İslam İnkılabı Rehberi Bürosu Resmi Sitesi

Fıkhî Sorulara Cevap

  • TAKLİT HÜKÜMLERİ
  • TAHARET HÜKÜMLERİ
  • NAMAZ HÜKÜMLERİ
  • ORUÇ HÜKÜMLERİ
  • HUMUS HÜKÜMLERİ
  • CİHAD
  • MARUFU EMRETMEK VE MÜNKERDEN SAKINDIRMAK
  • HARAM KAZANÇLAR
  • SATRANÇ VE KUMAR ALETLERİ
  • MÜZİK VE TEGANNİ
  • DANS
  • ALKIŞ
  • FOTOĞRAF VE FİLMLER
  • UYDU ANTENLERİ
  • TİYATRO VE SİNEMA
  • RESSAMLIK VE HEYKELTIRAŞLIK
  • SİHİRBAZLIK, BÜYÜCÜLÜK, MEDYUMLUK VE CİNCİLİK
  • HİPNOTİZMA
  • TALİH OYUNLARI
  • RÜŞVET
  • TIBBÎ KONULAR
  • EĞİTİM, ÖĞRETİM VE ADABI
  • BASIM, TELİF VE SANAT ESERLERİ HAKLARI
  • GAYRİMÜSLİMLERLE MUAMELE
  • ZALİM DEVLETTE ÇALIŞMAK
  • ŞÖHRET ELBİSESİ VE GİYİMLE İLGİLİ HÜKÜMLER
  • BATI KÜLTÜRÜNÜ TAKLİT ETMEK
  • TECESSÜS, HABER AKTARMA VE SIRLARI İFŞA ETMEK
  • SİGARA VE UYUŞTURUCU KULLANMAK
  • SAKAL TIRAŞI
  • GÜNAH TOPLANTILARINDA BULUNMAK
  • DUA YAZMAK VE İSTİHARE
  • DİNÎ PROGRAMLAR DÜZENLEMEK
  • VURGUNCULUK VE İSRAF
  • ALIŞ VERİŞ HÜKÜMLERİ
  • FAİZ HÜKÜMLERİ
  • ŞUFA (ÖN ALIM) HAKKI
  • KİRA
  • MALÎ KEFALET
  • REHİN (İPOTEK)
  • ORTAKLIK
  • HİBE
  • BORÇ
  • SULH
  • VEKÂLET
  • HAVALE
  • SADAKA
  • ARİYET VE EMANET
  • VASİYET
  • GASP
    Yazdır  ;  PDF
     
    GASP

     

    Soru 1880: Bir kimse, küçük çocuğu adına bir arsa satın alır ve "Satıcı falan kişi ve alıcı da filan oğlu" şeklinde, gayri resmî bir belge düzenler. Çocuk bulûğ çağına erişince, bu arsayı başka birine satar. Fakat babanın mirasçıları, o belgede babalarının ismi olmamasına rağmen o arsanın kendilerine babalarından miras kaldığını iddia ederek arsaya el koyarlar. Acaba bu durumda mirasçıların ikinci müşteriyi rahatsız etmesi caiz midir?
    Cevap: Küçük oğlun sırf sözleşmede isminin müşteri olarak geçmesi, onun mülkiyetinin ölçüsü olamaz. Dolayısıyla eğer babanın kendi parasıyla satın aldığı arsayı oğluna hibe ettiği veya onunla sulh ettiği ispatlanırsa, arsa onun olur. Bu durumda eğer çocuk bulûğ çağına eriştikten sonra arsayı şer'an sahih bir şekilde başka bir müşteriye satarsa, hiç kimsenin onu rahatsız etmeye ve arsayı onun elinden çıkarmaya hakkı yoktur.

     

    Soru 1881: Birkaç el değiştiren bir arsayı satın alarak üzerinde bir ev yapmaya başladım. Şimdi ise biri bu arsanın kendi mülkü olduğunu ve tapusunun da resmî olarak İslâm inkılâbından önce kendi adına kaydedilmiş olduğunu iddia ediyor. Bu nedenle de benimle birlikte bazı komşular aleyhine dava açmış bulunuyor. Bu iddia göz önünde bulundurulduğunda, acaba bu arsada yapılan tasarruflar gasp sayılır mı?
    Cevap: Arsayı elinde bulunduran önceki kişiden satın almanın zahirde şer'an sıhhatine hükmedilir ve arsa müşteriye aittir. Daha önce bu arsanın sahibi olduğunu iddia eden kişi, şer’i mülkiyetini mahkemede ispatlamadıkça, arsayı şimdi elinde bulunduran ve tasarruf eden kişiyi rahatsız etme hakkına sahip değildir.

