İslam İnkılabı Rehberi Bürosu Resmi Sitesi

Fıkhî Sorulara Cevap

  • TAKLİT HÜKÜMLERİ
  • TAHARET HÜKÜMLERİ
  • NAMAZ HÜKÜMLERİ
  • ORUÇ HÜKÜMLERİ
  • HUMUS HÜKÜMLERİ
  • CİHAD
  • MARUFU EMRETMEK VE MÜNKERDEN SAKINDIRMAK
  • HARAM KAZANÇLAR
  • SATRANÇ VE KUMAR ALETLERİ
  • MÜZİK VE TEGANNİ
  • DANS
  • ALKIŞ
  • FOTOĞRAF VE FİLMLER
  • UYDU ANTENLERİ
  • TİYATRO VE SİNEMA
  • RESSAMLIK VE HEYKELTIRAŞLIK
  • SİHİRBAZLIK, BÜYÜCÜLÜK, MEDYUMLUK VE CİNCİLİK
  • HİPNOTİZMA
  • TALİH OYUNLARI
  • RÜŞVET
  • TIBBÎ KONULAR
  • EĞİTİM, ÖĞRETİM VE ADABI
  • BASIM, TELİF VE SANAT ESERLERİ HAKLARI
  • GAYRİMÜSLİMLERLE MUAMELE
  • ZALİM DEVLETTE ÇALIŞMAK
  • ŞÖHRET ELBİSESİ VE GİYİMLE İLGİLİ HÜKÜMLER
  • BATI KÜLTÜRÜNÜ TAKLİT ETMEK
  • TECESSÜS, HABER AKTARMA VE SIRLARI İFŞA ETMEK
  • SİGARA VE UYUŞTURUCU KULLANMAK
  • SAKAL TIRAŞI
  • GÜNAH TOPLANTILARINDA BULUNMAK
  • DUA YAZMAK VE İSTİHARE
  • DİNÎ PROGRAMLAR DÜZENLEMEK
  • VURGUNCULUK VE İSRAF
  • ALIŞ VERİŞ HÜKÜMLERİ
  • FAİZ HÜKÜMLERİ
  • ŞUFA (ÖN ALIM) HAKKI
  • KİRA
  • MALÎ KEFALET
  • REHİN (İPOTEK)
  • ORTAKLIK
    Yazdır  ;  PDF
     
    ORTAKLIK

     

    Soru 1692: Bir şirket sahibiyle, sermayenin kullanılmasında benim adıma vekillik yapacak ve her ay hisseme düşen kârdan bana beş bin tümen verecek şekilde sermayesine ortak oldum. Bir yıl sonra bu mal ve kârı karşılığında ondan bir arsa aldım; bu arsanın hükmü nedir?
    Cevap: Yatırımda ortaklık ve sermayenin şirket sahibi tarafından kullanılmasının söz konusu olduğu varsayımdaki soruda, elde edilen kazanç eğer şer’an helâl olan bir şekilde elde edilmiş ise, arsayı almanın sakıncası yoktur.

     

    Soru 1693: Kaç kişi kendi aralarında kura çekmek ve adı kurada çıkan kişinin kendisine ait olması şartıyla ortaklaşa bir şey satın alırsa, bunun hükmü nedir?
    Cevap: Kura çekmekten maksat, herkesin ortak maldaki hissesini kura çekiminden sonra adına çıkan kimseye kendi rızalarıyla hibe etmekse, bunun sakıncası yoktur. Fakat maksat, ortak malın kura çekimiyle adı kurada çıkan kişinin malı olması ise, bu şer'an sahih değildir. Bunun gibi asıl maksat kaybetme-kazanma (kumar) olursa da sahih değildir.

