Fıkhî Sorulara Cevap
- TAKLİT HÜKÜMLERİ
- TAHARET HÜKÜMLERİ
- NAMAZ HÜKÜMLERİ
- ORUÇ HÜKÜMLERİ
- HUMUS HÜKÜMLERİ
- CİHAD
CİHAD
Soru 1048: Masum İmam’ın (selam ona olsun) gaybeti zamanında cihad-ı ibtidaî'nin hükmü nedir? Acaba bütün şartları taşıyan fakihin (Veliyy-i Emr-i Müslimin), bu konuda hüküm vermesi caiz midir?
Cevap: Bütün şartları taşıyan veliyy-i fakihin, maslahat gerektirdiğinde cihad-ı ibtidaî hükmünü vermesinin caiz olduğunu söylemek uzak bir görüş değildir ve hatta güçlü olan görüş budur.
Soru 1049: İslam'ın tehlikeye maruz kaldığını teşhis ettikten sonra anne ve babanın rızası olmadan, İslam'ı savunmanın hükmü nedir?
Cevap: İslam ve Müslümanları savunmak farzdır ve anne-babanın iznine bağlı değildir. Ama bununla birlikte mümkün olduğu kadar onların rızasını elde etmeye çalışmak iyidir.
Soru 1050: İslam ülkelerinde yaşayan Ehl-i Kitap, zımmî hükmünde midir?
Cevap: Himayesinde yaşadıkları İslam hükümetinin kanun ve kurallarına uydukları müddetçe ve onlara verilen âmânla-güvenceyle çelişen bir iş yapmazlarsa, kendileriyle antlaşma yapılan kimseler hükmündedirler.
Soru 1051: Müslüman birinin, kâfirlerin veya Müslümanların beldelerinde yaşayan ve Ehl-i Kitaptan olan veya olmayan kâfir bir erkek veya kadını, istimlak etmesi caiz midir?
Cevap: Bu iş câiz değildir. Eğer kâfirler İslam topraklarına saldırırsa ve bir kısmı Müslümanlar tarafından esir edilirse, savaş esirlerinin kaderi İslam hâkiminin elindedir ve Müslümanların esirlerin kaderini belirleme hakkı yoktur.
Soru 1052: Eğer Muhammedî öz İslâm’ı korumanın, canı muhterem olan bir kişinin kanının dökülmesine bağlı olduğunu varsayarsak, bu işi yapmak caiz midir?
Cevap: Canı muhterem olan birinin kanını haksız yere dökmek şer'an haram olup Muhammedî öz İslâm'la çelişmektedir. Bu yüzden, Muhammedî öz İslâm'ı korumanın suçsuz bir kişiyi öldürmeye bağlı olduğu sözü anlamsızdır. Ancak eğer maksadınız mükellefin Allah Azze ve Celle'nin yolunda cihat etmede ve Muhammedî öz İslâm'ı savunmada öldürülmeye maruz kalabileceği durumlarsa, bu varsayımın farklı durumları vardır. Eğer mükellef kendi teşhisine göre İslâm'ın tehlikede olduğu anlarsa, öldürülmeye maruz kalsa bile İslâm'ı savunmak için kıyam etmesi farzdır.
- MARUFU EMRETMEK VE MÜNKERDEN SAKINDIRMAK
- HARAM KAZANÇLAR
- SATRANÇ VE KUMAR ALETLERİ
- MÜZİK VE TEGANNİ
MÜZİK VE TEGANNİ
Soru 1128: Helâl müziği haram müzikten ayıran şey nedir? Acaba klasik müzik helâl midir? Bu konuda bize bir ölçü verebilir misiniz?
Cevap: Örfe göre eğlendirici ve Allah yolundan saptırıcı olan her müzik haram sayılır. [Bu konuda] klasik müzikle diğer müzikler arasında hiçbir fark yoktur. Mevzunun belirlenmesi de mükellefin örfî görüşüne bırakılmıştır. Belirtilen özelliklerde olmayan müziğin bir sakıncası yoktur.
Soru 1129: Dinî kurum ve müesseselerce sakıncasız olduğu söylenen kasetleri dinlemenin hükmü nedir? Keman, viyola ve ney gibi müzik aletlerini kullanmanın hükmü nedir?
Cevap: Söz konusu kasetleri dinlemenin caiz olması, mükellefin kendi teşhisine bağlıdır; eğer mükellef, insanı eğlendirici ve Allah yolundan saptırıcı olmadığına ve batıl sözler de içermediği sonucuna varırsa, onu dinlemesinin sakıncası yoktur. Dolayısıyla, sırf dinî bir kurum ve müessese tarafından sakıncasız olduğunun söylenmesi, onun mubah olması için şer'î bir delil teşkil etmez. Müzik aletlerini, eğlendirici haram müziklerde kullanmak caiz değildir; ama bu aletlerden makul amaçlar için helâl olarak yararlanmanın sakıncası yoktur. Konunun örneklerinin teşhisinde de ölçü, mükellefin kendi görüşüdür.
Soru 1130: Eğlendirici ve Allah yolundan saptırıcı müzikten maksat nedir? Eğlendirici ve saptırıcı müziklerle diğer müzikleri ayırt etmenin yolu nedir?
Cevap: Eğlendirici ve Allah yolundan saptırıcı müzik, sahip olduğu özellikleri nedeniyle insanı Allah Teâlâ’dan ve ahlâkî erdemlerden uzaklaştıran, laubaliliğe ve günaha sürükleyen müziktir. Konunun teşhisi için başvurulması gereken merci örftür.
Soru 1131: Müzik hakkında hüküm verirken çalgıcın kişiliğinin, çalgı yerinin ve amacının etkisi var mıdır?
Cevap: Haram müzik, eğlendirici ve Allah yolundan saptırıcı olan müziktir; bazen müzisyenin kişiliği veya çalgıyla birlikte söylenen söz, çalgı yeri ve diğer şartlar, müziğin, haram olan eğlendirici ve Allah yolundan saptırıcı müziğin veya bir başka haramın kapsamına girmesinde etkili olabilir; örneğin bu özellikler sonucunda fesada yol açabilir.
Soru 1132: Müziğin haram oluşundaki ölçü, onun sadece coşturucu ve eğlendirici oluşu mudur, yoksa bunun yanında tahrik edici ve heyecanlandırıcı oluşunun da etkisi var mıdır? Eğer müzik, dinleyenleri kederlendirir veya ağlatırsa hüküm nedir? Müzik ve çalgı aletlerinin eşliğinde gazel okumanın ve dinlemenin hükmü nedir?
Cevap: Bunda ölçü, müziğin çalınmasının niteliği ile birlikte onun bütün özelliklerinin dikkate alınması; eğlendirici ve Allah yolundan saptırıcı müziklerden olup olmadığıdır. Bu durumda, tabiatı gereğince eğlendirici, neşelendirici ve saptırıcı türden müzik, ister heyecanlandırıcı olsun, ister olmasın, ister dinleyiciyi kederlendirsin ve isterse ağlatsın böyle bir müzik haramdır. Müzik aletleri eşliğinde okunan gazeller, teganni, eğlendirici ve saptırıcı müzik hâlini alırlarsa, onları söylemek ve dinlemek haramdır.
Soru 1133: İslâm fıkhına göre haram olan teganni nedir? Acaba sadece insan sesiyle sınırlı mıdır, yoksa müzik aletlerinden çıkan sesleri de içerir mi?
Cevap: Teganni, insanın, dalgalandırarak gırtlaktan çıkardığı, eğlendirici ve Allah yolundan saptırıcı sese denir. Sesi bu şekilde gırtlakta dalgalandırarak çıkarmak ve onu dinlemek haramdır.
Soru 1134: Düğün törenlerinde kadınların müzik aletlerinden olmayan kaplara ve diğer araçlara ritimle vurmaları caiz midir? Ses, meclisten dışarı çıkar ve erkekler de duyarsa hüküm nedir?
Cevap: Bunların caiz olması nasıl kullanıldıklarına bağlıdır. Eğer geleneksel düğün törenlerinde yaygın olduğu şekilde kullanılır, eğlendirici ve saptırıcı olmaz ve herhangi bir fesada ve günaha da yol açmazsa sakıncası yoktur.
Soru 1135: Kadınların, düğün törenlerinde tef çalmasının hükmü nedir?
Cevap: Müzik aletlerini, eğlendirici ve Allah yolundan saptırıcı müzikleri çalmak amacıyla kullanmak caiz değildir.
Soru 1136: Eğlendirici ve Allah yolundan saptırıcı nitelikte olan ve teganni ile okunan müziği evde dinlemek caiz midir? Eğer insan bundan etkilenmezse hüküm nedir?
Cevap: İster evde yalnız başına olsun, ister başkalarının yanında olsun ve ister etkilensin, ister etkilenmesin, bu tür müzikleri dinlemek her hâlükârda [mutlak olarak] haramdır.
