  • MUDAREBE
  • BANKA İŞLEMLERİ
  • SİGORTA
  • DEVLET KANUNLARI
  • VAKIF
  • MEZARLIK HÜKÜMLERİ
700 /