     

    Soru 1694: İki kişi bir tarla satın almış ve yirmi yıldır ortak olarak orayı ekip biçiyorlar. Şimdi, ortaklardan biri kendi hissesini başkalarına satmak istiyor; acaba böyle bir hakkı var mı, yoksa orayı sadece ortağının mı satın alma hakkı vardır? Eğer hissesini ortağına satmaktan kaçınırsa, acaba ortağının buna itiraz etme hakkı var mıdır?
    Cevap: Bir ortağın, diğer ortağı kendi payını kendisine satması için zorlama hakkı olmadığı gibi, başkasına satarsa ​​itiraz hakkı da yoktur; ancak satış işleminden sonra eğer şufa hakkının gerçekleşmesi için bütün şartlar mevcutsa, onu şufa (ortağından satın almada öncelikli olma) hakkına dayanarak alabilir.

     

    Soru 1695: Sanayi ve ticarî şirketlerin veya bazı bankaların satışa sundukları hisse senetlerinin alım satımının hükmü nedir? Şöyle ki, bir hisse senedi satın alındıktan sonra borsada pazarlanmakta, alınıp satılmakta ve böylece fiyatı alış fiyatından yukarı çıkmakta veya aşağı inmekte; alım satımın sermaye üzerinde değil de hisse üzerinde yapıldığı kesindir. Yine eğer bu şirketlerin faize dayalı faaliyetleri olduğu bilinirse veya bu konuda şüphe edilirse hüküm nedir?
    Cevap: İşyeri, fabrika, şirket veya banka hisselerinin malî değeri, eğer hisselerin kendisinden kaynaklanır ve malî değeri belirleme yetkisine sahip olan kimsenin hisselere malî değer vermesi sonucu ortaya çıkarsa, bu durumda onun alım satımının sakıncası yoktur. Yine eğer fabrika, şirket, iş yeri ve bankanın değeri ve sermayesi ölçü alınarak hisselerine malî değer verilirse, yani her bir hisse senedi o değer ve sermayenin bir bölümünü temsil ettiği için bir değer belirlenirse, söz konusu şirket, iş yeri ve fabrikanın iş ve faaliyetinin şer'an helâl olması şartıyla alım satımının sakıncası yoktur.

     

    Soru 1696: Biz üç kişi, bir tavuk mezbahasına ve oraya ait mülke ortağız. Koordinasyon eksikliğinden dolayı ortaklığı sonlandırıp ayrılma kararı aldık. Sonuç olarak söz konusu mezbahayı ve mülkü ortaklar arasında açık artırmaya çıkardık ve açık artırmayı bizden biri kazandı. Fakat bu güne kadar bize hiçbir ödemede bulunmamıştır. Acaba bu muamele geçersiz sayılır mı?
    Cevap: Bir malın sırf açık artırmaya çıkarılması ve ortaklardan biri veya başka biri tarafından en yüksek fiyatın teklif edilmesi, satışın gerçekleşmesi ve mülkiyetin intikali için yeterli değildir. Hisselerin satışı şer'an sahih bir şekilde gerçekleşmedikçe ortaklık aynen devam eder. Fakat satış sahih bir şekilde gerçekleşirse, müşterinin parayı ödemeyi geciktirmesi satışın batıl olmasına sebep olmaz.

     

    Soru 1697: Şirket kurup resmî işlemlerini tamamladıktan sonra diğer ortakların muvafakatiyle şirketteki hissemi başka birine sattım. Müşteri de onun parasını bana birkaç tane çek ile ödedi; ancak çeklerin karşılığı olmadığından alıcıya gittim, çekleri benden aldı ve şirketteki payımı bana iade etti. Fakat hissem resmi olarak onun adında kaldı. Daha sonra müşterinin bu hisseyi başka birine satmış olduğunu anladım; acaba onun bu satışı sahih midir, yoksa hisselerimi talep etme hakkına sahip miyim?
    Cevap: Sizinle muameleyi feshettikten sonra hisseleri satmışsa, bu durumda onun bu satışı fuzulî olup geçerliliği sizin izninize bağlıdır. Ama satışı feshetmeden önce o hisseyi üçüncü bir kişiye satmış ise, bu durumda bu satışın sıhhatine hükmedilir.