Soru 1137: Mükellefiyet yaşına yeni erişen bazı gençler, İran İslâm Cumhuriyeti'nin resmî radyo ve televizyon kanallarından yayınlansa bile, mutlak suretle müziğin haram olduğuna fetva veren müçtehitlerden taklit etmektedirler; bu konuda hüküm nedir? Acaba veliyy-i fakih, dinlenilmesi helâl olan bir müziğin dinlenmesine müsaade etmiş olursa, hükümet hükümlerine istinaden verilen bu müsaade, o müziklerin caiz olması için yeterli midir, yoksa onların kendi müçtehitlerinin fetvalarına uygun olarak hareket etmeleri mi gerekir?
Cevap: Müzik dinlemenin caiz oluşu veya olmayışına fetva vermek hükümete ait verilen bir hüküm değildir; bu, fıkhî bir hükümdür. Bu konuda her mükellefin kendi taklit merciinin fetvasına uyması farzdır. Fakat müzik eğer eğlendirici ve Allah yolundan saptırıcı türden değilse ve herhangi bir günaha da yol açmıyorsa, haram olması için bir neden yoktur.
Soru 1138: İlmihâl kitaplarında kullanılan "müzik ve teganni"den maksat nedir?
Cevap: Teganni, sesi eğlendirici ve Allah yolundan saptırıcı olacak şekilde boğazda titretmektir. Bu, hem söyleyene, hem de dinleyene haram olan bir günahtır. Müzik ise, müzik aletlerini günah meclislerinde yaygın olduğu gibi coşturucu ve saptırıcı şekilde çalmaktır; eğer böyle olursa, hem çalana ve hem de dinleyene haramdır. Ama bu şekilde değilse, özü itibariyle caizdir ve hiçbir sakıncası yoktur.
Soru 1139: Sahibinin sürekli müzik dinlediği bir yerde çalışıyorum ve dolayısıyla istemeden bunları dinlemek zorunda kalıyorum; acaba bu, benim için caiz midir?
Cevap: Eğer eğlence ve günah meclislerine uygun olan eğlendirici ve Allah yolundan saptırıcı teganni ve müzik içeren parçaları dinliyorsa, onları dinlemek caiz değildir. Fakat o iş yerinde bulunmak zorundaysanız, oraya gidip çalışmanızın sakıncası yoktur. Bununla beraber istemeyerek duymak zorunda olsanız bile, bu tür müzikleri dinlemekten sakınmanız farzdır.
Soru 1140: İran İslâm Cumhuriyeti radyo ve televizyon kanallarından yayınlanan müziklerin hükmü nedir? İmam Humeyni'nin (r.a) mutlak surette müziğin helâl olduğunu açıkladığı sözü, acaba doğru mudur?
Cevap: İmam Humeyni'nin (r.a) müziği mutlak surette helâl bildiği söylentisi, yalan ve iftiradır. Çünkü İmam Humeyni (r.a) eğlence ve günah meclislerine uygun olan müzikleri haram bilmekteydi. Fakat görüş farklılıkları, mevzunun teşhisinden kaynaklanmaktadır; çünkü mevzunun teşhisi mükellefin kendisine bırakılmıştır. [Dolayısıyla] bazen müzisyen ile dinleyicinin teşhisi farklı olabilir. Bu durumda bir müzik, eğer mükellefe eğlendirici ve Allah yolundan saptırıcıysa, onu dinlemesi ona haramdır. Fakat şüpheli müzikler helâl hükmündedir. Ayrıca bir müziğin sırf radyo ve televizyondan yayınlanması, onun helâl ve mubah oluşuna dair şer'î delil teşkil etmez.
Soru 1141: Bazen radyo ve televizyondan, şahsi görüşüme göre eğlence ve günah meclislerine uygun olduğunu düşündüğüm müzikler yayınlanmaktadır; acaba bunları dinlemekten kaçınmak ve diğerlerini de engellemek bana farz mıdır?
Cevap: Eğer bunları eğlendirici ve Allah yolundan saptırıcı bir müzik çeşidi olarak görüyorsanız, onları dinlemeniz caiz değildir. Fakat münkerden nehiy etme babından diğerlerini sakındırmanız, onların da söz konusu müziğin, haram müzik türünden olduğu hususunda sizinle aynı görüşü paylaştıklarını bilmenize bağlıdır.
Soru 1142: Batı ülkelerinin mahsulü olan eğlendirici müzikleri ve tegannileri dinlemenin ve dağıtmanın hükmü nedir?
Cevap: Eğlendirici ve Allah yolundan saptırıcı müzik ve teganninin dinlenmesine cevaz verilmemesinde, diller ve üretilen ülkeler arasında hiçbir fark yoktur; dolayısıyla teganni veya haram müzikleri içeren kaset, [cd, vb. her şeyin] dağıtımı, alım satımı ve dinlenmesi caiz değildir.
Soru 1143: Kadın ve erkeğin ister enstrüman eşliğinde olsun, ister olmasın radyo veya kasetten teganni şeklinde şarkı-türkü söylemelerinin hükmü nedir?
Cevap: Eğlendirici ve Allah yolundan saptırıcı müzik ve teganni haramdır. [Dolayısıyla] ister erkek söylesin, ister kadın, ister canlı olsun, ister kasetten, ister müzik aletleri eşliğinde olsun, ister olmasın, teganni şeklinde söylemek ve dinlemek caiz değildir.
Soru 1144: Cami gibi mukaddes mekânlarda makul ve helâl hedef ve amaçlarla müzik çalmanın hükmü nedir?
Cevap: Eğlendirici ve Allah yolundan saptırıcı müzik çalmak, caminin dışında bile olsa ve yine makul helâl amaçlar taşısa da mutlak olarak caiz değildir. Fakat mukaddes yerlerde bazı münasebetler gereği müzik nağmeleri eşliğinde inkılap marşları vb. şeyleri okumanın ve söylemenin, o yerin saygınlığıyla çelişmemesi ve cami gibi yerlerde namaz kılanları rahatsız etmemesi şartıyla sakıncası yoktur.
Soru 1145: Enstrüman ve özellikle "santur" (kanuna benzer bir müzik aleti) çalmayı öğrenmenin bir sakıncası var mıdır? Diğerlerini buna teşvik etmenin hükmü nedir?
Cevap: Fesat ve günaha yol açmadığı takdirde müzik aletlerini makul ve mubah amaçla inkılap marşlarında, dinî marşlarda, yararlı kültürel vb. programları uygulamada kullanmanın sakıncası yoktur. Bu amaçla bir enstrümanı çalmayı öğrenmenin ve öğretmenin özü itibariyle bir sakıncası yoktur; ancak müziği yaymak, kutsal İslam sisteminin asil hedefleri ile uyumlu değildir.
Soru 1146: Kadının, teganni [güzel, hoşa gidecek sesle] ile okuduğu şiiri veya başka sözleri dinlemenin hükmü nedir? Bu konuda dinleyenin genç veya yaşlı, erkek veya kadın olması hükmü değiştirir mi? Dinleyen kişi kadının mahremi olursa hüküm nedir?
Cevap: Eğer kadının sesi, [eğlence meclislerinde olduğu gibi] eğlendirici ve saptırıcı teganni şeklinde olursa, lezzet alma kastıyla dinlenir veya herhangi bir fesada yol açarsa onu dinlemek caiz değildir ve yukarıdaki durumlar arasında da hiçbir fark yoktur.
Soru 1147: Ülkelerin millî mirası olan geleneksel ve yerel müzikler haram mıdır?
Cevap: Örfün nazarında eğlendirici ve Allah yolundan saptırıcı müziklerden sayılan her şey mutlak suretle haramdır; bu hususta ülkeler arasında ve geleneksel müziklerle diğerleri arasında hiçbir fark yoktur.
Soru 1148: Bazen Arapça yayın yapan radyolardan bazı müzikler yayınlanmaktadır; Arapçayı dinleme şevkiyle bunlara kulak vermek caiz midir?
Cevap: Eğlendirici ve saptırıcı müzikleri dinlemek mutlak suretle haramdır; sırf Arapça dinleme şevki, bunları dinlemeyi şer'an helâl kılmaz.
Soru 1149: Müzik aletleri olmaksızın nağmeli şiir okumak ve okununca eşlik etmek caiz midir?
Cevap: Müzik aletleri eşliğinde olmasa bile teganni haramdır. Teganniden kasıt, sesi, eğlence ve Allah yolundan saptırıcı meclislere uygun olacak şekilde çıkarmaktır. Fakat şiir okumanın ve tekrarlamanın özü itibariyle hiçbir sakıncası yoktur.
Soru 1150: Müzik aletlerinin alım satımının hükmü nedir? Bunları kullanmanın sınırı nedir?
Cevap: Eğlendirici ve saptırıcı olmayan müzikler çalmak amacıyla ortak amaçlı (hem helâl hem de haram müzikler için) kullanılan müzik aletlerinin alım satımının sakıncası yoktur.
Soru 1151: Duayı, Kur’an’ı ve ezanı müzik parçası gibi teganniyle okumak caiz midir?