     

    Soru 1882: Resmi olmayan bir belgede bir babanın adına kaydedilmiş olan arsanın, resmi tapusu bir süre sonra onun küçük oğlu adına çıkarılıyor; ancak bu arsa hâlâ babanın tasarrufundadır. Şimdi bulûğ çağına eren çocuk, tapusu onun adına olduğundan arsanın kendisine ait olduğunu iddia ediyor. Fakat babası arsayı kendi malıyla kendisi için satın aldığını ve sadece daha az vergi ödemek için onu oğlunun adına geçirdiğini ileri sürüyor. Acaba eğer oğlu babasının rızası olmadan bu arsada tasarruf ederse, gasp etmiş sayılır mı?
    Cevap: Eğer baba arsayı kendi parasıyla satın almış ve çocuk reşit oluncaya kadar da onda tasarrufta bulunmuşsa, çocuk arsayı babasının kendisine bağışladığını ve mülkiyetini kendisine devrettiğini ispat etmedikçe, sırf resmi tapunun kendi adına olmasıyla arazinin mülkiyeti, zilyetliği ve kontrolü konusunda babasını engel olmaya hakkı yoktur.

     

    Soru 1883: Birisi elli yıl önce bir arazi satın almış ve bu arazinin sınırı olarak tapuda yüksek bir dağın adının kaydedilmiş olmasına dayanarak satılan yerle o dağın arasında kalan umumî araziden milyonlarca metre kare yerin ve bölgede yapılan onlarca eski evin mülkiyetinin kendisine ait olduğunu ileri sürmektedir. Yine bu arazi ve evlerin gasp edilmiş olduğu iddiasıyla burada kılınan namazların batıl olduğunu söylemektedir. Oysa bu adamın daha önce bu arazide ve oradaki eskiden beri oturulan evlerde hiçbir şekilde tasarrufu yoktu ve ortada arazinin durumunu yüzlerce seneden beri belirtecek bir delil de yoktur; anlatılanlar dikkate alındığında meselenin hükmü nedir?
    Cevap: Eğer satın alınan arazi ile tapuda sınır olarak belirtilen dağ arasında bulunan araziler, daha önce belirli bir kişinin mülkiyetinde olmayan çorak arazilerden veya önceki sahiplerinin mülkiyetinde olup onlardan mevcut sahiplerine intikal etmiş arazilerden ise, bu durumda herkes, yetkisinde bulunan ve malik olduğu her miktardaki arsaların veya evlerin şer’i sahibi kabul edilir. Mal sahibi ise, iddiasını adli makamlar önünde şer’i yollarla ispat etmedikçe onların orada yaptığı tasarruflar mubah ve helâldir.

     

    Soru 1884: Hâkimin müsadere emri verdiği araziye, önceki malikinin rızası olmadan cami yapılması caiz midir? Yine bu tür camilerde namaz kılmak ve diğer ibadetleri yapmak caiz midir?
    Cevap: Eğer arsa şer’i hâkimin hükmüyle veya İslâm devletinde geçerli olan kanuna istinaden önceki sahibinden alınmışsa veya iddia eden kişinin geçmişteki şer’i mülkiyeti ispatlanmamışsa, orada yapılan tasarruflar, mülkiyet iddiasında bulunan kişinin veya önceki sahibinin iznine bağlı değildir. Dolayısıyla orada cami inşa etmek, namaz kılmak ve diğer dinî programlar yapmanın sakıncası yoktur.

     

    Soru 1885: Nesilden nesle miras yoluyla mirasçılara ulaşan bir araziyi, birisi gasp edip kendi mülkiyetine geçirmiştir. İslâm inkılâbının zafere ulaşması ve devletin kurulmasından sonra bu araziyi gasp eden kişiden geri alma teşebbüsünde bulunuldu. Acaba bu arazinin mülkiyeti şer'an mirasçılara mı aittir, yoksa sadece bu araziyi devletten satın alma hususunda öncelikleri mi vardır?
    Cevap: Sırf miras yoluyla tasarrufta bulunma geçmişinin olması o araziye malik olmada ve onu satın almada öncelik hakkı doğurmaz. Ancak aksi ispatlanmadıkça, geçmişteki bu durum mülkiyet için şer’i bir emaredir. Dolayısıyla eğer mirasçıların o arazinin sahibi olmadıkları veya oranın başkasının mülkü olduğu ispatlanırsa, mirasçıların onu veya bedelini istemeye hakları yoktur. Aksi durumda zilyet olma (malı elinde bulundurma) kuralı gereğince arazinin kendisini veya karşılığını isteyebilirler.

     

  • KISITLILIK VE BALİĞ OLMA ALÂMETLERİ
  • MUDAREBE
  • BANKA İŞLEMLERİ
  • SİGORTA
  • DEVLET KANUNLARI
  • VAKIF
  • MEZARLIK HÜKÜMLERİ
700 /