     

    Soru 1698: İki erkek kardeşe babalarından bir ev miras kalmıştır ve kardeşlerden biri evi bölerek veya satarak diğerinden ayrılmak istiyor. Ancak diğeri ne evi bölmeyi, ne de kardeşinin hissesini satın almayı veya hissesini ona satmayı kabul ediyor; böylece onun tüm çözüm yollarını reddediyor. Bu nedenle birinci kardeş mahkemeye başvurdu ve mahkeme de davanın sonuçlanması için evin adlî uzman (bilirkişi) tarafından incelenmesine karar verdi. Araştırma sonucu, bilirkişi, evin bölünemeyeceğini ve ortaklığın sona ermesi için ya birisinin hissesini diğerine satması gerektiğini veya evin üçüncü bir kişiye satıldıktan sonra parasının ortaklara teslim edilmesi gerektiğini bildirdi; mahkeme de onun görüşünü kabul ederek onadı. Böylece ev açık artırmayla satıldıktan sonra parası ortaklara teslim edildi. Acaba bu satış geçerli midir ve kardeşlerin her birinin o paradan kendi hissesini alması caiz midir?
    Cevap: Bunun sakıncası yoktur.

     

    Soru 1699: Ortaklardan biri şirketin parasıyla bir mülk satın alarak onu eşinin adına geçirdi. Acaba bu muamele ortakların hepsine mi aittir ve mal ortakların hepsinin mi sayılır? O şahsın eşi, kocası izin vermese bile şer'an söz konusu mülkü ortakların hepsinin adına geçirmekle yükümlü müdür?
    Cevap: Eğer o kişi, söz konusu malı kendisi veya eşi için sorumlu olduğu toplam bedel üzerinden satın almış ve daha sonra şirket malından ödemişse, bu mülk kendisine veya eşine aittir ve onlara yalnızca diğer ortakların mallarının oranı kadar borçludur. Fakat onu bizzat şirketin kendi malıyla satın almış ise, bu durumda muamele ortakların hissesi oranında fuzulî olup geçerliliği ortakların iznine bağlıdır.

     

    Soru 1700: Acaba mirasçılardan bazılarının veya vekillerinin diğer mirasçıların onayı olmaksızın muşa (ifraz edilmemiş ortak) malı kullanmaları veya muamele yoluyla onda tasarrufta bulunmaları caiz midir?
    Cevap: Ortaklardan hiçbirinin, diğerlerinin izni veya rızası olmaksızın ortak malı kullanmaları caiz değildir. Yine ortaklardan birinin diğer ortakların izni veya rızası olmaksızın ortak mallarla muamele yapması doğru [sahih] değildir.

     

    Soru 1701: Ortaklardan bazıları muşa mülkü (ifraz edilmemiş ortak mülkü) satarsa veya başka birisi satar da bazı ortaklar buna izin verirlerse, acaba bu satış, diğer ortakların rızası olmadan hepsinden taraf bütün ortaklar için geçerli ve sahih midir? Yoksa bu satışın onlar için geçerliliği hepsinin rıza ve kabulüne mi bağlıdır? Eğer bütün ortakların rızası şartsa, acaba malda ortaklığın, ticarî bir şirket içinde olmasıyla normal bir şirket içinde olması arasında fark var mıdır? Şöyle ki, normal şirkette ortakların tümünün rızası şart olduğu halde ticari şirkette şart olmasın?
    Cevap: Satış, sadece onu satan veya satışına izin veren kişinin kendi hissesinde sahih ve geçerlidir; diğer ortakların hissesinde ise her birinin kendi iznine bağlıdır. Bu konuda ortaklık veya şirket türleri arasında hiçbir fark yoktur.

     

    Soru 1702: Bir kişi bankayla ortaklaşa konut yapmak için bankadan bir miktar borç para alır. Evi yaptıktan sonra doğal afetlere karşı onu bankada sigortalatır. Şu anda evin bir bölümü yağmur veya kuyu suyunun sızmasıyla zarar görmüş olup, onarımı için bir miktar paraya ihtiyaç vardır. Fakat banka bu konuda sorumluluk kabul etmiyor ve sigorta şirketi de bu hasarın karşılanmasının sözleşmeye aykırı olduğunu söylüyor. Bu durumda tazminat sorumlusu kimdir?
    Cevap: Sigorta şirketi, sigorta sözleşmesi kuralları dışındaki hasarlardan sorumlu değildir. Evin tamir masrafları ve başka birinin tazminatıyla yükümlü olmadığı zararlar ev sahibine aittir. Banka da eğer sivil ortaklık sözleşmesi çerçevesinde binaya ortaksa, bu durumda hissesi oranında zararı ödemelidir; hasarın özel bir şahsa isnat edilmesi durumu müstesna.