Cevap: Sesi, günah ve eğlence meclislerine uygun şekilde teganniyle çıkarmak, mutlak olarak hatta dua, Kur'ân, ezan, mersiye vb. şeyler okurken bile haramdır.
Soru 1152: Günümüzde müzik, depresyon, ıstırap, cinsel sorunlar ve kadınların soğuk mizaçları gibi bazı psikolojik hastalıkların tedavisinde kullanılmaktadır; bunun hükmü nedir?
Cevap: Güvenilir ve uzman bir doktorun, hastanın tedavisinin müzikten yararlanmaya bağlı olduğuna dair kesin görüş belirtmesi durumunda hastanın tedavisinin gerektirdiği miktarda müzikten yararlanmasının sakıncası yoktur.
Soru 1153: Haram müziği dinlemek eğer insanın eşine daha çok ilgi duymasına sebep olursa, hüküm nedir?
Cevap: Sırf eşe daha çok ilgi duymaya sebep olması, haram müziği dinlemek için şer'î bir ruhsat olamaz.
Soru 1154: Çalgıcıların da kadınlardan oluşan bir grup olduğunu bilerek, bir kadının, kadınlar için konser vermesinin hükmü nedir?
Cevap: Eğer konser, eğlendirici ve Allah yolundan saptırıcı bir şekilde icra edilirse veya çalınan müzik, eğlendirici ve Allah yolundan saptırıcı türden ise haramdır.
Soru 1155: Eğer müziğin haram oluşunda ölçü, eğlendirici olması, eğlence ve günah meclislerine uygun olması ise, bu durumda bazı insanları ve hatta mümeyyiz olmayan çocukları coşturan marş ve şarkıların hükmü nedir? Acaba kadınların teganni ile okudukları ama coşturucu olmayan müptezel kasetler haram mıdır? Ayrıca sürücülerinin genellikle bu gibi kasetler kullandığı umumî taşıtlara binen yolcuların görevi nedir?
Cevap: Teganniyle çıkarılan neşelendirici ses ve okunan müzik, nitelik veya içerik ya da çalgıcının çalgı aletlerini kullanırken veya şarkıcının okurken sergilediği özel durum itibariyle eğlendirici ve saptırıcı müzik türünden olursa, onu dinlemek, dinlediğinde etkilenmeyen kimse için bile haramdır. Eğer otobüs ve diğer umumî taşıtlarda haram olan eğlendirici müzik çalınırsa, yolcuların onu dinlemekten sakınmaları ve [müziği çalanları] kötülükten sakındırmaları gerekir.
Soru 1156: Erkeğin kendi helâlinden lezzet almak amacıyla yabancı bir kadının teganniyle söylediği haram müziği dinlemesi caiz midir? Acaba eşlerin birbirleri için teganniyle haram şarkılar söylemeleri caiz midir? Allah Teâlâ’nın müziği, günah ve eğlence meclisleriyle iç içe olduğu ve bu ikisinin birbirinden ayrı tutulamayacağından dolayı haram kıldığı, müziğin haram oluşunun da, günah ve eğlence meclislerinin haram olmasından kaynaklandığı söylenmektedir; bu görüş doğru mudur?
Cevap: Eğlendirici ve saptırıcı bir şekilde şarkı söylemekten ibaret olan haram müzikleri dinlemek kesinlikle haramdır. Hatta karı koca olsalar ve haram şarkı söylemeyi birbirinden lezzet alma kastıyla isteseler bile bu, haram şarkı ve müzik dinlemeyi caiz yapmaz. Teganni [haram şarkı]ve ona benzer şeylerin haram oluşu, şeriata itaat üzere sabit olmuştur ve Şii fıkhının sabit hükümlerinden biri olarak kabul edilmiştir. Farazi kriterlere, psikolojik ve sosyal etkilere tabi değildir; ancak bu haram unvanı onun için geçerli olduğu sürece onun hükmü, haram ve mutlak olarak ondan kaçınılmasının farz oluşudur.
Soru 1157: Eğitim Bilimleri Fakültesi öğrencileri, ihtisası dersler aşamasında devrim marşları ve türküleri dersine katılmak zorundadırlar; zira orada müzik parçalarını öğrenirler ve yüzeysel olarak onları tanırlar. Bu dersi öğrenmenin temel aracı orgdur. Zorunlu olan bu dersi almanın hükmü nedir? Bahsedilen cihazı alıp kullanmamızın hükmü nedir? Özellikle, erkeklerin önünde alıştırma yapmakla ilgili olarak kız öğrencilerin görevi nedir?
Cevap: Müzik aletlerini; inkılap marşları, faydalı dini ve kültürel faaliyetlerde kullanmanın sakıncası yoktur. Bahsi geçen işlerde kullanmak için müzik aletlerinin alım satımının, öğrenmenin ve öğretmenin sakıncası yoktur. Bayan öğrenciler de farz olan İslami örtü ve ölçülere uyarak bu derslere katılabilirler.
Soru 1158: Görünüşte devrim marşları niteliğinde olan ve örfte de devrim marşları olarak bilinen bazı şarkılar var; fakat bunları söyleyen kişinin marş kastıyla mı, yoksa eğlendirici ve coşturucu müzik kastıyla mı söylediğini bilmiyoruz. Bunları söyleyen kişinin Müslüman olmadığı, fakat söylediği sözlerin vatan sevgisini aşıladığını ve insanı vatanın işgali karşısında direnmeye sevk ettiği dikkate alındığında bunları dinlemenin hükmünü açıklar mısınız?
Cevap: Dinleyiciye göre örf açısından eğlendirici ve Allah yolundan saptırıcı bir nitelik taşımazsa, bunları dinlemenin sakıncası yoktur; söyleyenin niyetinin ve söylediği sözlerin içeriğinin bu konuda hiçbir etkisi yoktur.
Soru 1159: Bazı spor dallarında antrenör ve uluslararası hakem vasfını taşıyan bir genç, mesleği gereği haram müzik çalınan kulüplere girmek zorunda kalıyor; geçiminin bir bölümünü bu yolla temin ettiği ve bulunduğu bölgede iş sahalarının az olduğu göz önünde bulundurulursa acaba onun bu işte çalışması caiz midir?
Cevap: Her ne kadar eğlendirici ve teganni şeklinde olan müziği dinlemesi haram olsa da bu meslekte çalışmasının sakıncası yoktur. Ama zorunlu durumlarda dinlemekten sakınmak kaydıyla, haram müzik meclislerine girmesi caizdir; bu durumda elinde olmaksızın duyduğu şeylerin [haram müzik] sakıncası yoktur.
Soru 1160: Acaba müziği sadece dinlemek mi haramdır, yoksa duymak da mı haramdır?
Cevap: Örfe göre duymanın da dinlemek sayıldığı bazı durumlar dışında, eğlendirici ve haram müziği duymak, dinlemek hükmünde değildir.
Soru 1161: Kur'an-ı Kerim'in okunması ile birlikte, günah ve eğlence meclislerinde yaygın olarak kullanılan çalgılar dışındaki çalgılarla müzik çalınması caiz midir?
Cevap: Kur'ân-ı Kerim'i güzel bir sesle ve makamla, Kur’an’ın şanına uygun bir şekilde okumanın sakıncası yoktur; hatta haram olan teganni haddine ulaşmaması kaydıyla tercih edilir bir şeydir; fakat müzik eşliğinde Kur'ân okumanın şer’i bir dayanağı ve veçhi yoktur.
Soru 1162: Doğum günleri ve diğer törenlerde davul çalmanın hükmü nedir?
Cevap: Müzik ve çalgı aletlerini eğlendirici ve Allah yolundan saptırıcı bir şekilde kullanmak mutlak suretle haramdır.
Soru 1163: Öğrencilerin, Eğitim Bakanlığı'nın marş ekipleri ve bando takımlarında kullandıkları müzik aletlerinin hükmü nedir?
Cevap: Örf açısından hem helâl, hem de haramda kullanılabilecek müzik aletlerini eğlendirici ve saptırıcı olmamak kaydıyla helâl amaçlarla kullanmak caizdir; fakat örfen eğlendirici ve Allah yolundan saptırıcı müziklere has olan çalgı aletlerinden sayılan müzik aletlerini kullanmak caiz değildir.
Soru 1164: Müzik aletlerinden sayılan "santur" aleti imal etmek ve bir meslek olarak ondan kazanç elde etmek caiz midir? Acaba bu sanayiyi geliştirmek ve çalgıcıları bu aleti çalmaya teşvik etmek için yatırım yapmak ve yardım etmek caiz midir? Geleneksel müziği yaymak ve ihya etmek amacıyla ülkenin geleneksel müziklerini öğretmek caiz midir?
Cevap: Millî marşlar, devrim marşları veya helâl ve faydalı herhangi bir şeyi icra etmek için musiki aletlerinin kullanılmasında, eğlendirici ve Allah yolundan saptırıcı [haram müzik] seviyesine ulaşmadığı sürece bir sakınca yoktur. Aynı şekilde bahsi geçen amaçlar için çalgı aletlerinin yapımı, öğretim ve öğreniminin kendi başına bir sakıncası yoktur.
Soru 1165: Hangi aletler eğlendirici sayılır ve kullanılması hiçbir durumda caiz değildir?
Cevap: Fikirsel ve inançsal sapmalara veya günaha düşmeye neden olan, genellikle helâl menfaati olmayan, eğlendirici ve Allah yolundan saptırıcı müzik yapımında kullanılan aletlerdir.
Soru 1166: Haram içeriğe sahip ses kaset ve CD’lerini çoğaltmak için ücret almak caiz midir?
Cevap: Dinlenmesi haram olan bütün ses CD ve kasetlerin kopyalanması ve bunun karşılığında ücret alınması caiz değildir.
- DANS
DANS
Soru 1167: Düğün törenlerinde yapılan yerel danslar caiz midir? Bu törenlere katılmanın hükmü nedir?
Cevap: Farz ihtiyat gereği erkeğin dans etmesi haramdır. Kadının kadınlar için dans etmesi de eğer eğlendirici unvanı taşırsa, örneğin kadınlar toplantısı dans partisine dönüşürse sakıncalıdır ve farz ihtiyat gereği terk edilmelidir. Yine eğer şehvet uyandıracak veya fesada neden olacak şekilde veya haram fiil (haram müzik ve şarkı söylemek gibi) eşliğinde olursa ya da söz konusu mekânda namahrem bir erkek varsa, haramdır. Bu hükümde düğün meclisleri ile diğerleri arasında bir fark yoktur. Dans toplantılarına katılmak da eğer diğerlerinin yaptığı haram işi onaylamak sayılırsa veya haram bir işi yapmayı gerektirirse, caiz değildir. Bunun dışındaki durumlarda sakıncası yoktur.
Soru 1168: Kadınlar toplantısında müzik çalınmaksızın dans etmek haram mıdır, yoksa helal mi? Eğer haramsa iştirak edenlerin toplantıyı terk etmeleri farz mıdır?
Cevap: Kadının kadın için dans etmesi eğer eğlendirici unvanı taşırsa, örneğin kadınlar toplantısı dans partisine dönüşürse, sakıncalıdır ve farz ihtiyat gereği terk edilmelidir. Yine eğer şehvet uyandıracak veya haram iş yapmayı gerektirecek ya da bir fesada yol açacak olursa, haramdır. Yapılan haram işe itiraz unvanıyla söz konusu toplantıyı terk etmek, kötülükten sakındırmanın bir örneği sayılırsa, [orayı terk etmek] farzdır.
Soru 1169: Erkeğin erkek için, kadının kadın için veya erkeğin kadınlar arasında veya kadının erkekler arasında yaptığı yerel dansların hükmü nedir?
Cevap: Farz ihtiyat gereği erkeğin dans etmesi haramdır. Kadının başka kadınlar için dans etmesi de eğer eğlendirici unvanı taşırsa, örneğin kadınlar toplantısı dans partisine dönüşürse sakıncalıdır ve farz ihtiyat gereği terk edilmelidir. Bunun aksi bir durumda da eğer şehvet uyandıracak veya fesada neden olacak şekilde veya haram fiil (haram müzik ve şarkı söylemek gibi) ile birlikte olursa veya namahrem bir erkek varsa, haramdır.
Soru 1170: Erkeklerin ve küçük kızların toplu olarak danslarını televizyondan veya diğer yerlerde seyretmenin hükmü nedir?
Cevap: Onu seyretmek, eğer şehvetin uyanmasına neden olursa veya günah işleyeni ve davranışını onaylamak anlamına gelirse ya da fesada yol açarsa, caiz değildir.
Soru 1171: Eğer düğüne gitmek toplumsal adetlere saygıdan dolayı olursa, acaba dans olması ihtimalinden dolayı [yine de] şer'an bir sakıncası var mıdır?
Cevap: Dans edileceği muhtemel olan düğün törenlerine katılmak, haram işleyen kimseyi onaylamak anlamına gelmedikçe ve harama düşmeye de sebep olmazsa sakıncası yoktur.
Soru 1172: Kadının kocası için ve erkeğin de karısı için dans etmesi haram mıdır?
Cevap: Herhangi bir haram işlemekle birlikte olmadıkça kadının kocası için ve erkeğin de karısı için dans etmesinin sakıncası yoktur.
Soru 1173: Anne ve babaların, çocuklarının düğün törenlerinde dans etmeleri caiz midir?
Cevap: Haram dans türünden olursa, babaların veya annelerin evlâtlarının düğün töreninde de olsa dans etmeleri haramdır.
Soru 1174: Evli bir kadın, kocasının haberi ve izni olmadan düğün törenlerinde yabancı erkeklerin karşısında dans ediyor. Bu hareketi defalarca tekrarlamış ve kocasının bu hususta marufu emretmesi ve münkerden sakındırması onu etkilememiştir. Bu konuda ne yapmak gerekir?
Cevap: Bir kadının yabancı erkeklerin karşısında dans etmesi mutlak olarak haramdır. Kadının, kocasının izni olmadan evden dışarı çıkması da yine özü itibariyle haram olup kocasına karşı serkeşlik etmesine (naşize) ve sonuç olarak onun nafaka hakkından mahrum bırakılmasına neden olur.
Soru 1175: Kadınların, çalgı aletlerinin kullanıldığı köy düğünlerinde erkeklerin önünde oynamalarının, dans etmelerinin hükmü nedir? Bu olay karşısında bizim görevimiz nedir?
Cevap: Kadınların yabancı erkeklerin önünde dans etmeleri ve aynı şekilde fesada ve şehvetin uyanmasına sebep olan her türlü dans haramdır. Müzik aletlerinin kullanılması ve onları dinlemek de eğlendirici ve Allah yolundan saptırıcı nitelikte olursa haramdır. Bu durumlarda mükelleflerin vazifesi münkerden sakındırmaktır.
Soru 1176: Mümeyyiz (iyiyle kötüyü ayırt edebilen) erkek veya kız çocuğunun kadınların veya erkeklerin toplantısında dans etmesinin hükmü nedir?
Cevap: Bulûğ çağına ermemiş çocuk, ister erkek olsun, ister kız olsun mükellef değildir; fakat yetişkinlerin onları dans etmeye teşvik etmeleri uygun değildir.
Soru 1177: Dans öğretim merkezleri açmanın hükmü nedir?
Cevap: Dans eğitim merkezleri kurmak ve dansı yaymak, İslami sistemin amaçlarına aykırıdır.
Soru 1178: Erkeklerin, kendilerine mahrem olan kadınların ve kadınların da kendilerine mahrem olan erkeklerin önünde dans etmelerinin hükmü nedir? Bu mahremliğin, nesebi veya evlenme yoluyla olması bir şeyi değiştirir mi?
Cevap: Haram olan dansı yapanın, erkek veya kadın olması arasında fark yoktur. Aynı şekilde mahremlerin karşısında yapılmasıyla namahremlerin karşısında yapılması arasında hiçbir fark yoktur.
Soru 1179: Düğünlerde bastonla dövüş gösterisi yapmak caiz midir? Eğer bu gösteriyle birlikte müzik aletleri kullanılırsa hükmü nedir?
Cevap: Eğlence amaçlı bir spor oyunu niteliğinde olursa ve insan hayatı için bir tehlike korkusu da yoksa özü itibariyle bunda bir sakınca yoktur.
Soru 1180: Halay çekmenin hükmü nedir?
Cevap: Örfün nazarında dans sayılırsa, dans hükmündedir. [Dolayısıyla eğlendirici ve Allah yolundan saptırıcı şekilde müzik aletlerinin eşliğinde yapılması ya da bir fesada yol açması durumunda haramdır.]
- ALKIŞ
ALKIŞ
Soru 1181: Doğum günü ve düğün törenleri gibi kutlamalarda kadınların kendi aralarında alkış tutmaları caiz midir? Caiz olduğunu varsayarsak, eğ-er alkış sesleri meclisin dışına çıkıp yabancı erkeklerin kulağına ulaşırsa, hükmü nedir?
Cevap: Normal şekilde alkışlamanın, yabancı erkekler duysalar bile herhangi bir fesada yol açmadığı takdirde sakıncası yoktur.
Soru 1182: Ehlibeyt İmamlarının doğum günleri, vahdet haftası ve biset günü münasebetiyle düzenlenen kutlamalarda Hz. Peygamber ve Ehlibeyt’ine salavatlar eşliğinde, sevinçle alkış tutmanın hükmü nedir? Bu kutlamaların cami, devlet daireleri ve kurumlarındaki mescitlerde ve hüseyniye gibi ibadet yerlerinde düzenlenmesinin hükmü nedir?