     

    Soru 1703: Üç kişi, birlikte iş yapmak için ortaklaşa bazı iş yerleri satın aldı, ancak ortaklardan biri diğerleriyle bu dükkânları kullanma, kiralama veya satma konusunda anlaşmayı reddediyor. Bu konuda soru şudur:
    a) Ortaklardan birinin diğer iki ortağın izni olmaksızın kendi hissesini satması veya kiraya vermesi caiz midir?
    b) Diğer iki ortaktan izin almaksızın o yerlerde işe başlaması caiz midir?
    c) Bu yerlerden birini kendisine alıp ötekileri diğer iki ortağa vermesi caiz midir?
    Cevap:
    a) Ortaklardan her birinin kendi ortak hissesini diğer ortakların izni olmaksızın satması caizdir.
    b) Ortaklardan herhangi birinin, diğerlerinin rızası olmaksızın ortak mallarda tasarruf etmesi caiz değildir.
    c) Ortaklardan hiçbiri diğer ortakların onayı olmadan kendi başına ortak maldan kendi hissesini ayıramaz.

     

    Soru 1704: Bir bölgenin ahalisi, ağaçlık bir alanda bir hüseyniye yapmak istiyorlar. Fakat söz konusu yerde hissesi olan bazıları buna rıza göstermiyorlar; bu durumda orada hüseyniye yapmanın hükmü nedir? Eğer bahsi geçen arsanın enfalden veya şehrin umuma ait yerlerinden olma ihtimali varsa hüküm nedir?
    Cevap: Eğer arsa ahalinin ortak mülkü olursa, bu durumda orada tasarruf etmek bütün ortakların iznine bağlıdır; fakat enfalden ise bu durumda kullanma yetkisi İslâm Devleti'nin elindedir ve devletin izni olmaksızın orada tasarruf etmek caiz değildir. Eğer şehrin umuma ait yerlerinden olursa, yine hüküm aynıdır.

     

    Soru 1705: Eğer mirasçılardan biri, ortak oldukları bağdan kendi hissesinin satılmasına razı olmazsa, acaba diğer mirasçıların veya devlet kurumlarından birinin onu buna zorlaması caiz midir?
    Cevap: Bölünmesi ve payların ayrılması mümkün ise, ortaklardan hiç birinin ve diğer kişilerin, ortaklardan birini payını satmaya zorlama hakkı yoktur ve bu tür durumlarda her ortağın yalnızca diğerlerine payını ayırmasını isteme hakkı vardır. Ancak İslam hükümeti tarafından ağaçların bulunduğu bir bahçenin bölünmesi ve ayrılmasına ilişkin özel yasal düzenlemeler yapılmış ise, bu durumda bu düzenlemelere uyulması farzdır. Ama eğer ortak mülkiyet ayrılamaz ve bölünemezse, ortaklardan her biri diğer ortağı kendi payını satmaya veya almaya mecbur bırakmak için şer'î hâkime başvurabilir.

     

    Soru 1706: Dört erkek kardeş, sahip oldukları ortak mülkte birlikte yaşarlar, birkaç yıl sonra ikisi evlenir ve her biri küçük erkek kardeşlerinden birine bakmayı ve onun evlilik hazırlıklarını yapmayı taahhüt eder, ancak taahhütlerini yerine getirmezler. Sonuç olarak iki küçük kardeş kendilerinden ayrılmaya ve ortak mallarını bölmeye karar verdiler. Şer’i açıdan ortak malın onların arasında nasıl bölünmesi gerekir?
    Cevap: Eğer birisi, ortak malı kendisi için kullanıyorsa, ortak malı kişisel kullanımı için kullanmayan diğer ortaklara da hisseleri oranında yaptığı harcamaya karşılık borçludur. Sonuç olarak, kendi mülkünden yaptığı harcamanın karşılığını vermesini isteyebilir ve geriye kalan ortak malı da aralarında eşit olarak bölebilirler. Ya da ilk önce ortak maldan hiç harcamayanlara veya diğerlerinin aldığından daha az alanlara her biri eşit oranda almış olacak şekilde verirler, sonra geri kalan malı aralarında eşit olarak bölüştürürler.