Cevap: Genel olarak, doğum günü kutlamalarında veya birini teşvik etmek ve onaylamak için normal bir şekilde alkışlamanın kendi özünde bir sakıncası yoktur. Fakat dinî merasimlerin, özellikle cami, hüseyniye ve mescitlerde düzenlenen kutlamaların salavat ve tekbirlerle süslenmesi ve böylece salavat ve tekbirlerin sevabına ulaşılması daha uygundur.
- FOTOĞRAF VE FİLMLER
FOTOĞRAF VE FİLMLER
Soru 1183: Tesettürsüz namahrem kadının resmine bakmanın hükmü nedir? Televizyonda bir kadının yüzüne bakmanın hükmü nedir? Acaba bu konuda Müslüman kadınla Müslüman olmayan ve yine canlı yayınla paket program arasında bir fark var mıdır?
Cevap: Namahrem bir kadının fotoğrafına bakmak, namahrem kadının kendisine bakmak hükmünde değildir; dolayısıyla eğer şehvetle [zevk almak için] bakılmaz ve günaha düşme korkusu olmazsa ve resim de bakan kişinin tanıdığı Müslüman bir kadına ait değilse sakıncası yoktur. Farz ihtiyat gereği televizyondan canlı yayınlanan programlarda namahrem kadının görüntüsüne bakmamak gerekir. Fakat televizyondan yayınlanan paket programlarda, şehvet kastı ve günaha düşme korkusu olmamak kaydıyla namahrem kadının tasvirine bakmanın sakıncası yoktur.
Soru 1184: Uydudan yayın yapan televizyon programlarını seyretmenin hükmü nedir? Fars Körfezi sahilinde yer alan ülkelere yakın olan vilayetlerde yaşayanların bu ülkelerin televizyonlarını izlemelerinin hükmü nedir?
Cevap: Batılı ülkelerin uyduları tarafından yayınlanan programlar ve komşu ülkelerin çoğunun televizyon programları, insanı doğru yoldan saptıran fikir öğretilerini içerdiğinden, gerçekleri çarpıtıp, eğlendirici ve saptırıcı olduklarından bunların izlenmesi çoğu zaman dalalet, fesat ve haram işleri işlemeye sebep olduğundan bu tür yayınları izlemek caiz değildir.
Soru 1185: Radyo ve televizyondan yayınlanan komedi şovlarını ve hiciv programlarını dinlemenin veya seyretmenin sakıncası var mıdır?
Cevap: Bir mümine hakaret içermedikçe hiciv[1] programlarını ve komedi şovlarını dinlemekte ve izlemekte bir sakınca yoktur.
Soru 1186: Düğünümde tesettürümün tam olmadığı anlarda birkaç fotoğrafım çekildi. Bu fotoğraflar hâlihazırda arkadaşlarımın ve akrabalarımın elinde bulunuyor. O fotoğrafları geri almam bana farz mıdır?
Cevap: Fotoğrafınızın başkalarının yanında bulunması bir fesada yol açmıyorsa veya fotoğrafları diğerlerinden geri almak sizin için çok meşakkatli olursa, bu konuda herhangi bir yükümlülüğünüz yoktur.
Soru 1187: Kadınların namahrem olan dinî liderlerin ve şehitlerin fotoğraflarını öpmesinin bir sakıncası var mıdır?
Cevap: Genel olarak bir şahsın fotoğrafı, onun kendisi gibi değildir; dolayısıyla, şehvet kastı ve günaha düşme korkusu yoksa saygı, teberrük veya sevgiyi belirtmek için bir fotoğrafı öpmenin sakıncası yoktur.
Soru 1188: Sinema filmlerinde ve diğer yerlerde tanımadığımız kadınların çıplak veya yarı çıplak görüntülerine bakmak caiz midir?
Cevap: Fotoğraf ve filmlere bakmak, namahremin kendisine bakmak hükmünde değildir. Dolayısıyla şehvetle olmaz ve bir günaha veya fesada yol açma durumu da söz konusu değilse şer'an sakıncası yoktur. Fakat şehvet uyandırıcı çıplak fotoğraflara, genellikle şehvet kastıyla bakıldığından [bu amel] günah işlemenin ön aşamasıdır. Bu yüzden de bu tür resim ve filmlere bakmak haramdır.
Soru 1189: Düğün törenlerinde kadınların kocalarının izni olmadan fotoğraf çektirmeleri caiz midir? Eğer caiz ise fotoğraf çektirirken hicaplarını tamamen korumaları farz mıdır?
Cevap: Fotoğraf çektirmenin kendisi kocanın iznine bağlı değildir. Fakat eğer fotoğrafı yabancı bir erkeğin göreceğine ve tam olarak örtünmemesinin bir fesada sebep olabileceğine ihtimal verirse, bu durumda örtüsünü tamamen koruması farzdır.
Soru 1190: Kadınların erkek güreşini seyretmeleri caiz midir?
Cevap: Eğer seyretmek, bizzat güreş meydanında hazır bulunarak veya lezzet ve zevk almak için olursa ya da fesattan ve günaha düşülmekten korkulursa caiz değildir. Eğer televizyon ve benzeri şeylerden canlı olarak seyredilirse, farz ihtiyat gereği caiz değildir. Belirtilen durumlar dışında sakıncası yoktur.
Soru 1191: Gelin, düğün gecesi ince tül bir duvak giyerse, yabancı bir erkeğin onun resmini çekmesi caiz midir?
Cevap: Yabancı bir kadına haram bir şekilde bakmayı gerektiriyorsa caiz değildir, yoksa sakıncası yoktur.
Soru 1192: Tesettürsüz bir kadının mahremleri arasında fotoğrafını çekmenin hükmü nedir? Resimleri, baskı esnasında yabancı bir erkeğin görme ihtimali varsa hüküm nedir?
Cevap: Eğer kadına bakıp fotoğrafını çeken fotoğrafçı, onun mahremlerindense, fotoğrafını çekmesinde herhangi bir sakınca yoktur ve yine onu tanımayan bir fotoğrafçı tarafından resimlerin baskısının yapılmasının da sakıncası yoktur.
Soru 1193: Bazı gençler, geçersiz mazeret ve gerekçelerle müstehcen resimlere bakıyorlar; bunun hükmü nedir? Eğer bu gibi resimlere bakmak, insanın şehvetinin az da olsa yatışmasına ve harama düşmesine engel olursa, hükmü nedir?
Cevap: Eğer bu görüntülere lezzet alma niyetiyle bakıyorsa veya kişi bunun şehvetini tahrik edeceğini biliyorsa veya günah işleme ve fesada düşme korkusu varsa, bu durumda bakmak haramdır. İnsanın başka bir harama düşmediği gerekçesi de şer’an haram olan bir işi yapmaya ruhsat olamaz.
Soru 1194: Müziğin çaldığı ve insanların dans ettiği filim festivallerinde, çekimler için bulunmanın hükmü nedir? Erkeğin erkekler ve kadının da kadınlar arası eğlencelerde çekim yapmasının hükmü nedir? Düğün törenlerinde çekilen video ve resimlerin o aileyi tanısın veya tanımasın, bir erkek tarafından montaj ve baskısının hükmü nedir? Yine bunların bir kadın tarafından yapılmasının hükmü nedir? Acaba videolarda müzik kullanılması caiz midir?
Cevap: Teganni veya haram müziği dinlemeyi ya da haram olan diğer her hangi bir işi yapmayı gerektirmedikçe, kutlama törenlerinde bulunmanın, erkeğin erkekler toplantısında ve kadının da kadınlar toplantısında çekim yapmasının sakıncası yoktur. Fakat erkeğin kadınlar toplantısında veya kadının erkekler toplantısında çekim yapması, onlara lezzet alma kastıyla bakmayı veya diğer fesatlara yol açarsa, caiz değildir. Yine videolarda, eğlendirici ve Allah yolundan saptırıcı müzikleri kullanmak da haramdır.
Soru 1195: İran İslam Cumhuriyeti televizyonlarında yayınlanan filmlerin (yabancı veya yerli) ve müziklerin niteliğini dikkate aldığımızda izlemenin ve dinlemenin hükmü nedir?
Cevap: Eğer dinleyiciler ve seyirciler, radyo ve televizyonda yayınlanan müziğin, eğlendirici ve Allah yolundan saptırıcı müzik türünden olduğunu veya televizyonda yayınlanan bir filmi izlemenin fesada yol açtığını teşhis ederlerse, onları izlemeleri ve dinlemeleri caiz değildir. Sırf [İslam Cumhuriyeti] radyo ve televizyonlarından yayınlanması, caiz olduklarına dair şer’i delil sayılmaz.
Soru 1196: Resulullah’a (s.a.a), Emirü’l-Müminin Ali'ye (a.s) ve İmam Hüseyin'e (a.s) nispet edilen resimleri hazırlamanın, satmanın ve bunların resmî dairelere asılmasının hükmü nedir?
Cevap: Bu işin özü itibariyle şer'an bir sakıncası yoktur; fakat örfen onlara hakaret ve saygısızlık olarak sayılabilecek nitelikleri içermemeleri ve o büyük şahsiyetlerin konumlarıyla çelişmemelidir.
Soru 1197: Şehveti tahrik eden müptezel, bayağı kitap ve şiirler okumanın hükmü nedir?
Cevap: Bunlardan sakınmak gerekir.
Soru 1198: Televizyonlar veya canlı yayın yapan uydu kanalları, Batı toplumlarındaki sosyal konuları anlatan bir dizi toplumsal programlar yayınlıyorlar. Bu programlar kadın erkek ilişkilerini yaygınlaştırmak ve gayrimeşru ilişkileri teşvik etmek gibi yozlaşmış sapık düşünceleri ele almaktadır. Öyle ki bazı müminleri bile etkisi altına almıştır. Bunlardan etkilenme ihtimali olan kimselerin bu tür programları izlemesinin hükmü nedir? Acaba o programları tenkit etmek, olumsuz noktalarını dile getirmek ve izlememelerini tavsiye etmek maksadıyla izleyen biri için bu hüküm farklı mıdır?
Cevap: Bu programlar eğer lezzet alma kastıyla seyredilirse veya etkilenme ve fesada düşme korkusu olursa, caiz değildir. Fakat bunlardan etkilenmeyeceğinden ve fesada düşmeyeceğinden emin olan ehil birinin, bunları tenkit etmek, tehlikelerini ve olumsuzluklarını insanlara anlatmak için seyretmesinin sakıncası yoktur.
Soru 1199: Makyajlı, başı ve boynu açık olan bir televizyon sunucusunun saçlarına bakmak caiz midir?
Cevap: Sadece bakmanın, günaha ve fesada düşme korkusu ve lezzet alma kastı olmadıkça ve canlı yayın da değilse, sakıncası yoktur.
Soru 1200: Evli birinin erotik [tahrik edici] film izlemesi caiz midir?
Cevap: Eğer filmlere bakmak, şehveti tahrik etme kastıyla olursa veya şehvetin tahrik olmasına sebep olsa caiz değildir.
Soru 1201: Harama düşürmeyeceği göz önünde bulundurularak, evli erkeklerin hamile eşleriyle doğru ilişkide bulunmalarının yollarını öğreten filmleri seyretmelerinin hükmü nedir?
Cevap: Her zaman şehvetli bir bakışın eşlik ettiği [genellikle şehveti tahrik eden] bu filmleri izlemek caiz değildir.
Soru 1202: Kültür bakanlığı yetkililerinin; film, dergi, gazete ve kasetlerin muhtevasının meşru olup olmadığını kontrol edebilmeleri için, onları izlemelerinin ve dinlemelerinin hükmü nedir?
Cevap: Vazifeleri gereği görevlilerin zaruret miktarında izlemelerinin ve dinlemelerinin sakınca yoktur. Ancak onlara lezzet kastıyla bakmamalıdırlar. Ayrıca denetim ve inceleme için görevlendirilenlerin, fikrî ve manevî yönden yetkililerin gözetimi ve rehberliği altında olmaları farzdır.
Soru 1203: Bazen saptırıcı görüntülere sahip olabilen filmleri, denetlemek ve uygunsuz sahnelerini sansür edip diğerlerine [sağlıklı bir şekilde] sunmak amacıyla seyretmenin hükmü nedir?
Cevap: Bu filmlere bakmak, eğer kötü ve saptırıcı sahnelerini san-sür etmek kastıyla olursa, bu işi yapan kimsenin harama düşmeyeceğinden emin olunması şartıyla sakıncası yoktur.
Soru 1204: Eşlerin evde seks filmleri seyretmeleri caiz midir? Omuriliği kopmuş birinin eşiyle cinsel ilişkide bulunabilmek için şehvetini tahrik etmek amacıyla bu filmleri izlemesi caiz midir?
Cevap: Seks filmlerini izleyerek şehveti uyandırmak caiz değildir.
Soru 1205: Tıpkı İslam devleti kanunlarınca yasaklanmış olan film ve resimlerin eğer saptırıcı ve fesada düşürücü yönü olmazsa, onlara gizlice bakmanın hükmü nedir? Genç çiftler için meselenin hükmü nedir?
Cevap: Eğer yasaksa sakıncalıdır.
Soru 1206: İslam Cumhuriyeti’nin mukaddesatına ve İnkılap rehberine hakaret edici sahneleri olan filmlere bakmanın hükmü nedir?
Cevap: Onlardan sakınmak farzdır.
Soru 1207: Devrimden sonra çekilen ve kadınların tam tesettürlü olmadan yer aldıkları ve bazen kötü öğretici yanları da bulunan İran filmlerini izlemenin hükmü nedir?
Cevap: Eğer şehvet ve lezzet alma kastı olmaz ve ahlâkî fesada düşmeye de sebep olmazsa esasen bu filmleri izlemenin kendi özünde bir sakıncası yoktur. Fakat film yapımcılarının İslâm'ın yüce öğretileriyle çelişen filmleri üretmek ve hazırlamaktan kaçınmaları gerekir.
Soru 1208: Kültür bakanlığının onayladığı filmleri dağıtmanın ve başkalarına sunmanın hükmü nedir? Yine bu bakanlık tarafından onaylanan müzik [cd ve] kasetlerini üniversitelerde dağıtmanın hükmü nedir?
Cevap: Mükellefin kanaatine göre eğer bu film ve kasetler örfen eğlendirici ve Allah yolundan saptırıcı müzikler içeriyorsa, bunları dağıtmak, diğerlerine sunmak ve yine seyretmek ve dinlemek caiz değildir. Bunların sırf bazı ilgili dairelerce onaylanmış olması, mükellefin konunun teşhisindeki görüşü, onları onaylayanların görüşüyle çeliştiği sürece caiz olduğuna dair bir hüccet teşkil etmez.
Soru 1209: Elbise modeli seçiminde kullanılan ve yabancı kadınların resimlerinin bulunduğu kadın elbise dergilerini alıp-satmanın ve yanında bulundurmanın hükmü nedir?
Cevap: Bu dergilerde sırf yabancı kadınların resimlerinin bulunması, resimler ahlâkî bir fesada yol açmadıkça onların alımını, satımını ve elbise modeli seçiminde kullanımını engellemez.
Soru 1210: Filim çekimlerinde kullanılan kameraları alıp satmak caiz midir?
Cevap: Haram işlerde kullanmak amacı ve niyeti taşımadığı takdirde film kameralarının alım satımının sakıncası yoktur.
Soru 1211: Müptezel filmleri ve videoları alıp-satmanın ve kiralamanın hükmü nedir?
Cevap: Eğer filimler şehveti tahrik edecek, sapıklık ve ahlâkî fesada sebep olacak müstehcen görüntülere veya eğlendirici ve Allah yolundan saptırıcı teganni ya da müzikleri içerirse bunların üretimi, alım satımı, kiralanması ve bu amaçla yararlanmak için video [oynatma cihazlarının] kiralanması caiz değildir.
Soru 1212: Yabancı radyoların yayınladığı haberleri, ilmî ve kültürel programları dinlemek caiz midir?
Cevap: Ahlâkî fesat ve fikrî sapmalara sebep olmazsa, sakıncası yoktur.
[1]- Hiciv: Bir kimseyi, bir nesneyi ya da yeri, bir inancı ya da düşünüş biçimini yermek, toplumun ya da düzenin aksayan, kusurlu yanlarını iğneleyici, alaycı bir dille eleştirmek amacını taşıyan manzum ve mensur ürünlerin adıdır.
- UYDU ANTENLERİ
UYDU ANTENLERİ
Soru 1213: Uydudan yayınlanan televizyon programlarını izlemek için uydu cihazlarını satın almak, bulundurmak ve kullanmak caiz midir? Eğer bu cihaz ücretsiz olarak insanın eline ulaşırsa hüküm nedir?
Cevap: Uydu alıcı cihazların, sadece, televizyon programlarını izlemek için kullanılan bir alet olduğunu, bunların da hem helal hem de haram olabileceklerini dikkate alırsak, müşterek aletler hükmünde olur. Dolayısıyla, haram amaçlarda kullanılacak olursa alım satımı ve bulundurulması da haramdır; ancak helâl amaçlarda kullanılacak olursa caizdir. Fakat bu alet kullanıcılarına haram programları çok kolay bir şekilde izlemeleri için zemine hazırladığından ve bazen onu bulundurmak başka fesatlara yol açtığından alım satımı ve evde bulundurulması haramdır. Ancak biri, onu haramda kullanmayacağından emin olursa, onu temin etmesinin ve evde bulundurmasının fesat ve olumsuz yönleri de yoksa bu durumda sakıncası yoktur; ama bu konuda bir kanun varsa ona uyulmalıdır.
Soru 1214: Yurt dışında yaşayan birinin İslâm Cumhuriyeti’nin uydu kanallarını izleyebilmek için uydu cihazı satın alması ve satması caiz midir?