     

    Soru 1707: ÇAYKUR [Çay İşletmeleri Genel Müdürlüğü] şehirlerdeki çay satıcılarını kuruma üye ve ortak olmaya zorluyor; acaba söz konusu kurumun satıcıları ortaklığa zorlaması caiz midir? Ve acaba zorlamayla olan bu ortaklık sahih [geçerli] midir?
    Cevap: Eğer ÇAYKUR, çay satıcılarına şehirlerde birtakım imkânlar sağladığında ve dağıtmaları için onlara çay verip benzeri hizmetler sunduğunda, onlara ÇAYKUR’a ortak olmayı ve kendilerinden başkalarıyla alış veriş yapmamayı şart koşarsa, bu şartın mahzuru yoktur ve bahsi geçen ortaklık sakıncasızdır.

     

    Soru 1708: Şirket müdürlerinin veya sorumlularının, elde edilen kârları hisse sahiplerinden izin almaksızın hayır işlerde harcamaları caiz midir?
    Cevap: Ortaklardan her birinin ortak maldan elde edilen kâr payı ve onu harcama yetkisi o payın sahibine aittir. Dolayısıyla başka bir kişi onun vekâletini almaksızın veya ondan izin almaksızın o maldan harcama yaparsa, hayır işlerde harcamış olsa bile bunu tazmin etmekle yükümlüdür.

     

    Soru 1709: Bir işyerinde üç kişi ortak olup, birinci ortak sermayesinin yarısını, diğer iki ortak da her biri sermayesinin dörtte birini ödemiş ve kârın aralarında eşit olarak paylaştırılacağı konusunda anlaşmışlardır. Ancak ikinci ve üçüncü ortak işyerinde aktif ve sürekli olarak çalışıyorken, birinci ortak orada çok az çalışmaktadır; acaba bu ortaklık söz konusu şartla sahih midir?
    Cevap: Şirket sözleşmesinde, ortaklardan her birinin sermaye olarak ödedikleri sermayede eşitlik şart olmayıp, yatırım miktarı farklı olsa bile ortaklar arasında kârın eşit olarak dağıtılması şartında bir sakınca yoktur. İş yerinde çalışmaya gelince; eğer şirket sözleşmesinde bu konuda hiçbir şey belirtilmemişse, ortaklardan her biri çalıştığı miktarda yaptığı işin emsalinin ücretini alma hakkına sahiptir.

     

    Soru 1710: Devlet ve özel sektör tarafından ortaklaşa kurulan bir şirketin idari işleri, şirkette hisse sahibi olanların temsilcileri tarafından denetlenmektedir. Yöneticilerin ve diğer çalışanların şirketin nakliye araçlarını kişisel işleri için normal denecek ölçüde kullanmaları caiz midir?
    Cevap: Şirkete ait nakliye araçlarının ve diğer malların, şirketin işleriyle ilişkisi olmayan yerlerde kullanımı hisse sahiplerinin veya onların temsilcilerinin iznine bağlıdır.

     

    Soru 1711: Kanuna ve şirket esas sözleşmesine göre uyuşmazlıkların çözümü için bir tahkim kurulunun oluşturulması zorunludur; ancak söz konusu kurul üyeler tarafından oluşturulmadıkça görevlerini yerine getiremez. Hâlihazırda hissedarlardan %51'i kendi haklarından vazgeçtikleri için böyle bir kurulun kurulmasını talep etmiyorlar. Haklarından feragat edenlerin, haklarından feragat etmeyen diğer pay sahiplerinin haklarını korumak için bu kurulun oluşumuna katılmaları farz mıdır?
    Cevap: Eğer şirket üyeleri, kanun ve şirket iç düzenlemelerine dayanarak gerekli hallerde hakem heyeti oluşturma taahhüdünde bulunmuşlarsa, taahhütlerini yerine getirilmeleri farzdır.
    Üyelerin bazı haklarından feragat etmeleri, hakem heyetinin oluşturulmasına ilişkin yükümlülüklerini yerine getirmemelerini caiz kılmaz.