Cevap: Bu cihaz her ne kadar helâl amaçlarda kullanılma özelliğine sahip olan müşterek aletlerden olsa da, çoğunlukla haram amaçlarda kullanıldığından ve ayrıca evde kullanılmasının diğer fesat ve olumsuz yönleri olduğundan dolayı, bundan haram bir şekilde faydalanmayacağından ve evde kullanmasının hiçbir fesat çıkarmayacağından emin olan kimse dışında, satın alınması ve evde kullanılması caiz değildir.
Soru 1215: Eğer uydu cihazı İran İslâm Cumhuriyeti'nin kanallarıyla birlikte Körfez ve Arap ülkelerinin haber ve bazı yararlı programlarını ve Batılı ülkelerin yozlaşmış bütün kanallarını çekerse hükmü nedir?
Cevap: Televizyon kanallarının programlarını izlemek için bu gibi cihazları kullanmanın caiz olmasının ölçüsü, Batılı ülkelerin kanallarıyla diğer kanallar arasında hiçbir fark olmaksızın önceki meselede açıkladığımız gibidir.
Soru 1216: Batılı ülkeler veya Fars körfezindeki komşu ya da diğer ülkeler tarafından uydu aracılığıyla yayınlanan ilmî, Kur'ani veya benzeri programlardan haberdar olmak için uydu cihazı kullanmanın hükmü nedir?
Cevap: İlmî, Kur‘ani veya benzeri programları izlemek veya dinlemek için bu cihazı kullanmanın her ne kadar kendiliğinden sakıncası yoksa da Batılı ülkelerin ve komşu ülkelerin çoğunun uydu kanalıyla yayınladıkları programların içeriği genellikle insanları yanıltan ve yanlış yönlendiren düşünceleri aşıladığından, hakikatleri tahrif ettiğinden, ayrıca yozlaşmış ve saptırıcı programları içerdiğinden hatta ilmî ve Kur'ani programları bile onlardan izlemek çoğu zaman insanın fesada ve harama düşmesine sebep olmaktadır. Bundan dolayı bu programları izlemek için uydu cihazı kullanmak şer'an haramdır. Ancak izlenmesi veya dinlenmesi insanı hiçbir fesada ve harama düşürmeyen sadece ve sadece yararlı ilmî ve Kur’ani programlar olursa bunun sakıncası yoktur; elbette bu konuda mevcut bir kanun varsa uyulmalıdır.
Soru 1217: Mesleğimiz radyo, televizyon ve uydu cihazları tamirciliğidir. Son zamanlarda çanak anteni ve uydu cihazları kurulumu ve tamiri için birçok müracaatlar oluyor; bu husustaki vazifemiz nedir? Bu cihazların parçalarının alım satımının hükmü nedir?
Cevap: Eğer bu cihazı haram şeylerde kullanıyorlarsa -ki genellikle böyledir- veya bunu elde etmek isteyen kişinin onu haramda kullanacağını biliyorsanız, bu durumda onu alıp satmak, parçalarını montaj etmek, kurulumunu yapmak, tamir etmek ve parçalarını satmak caiz değildir.
- TİYATRO VE SİNEMA
TİYATRO VE SİNEMA
Soru 1218: Gerektiğinde din âlimlerinin ve hâkimlerin resmi kıyafetlerinin filmlerde kullanılması caiz midir? Geçmiş ve çağdaş âlimler hakkında, onların saygınlığını ve İslam’ın kutsallığını koruyarak, onlara hakaret ve saygısızlık etmeden, dini ve irfani üslupla sinema filmleri yazmak ve çekmek, hele ki amacın, Hanif İslam dininin resmettiği yüksek ve derin değerleri ortaya koymak ve İslam ümmetimizin ayrıcalığı olarak kabul edilen irfan ve otantik kültür kavramını ifade etmek ve aynı zamanda düşmanın müptezel kültürüne karşı mücadele etmek olduğu ve onları sinema diliyle ifade etmenin, özellikle genç nesil üzerinde çok fazla çekiciliği ve etkisi olduğu düşünüldüğünde caiz midir?
Cevap: Sinema bir aydınlatma ve tebliğ aracıdır; bu nedenle, gençlerin ve diğerlerinin entelektüel gelişimleri ve bilinç düzeylerini yükseltmek ve İslam kültürünü yaymak için kullanılabilecek, her şeyi tasvir etmenin ve sunmanın sakıncası yoktur. Bu yollardan biri, din âlimlerini ve aynı şekilde diğer bilim insanlarını, manevî makam sahiplerini ve onların özel hayatlarını tanıtmaktır. Ancak onların özel konumlarının ve hayatlarının sınırlarını gözetmek ve saygınlıklarını korumak farzdır ve bunlardan, İslâm'la çelişen mefhumları yaymak için yararlanmamak gerekir.
Soru 1219: Ölümsüz Kerbela faciasını canlandıracak ve İmam Hüseyin'in (a.s), uğruna şehit olduğu büyük hedefleri ortaya koyacak destansı bir kurgu filmi yapmak istiyoruz. Bu filmde İmam Hüseyin (a.s) sıradan bir insan olarak gözle görülecek şekilde gösterilmemiştir, aksine filmin bütün yapım, çekim ve ışıklandırma aşamalarında, İmam (a.s) nurani bir kişi olarak gösterilmiştir. Acaba böyle bir filmin yapımı ve İmam Hüseyin aleyhi's-selâm'ın şahsiyetini bu nitelikte ortaya koymak caiz midir?
Cevap: Eğer film, güvenilir kaynaklara dayanarak, konunun kutsallığı korunarak ve İmam Hüseyin (a.s) ile değerli ashabının ve ailesinin (Allah'ın selâmı üzerlerine olsun) yüksek mevki ve haysiyetine saygı gösterilerek yapılırsa sorun yoktur. Fakat mevzunun kutsallığını, Seyyidü’ş-Şüheda’nın (a.s) ve ashabının (hepsine selâm olsun) saygınlığını onlara yakışır bir şekilde korumak oldukça zordur; dolayısıyla bu konuda ihtiyat edilmesi gerekir.
Soru 1220: Sinema ve tiyatroda rol icabı erkeğin kadın elbisesi ve kadının da erkek elbisesi giymesinin hükmü nedir? Ve yine kadının erkek sesini ve erkeğin de kadın sesini taklit etmesinin hükmü nedir?
Cevap: Fesada yol açmadığı takdirde, rol icabı ve özel kişilerin özelliklerini anlatabilmek için karşı cinsin elbisesini giymenin ve sesini taklit etmenin caiz olması, uzak ihtimal değildir.
Soru 1221: Erkeklerin de seyrettikleri tiyatro ve gösterilerde kadınların krem ve makyaj malzemeleri kullanmalarının hükmü nedir?
Cevap: Eğer makyaj, mükellefin kendisi veya bir kadın ya da mahremlerinden biri tarafından yapılırsa ve herhangi bir fesada da yol açmazsa sakıncası yoktur; aksi durumda caiz olmaz. Ancak makyaj yapılan yüzün mahrem olmayan erkekler karşısında örtülmesi gerekir.
- RESSAMLIK VE HEYKELTIRAŞLIK
RESSAMLIK VE HEYKELTIRAŞLIK
Soru 1222: Bitkiler, hayvanlar ve insanlar da dâhil olmak üzere canlıların yüzlerinin portresini çizmenin ve boyamanın [ressamlık yapmanın], oyuncak bebek ve heykel yapmanın hükmü nedir? Bunları alıp satmanın, muhafaza edip fuarlarda sergilemenin hükmü nedir?
Cevap: Canlı olsalar bile varlıkların yüzlerinin resmini çizmenin, portresini ve heykelini yapmanın sakıncası yoktur. Yine resim, portre ve heykellerin alım satımının, muhafazasının ve fuarda sergilenmesinin de sakıncası yoktur.
Soru 1223: Yeni eğitim yönteminde, öz güven adında bir ders var. Bu dersin bir bölümü heykeltıraşlıktır. Bazı hocalar, el sanatları adı altında öğrencilere bez parçaları veya başka şeylerle bebek veya köpek, tavşan ve benzerlerinin heykelini yaptırıyorlar. Bu eşyaları yapmanın hükmü nedir? Hocaların öğrencilere bu işi yapmayı emretmelerinin hükmü nedir? Acaba bu heykellerin uzuvlarının tam olarak yapılıp yapılmamasının hükümde bir etkisi var mıdır?
Cevap: Heykel yapmanın ve yapımını emretmenin bir sakıncası yoktur.
Soru 1224: Çocukların ve gençlerin Kur’an’daki kıssaları resimle çizmelerinin ve boyamalarının hükmü nedir? Örneğin çocuklardan Ashab-ı Fil veya Hz. Musa (a.s) için denizin yarılması vb. kıssaları resimle anlatmalarını istemenin hükmü nedir?
Cevap: Bu işin kendiliğinden bir sakıncası yoktur; ancak gerçeklerin ve olayların metnine dayandırılmalı ve gerçeklere aykırı veya saygısızlığa neden olan şeyler ifade etmekten kaçınılmalıdır.
Soru 1225: Özel makinelerle insan veya diğer canlıların oyuncak bebeklerini veya heykellerini yapmak caiz midir?
Cevap: Sakıncası yoktur.
Soru 1226: Ziynet eşyalarını heykel şeklinde yapmanın hükmü nedir? Heykelin yapımında kullanılan maddenin, hükmün haram oluşunda etkisi var mı?
Cevap: Heykel yapmanın sakıncası yoktur ve heykelin yapıldığı malzemeler arasında da hiçbir fark yoktur.
Soru 1227: Oyuncak bebeklerin el, ayak ve baş gibi uzuvlarının yenilenmesi haram olan heykel yapımı kapsamına girer mi? Bu işe heykel yapmak denir mi?
Cevap: Sadece oyuncak bebeklerin uzuvlarını yapmak veya yenilemek heykel yapmak sayılmaz ve her halükarda heykel yapılmasında bir sakınca yoktur.
Soru 1228: Bazılarına göre sıradanlaşan, vücutta sabit kalacak ve kaybolmayacak şekilde resimler çizdirerek kalıcı dövme yaptırmanın hükmü nedir? Acaba bu dövme gusül ve abdestin sıhhatine engel sayılır mı?
Cevap: Dövme yaptırmak haram değildir ve derinin altında ondan geriye kalan izler suyun deriye ulaşmasını engellemez. Dolayısıyla dövmeyle alınan gusül ve abdest sahihtir.
Soru 1229: Meşhur ressamlardan olan bir karı-kocanın mesleği sanat eseri tablolarını onarmak ve restore etmektir. Bu tablolardan birçoğu Hıristiyan topluluğunu göstermekte, bazısında haç resmi, Hz. Meryem (aleyha selâm) ve Hz. İsa'nın (aleyhi's-selâm) resimleri var. Çeşitli kurumlar, şirketler ve bazı kişiler kilise tarafından, eskime veya başka sebeple bir bölümü yok olan bu tabloları onarmaları ve restore etmeleri için bu ressamlara başvuruyorlar. Acaba bu karı-kocanın bu tabloları onarıp restore etmeleri ve bunun karşılığında ücret almaları caiz midir? Çoğu tabloların bu türden olduğunu, bu çiftin İslâm öğretilerine bağlı olduklarını ve bu tabloları onarmanın ve restore etmenin de tek geçim kaynakları olduğunu göz önünde bulundurarak hükmü açıklar mısınız?
Cevap: Hıristiyan topluluğunu tavsif etse veya Hz. İsa (aleyhi's-selâm) ve Hz. Meryem'in (aleyha selâm) timsallerini içerse bile sanat eseri olan tabloları onarmanın ve restore etmenin bir sakıncası yoktur. Yine batılı ve sapıklığı yaymadıkça ve veya peşi sıra başka fesatları gerektirmedikçe bu iş karşısında ücret almanın ve bu işi geçim kaynağı edinmenin de sakıncası yoktur.
- SİHİRBAZLIK, BÜYÜCÜLÜK, MEDYUMLUK VE CİNCİLİK
SİHİRBAZLIK, BÜYÜCÜLÜK, MEDYUMLUK VE CİNCİLİK
Soru 1230: Büyü öğrenmenin, öğretmenin, izlemenin ve el çabukluğuna dayanan oyunlar oynamanın hükmü nedir?
Cevap: Bir büyü türü olan illüzyonistliğin öğretilmesi ve öğrenilmesi haramdır; ancak hareket hızı ve el becerisinin eşlik ettiği ve bir büyü türü sayılmayan oyunlarda sakınca yoktur.
Soru 1231: Gayıptan haber veren cifir, remil, horoskop vb. ilimleri öğrenmek caiz midir?
Cevap: Bu ilimlerin günümüzde halk arasındaki kalıntıları genellikle gaybı bilmek ve gayıptan haber vermek konusunda itminan ve güvence verecek nitelikte değillerdir. Ancak bir fesada yol açmazsa cifir ve remil ilimlerini doğru bir şekilde öğrenmenin sakıncası yoktur.
Soru 1232: Büyücülüğü öğrenmek ve büyü yapmak caiz midir? Acaba ruhları, melekleri ve cinleri çağırmanın hükmü nedir?
Cevap: Sihir ilmi ve onu öğrenmek şer'an haramdır; ancak meşru ve makul amaçla olursa sakıncası yoktur. Ama ruhları, melekleri ve cinleri çağırmanın, farklı durumlara, araçlara ve amaçlara göre farklı hükümleri vardır.
Soru 1233: Müminlerin, ruh ve cinleri teshir edip emrine almak suretiyle hastaları tedavi eden bazı kişilere müracaat etmelerinin, onların yaptıkların sadece hayır olduğuna kesin olarak inandıkları takdirde hükmü nedir?
Cevap: Şer'an helâl olan yollarla yapılması durumunda bunun özünde bir sakıncası yoktur.
Soru 1234: Küçük taşlarla fala bakmak ve bu yolla para kazanmak caiz midir?
Cevap: Yalan haber vermek caiz değildir.
- HİPNOTİZMA
HİPNOTİZMA
Soru 1235: Hipnotizma yapmak caiz midir?
Cevap: Makul bir amaçla ve hipnotize olan kimsenin rızasıyla olursa ve yine haram bir işle birlikte yapılmadıkça sakıncası yoktur.
Soru 1236: Bazıları tedavi amacıyla değil, sadece insanın ruhsal gücünü göstermek amacıyla hipnotizmaya başvuruyorlar; acaba bunu yapmaları caiz midir? Yine bu alanda tecrübeli, ama uzman olmayan kişilerin bu işi yapmaları caiz olur mu?
Cevap: Genel olarak hipnotizmayı öğrenmenin, insanlarca makul görülen helâl ve kayda değer bir amaçla ondan yararlanmanın, yapay uykuya dalacak kişinin rızasıyla ve ona kayda değer bir zararı olmaması şartıyla sakıncası yoktur.
- TALİH OYUNLARI
TALİH OYUNLARI
Soru 1237: Piyango biletlerinin alım satımının ve mükellefin bu yolla kazandığı ikramiyenin hükmü nedir?
Cevap: Piyango biletlerinin alım satımı farz ihtiyat gereği haramdır. Bu yolla ikramiye kazanan kişi, kazandığı ikramiyenin şer'an sahibi olamaz ve onu almaya hakkı yoktur.
Soru 1238: "Armağan-ı behzistî" adıyla halk arasında yayınlanan biletleri almanın, onlar için para ödemenin ve onların çekilişlerine katılmanın hükmü nedir?
Cevap: Halktan bağış toplayarak hayır işlerde harcamak amacıyla bilet dağıtmanın ve bağışta bulunanları kura çekilişiyle teşvik etmenin ve bu işe yönlendirmenin şer'î bir engeli yoktur ve yine hayır işlere iştirak etmek amacıyla bu biletleri temin etmek için para ödemenin de bir sakıncası yoktur.
Soru 1239: Birisi arabasını çekiliş-piyango ödülü yoluyla insanlara sunuyor. Şöyle ki, çekilişe katılan kişi, belli bir tarihte, belli bir fiyat üzerinden çekiliş yapılacak olan bileti satın alıyor. Halktan bir grubun katılması ve katılma süresinin dolmasıyla çekiliş yapılıyor. Çekilişte adı çıkan ödülü kazanarak oldukça pahalı olan arabayı teslim alıyor. Acaba çekiliş yoluyla bu şekilde araba satmak şer'an caiz midir?
Cevap: Bu biletlerin alınması ve satılması ihtiyat gereği haramdır ve ödülü kazanan kişi ödülün (arabanın) sahibi olmaz. Mülkiyet için ödül sahibinin bunu satış, bağış veya sulh gibi şeriat sözleşmelerinden biri yoluyla kazanana devretmesi gerekir.
Soru 1240: Daha sonra çekiliş yoluyla toplanan paranın bir kısmı talihlilere hediye edilip, geri kalanı halkın genel menfaatine yönelik hayır işlerinde kullanılacak şekilde, halka bağış bileti satmak caiz midir?
Cevap: Bu işi "satış" olarak adlandırmak doğru değildir. Evet, bu biletleri dağıtmanın ve halkı hayır işlere teşvik etmek için ismi kuradan çıkanlara hediye vermeyi vadetmenin sakıncası yoktur; ancak insanların bu senetleri hayır işlere katkıda bulunma niyetiyle almaları gerekir.
Soru 1241: Belli bir şirkete ait olduğu ve kârının sadece %20'sinin kadın hayır kurumlarına ödendiği düşünülürse, piyango bileti (loto) alınması caiz midir?
Cevap: [Bu biletlerin] alım satımı farz ihtiyat gereği haramdır ve piyango talihlileri [ödül olarak] kazandıkları miktara sahip değildirler.
- RÜŞVET
- TIBBÎ KONULAR