     

    Soru 1712: Ortak sermayeyle ticaret yapan iki kişi, hava parası da ortak olan bir yerde iş ortağıdırlar ve yılsonunda, kâr ve zararları belirleyip bölüşüyorlar. Son zamanlarda, ortaklardan birisi günlük işini bırakıp sermayesini çekerken, diğer ortak o yerde ticarete devam ediyor. Şu anda ayrılan ortak diğer ortağın kendisi için yapmış olduğu özel muamelelerde de ortak olduğunu iddia etmektedir; bu konuda hüküm nedir?
    Cevap: Sırf ticarethanenin mülkünde veya hava parasında ortak olmak, ticarette ve ondan elde edilen kârda ortak olmak için yeterli değildir; bunun için ticaret sermayesine de ortak olmak gerekir. Dolayısıyla ortak malda ortakların hissesi sahih bir şekilde taksim edilip her biri sermayesini aldıktan sonra ortaklardan birisi ticarethanede ticaretini sürdürürse, sermayesini alan kişinin diğer kişinin ticaretinde hiçbir hakkı yoktur; sadece hissesi oranında ticarethaneden kira veya emsalinin ücretini isteyebilir. Ancak ortak sermaye taksiminden önce ticareti sürdürmüş olursa, öteki ortağın sermayedeki ortaklığı oranında birinci ortağın ticaretinde hakkı vardır.

     

    Soru 1713: Eline geçecek olan malını İslâm ve hak mektebe aykırı düşünceleri yaymakta harcama ihtimalini göz önünde bulundurarak kız kardeşimin kendi mallarını elde etmesini engellemem ve şirketteki hissesini ayırıp hakkını ona vermekten kaçınmam uygun mudur?
    Cevap: Ortaklardan hiçbirinin, diğer bir ortağın ayrılmasını engellemeye hakkı yoktur. Yine, ortaklardan birisi eğer mal varlığını alırsa, malını kötülük ve günah yolunda veya harcama yapılması caiz olmayan işlerde kullanacağı endişesiyle onun mallarına ulaşmasına engel olamaz. Bilakis her ne kadar mallarını haram işlerde kullanması onun kendisine haram olsa da bu konuda onun isteğini yerine getirmeleri farzdır. Nitekim diğerlerinin de onu, eğer mallarını harcanması caiz olmayan yerlerde harcarsa, kötü işlerden alıkoyması farzdır.

     

    Soru 1714: Köyümüzde, çiftçilere geçmiş ata ve ecdatlarından kalan ve alanı on hektarı bulan bir gölet vardır ve her yıl kışın su burada toplanıyor ve zamanı gelince tarla ve bahçelerin sulanmasında kullanılıyor. Şu anda devlet, ortasına geniş bir yol yaptı ve sadece beş hektarı kaldı. Acaba geriye kalan miktar, belediyenin malı mı sayılır yoksa çiftçilerin malı mıdır?
    Cevap: Eğer gölet, çiftçilerin atalarının mülküyse ve onlara miras yoluyla geçmişse, geri kalanı onların mülkü olarak kabul edilir ve hükümetin bu konuda özel yasaları olmadıkça belediyenin o gölet üzerinde hakkı yoktur.

     

  • HİBE
  • BORÇ
  • SULH
  • VEKÂLET
  • HAVALE
  • SADAKA
  • ARİYET VE EMANET
  • VASİYET
  • GASP
  • KISITLILIK VE BALİĞ OLMA ALÂMETLERİ
  • MUDAREBE
  • BANKA İŞLEMLERİ
  • SİGORTA
  • DEVLET KANUNLARI
  • VAKIF
  • MEZARLIK HÜKÜMLERİ
700 /